Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat

Y HARFİ İLE BAŞLAYAN KIZ VE ERKEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI

ÇOCUĞUMA HANGİ İSMİ VEREBİLİRİM?

YA'KUB: (Ar.) Er. 1. Erkek keklik. 2. İbranice, "Takib eden, izleyen". -Hz. Yusuf (a.s.)'un babası veKur'an-ı Kerim'de ismi geçen 25 peygamberden (Hz. Ya'kub). Hz. İshak (a.s.)'ın oglu. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

YABAN: (Fars.) Er. 1. Yabancı. 2. Issız kır, ova, çöl, sahra. 3. Dısarı, baska ülke, gurbet. 4. Ekin tarlası.

YABAN GÜLÜ: (Fars.) Ka. 1. Kır gülü. Bozkır çiçegi. 2. Kusburnu.

YABAR: (Tür.) Er. - Güzel koku, misk.

YABENDE: (Fars.) - Bulucu, bulan. Kesfeden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YABGU: (Tür.) Er. - Eski Türk devletlerinde "hükümdar" anlamında kullanılan bir unvan.

YADE: (Fars.) Ka. - Hatıra.

YADİGAR: (Fars.) - Bir kimseyi ya da bir olayı anımsatan kimse. Bırakılan anı. - Erkek ve kadın adıolarak kullanılır.

YAFES: (Ar.) Er. - Hz. Nuh (a.s.)'un üçüncü oglu. Tufandan sonra Hazar denizinin kuzeyine yerlesmistir.Türk soyunun atası oldugu söylenir.

YAĞAN: (Tür.). - Yagmur, kar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YAĞIN: (Tür.) Er. 1. Yagmur. 2. Düsman yagı. 3. Yigit. 4. Arka, sırt.

YAĞINALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yagın).

YAĞIZ: (Tür.) Er. 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yigit. 4. Bakımlı hayvan.

YAĞIZALP: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü yigit.

YAĞIZBAY: (Tür.) Er. - Esmer kimse.

YAĞIZER: (Tür.) Er. - Esmer kimse.

YAĞIZHAN: (Tür.) Er. 1. Esmer hükümdar. 2. Yegni, katı, cesur han.

YAĞIZKAN: (Tür.) Er. - Asil, soylu kan.

YAĞIZKURT: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü, kuvvetli kimse.

YAĞIZTEKİN: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü, erkek.

YAĞMUR: (Tür.) Ka. - Gökten damlalar halinde düsen su.

YAĞMURCA: (Tür.) Er. - Bir tür geyik. Dag keçisi.

YAHŞİ: (Tür.) Er. 1. İyi, güzel, çok güzel. 2. Yigit, yakısıklı. 3. Toy, deneyimsiz genç.

YAHSİBAY: (Tür.) Er. - İyi tanınan, saygın kimse.

YAHSİHAN: (Tür.) Er. - Genç, güzel hükümdar.

YAHYA: (Ýbr.) Er. - 'Allah lütufkardır" anlamında. Kur'an-ı Kerim'de 5 yerde ismi geçen ve Zekeriyya(a.s.)'nın oglu olan peygamber.

YAKAZAN: (Ar.) Ka. - (bkz. Yakzan).

YAKTIN: (Fars.) Er. - Kabak. Kavun, karvpuz, hıyar gibi toprakta uzanıp, yetisen bitki.

YAKUT: (Ar.) 1. Parlak kırmızı, seffaf kıymetli tas. 2. Sibirya'nın kuzey kısmında yasayan bir Türkkavmi. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YAKZAN: (Ar.) Er. - Uyanık, gözü açık.

YALABUK: (Tür.) Er. 1. Güzel, yakısıklı, sevimli. 2. Parlak, ısıltılı. Simsek. 3. Çevik, atik, isgüzar. 4.Kavgada üstün gelen.

YALAP: (Tür.) Er. 1. Parıltı. 2. Ývedi, hızlı, çabuk. 3. San renkli bir kus. 4. Simsek.

YALAVAC: (Tür.) Er. - Peygamber, elçi.

YALAZ: (Tür.) Er. 1. Alev. 2. Bayrak.

YALAZA: (Tür.) - Alev. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YALAZABEY: (Tür.) Er. - Ates gibi.

YALAZALP: (Tür.) Er. - Alev gibi parlak yigit.

YALAZAN: (Tür.) - Berk, simsek. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YALAZAY: (Tür.) - Ayın kırmızı ısıklar açar hali. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YALÇIN: (Tür.) Er. 1. Sarp. 2. Düz kaygan. 3. Parlak, cilalı.

YALÇINER: (Tür.) Er. - (bkz. Yalçın). Çetin, sert ve yigit.

YALÇINKAYA: (Tür.) Er. - bkz. Yalçın.

YALÇUK: (Tür.) Er. 1. Parlak, parlayan. 2. Elçi.

YALDIRAK: (Tür.) Er. - Ak, parlak, ısıltılı.

YALE: (Fars.) - Sıgır boynuzu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YALGIN: (Tür.) Er. 1. Serap, ılgın. 2. Alev.

YALIM: (Tür.) Er. 1. Alev, ates. 2. Kılıç, bıçak vb. kesici yüzü. 3. Kaya. Sarp yer, uçurum. 4. Simsek. 5.Kuvvet, kudret. 6. Onur, derece. 7. Çalım, gurur.

YALIN: (Tür.) 1. Gösterissiz, sessiz, sade. 2. Alev, ates. 3. Tas, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz. - Erkekve kadın adı olarak kullanılır.

YALINALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yalın).

YALINAY: (Tür.) - (bkz. Yalın). Ayın en görkemli ve sade görüntüsü. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

YALINÇ: (Tür.) Er. - Karısık olmayan, sade, yalın, yapılması ve anlasılması kolay olan.

YALKI: (Tür.) Er. 1. Yalın, tek. 2. Isın.

YALKIN: (Tür.) Er. - (bkz. Yalgın).

YALMAN: (Tür.) Er. 1. Kılıç, kama, bıçak, mızrak'ın agzı veya ucu. 2. Sarp, dik. Egik, eginik.

YALTIR: (Tür.) Er. - Parlak, parlayan.

YALTIRAK: (Tür.) Er. 1. Isık, parıltı. 2. Kuyruklu yıldız.

YALTIRAY: (Tür.) Er. - (bkz. Yaltır). Ayın ısıltısı.

YALVAÇ: (Tür.) Er. - (bkz. Yalavaç).

YAMAÇ: (Tür.) Er. 1. Dagın ya da tepenin herhangi bir yanı. Karsı. Yan. 2. Yakın. 3. Bedel, karsılık.

YAMAN: (Tür.) Er. 1. Kötü, korkulan, siddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. Ýsbilir, kurnaz, becerikli.

YAMANER: (Tür.) Er. - Güçlü, cesur erkek.

YAMANÖZ: (Tür.) Er. - Özü güçlü olan.

YANAÇ: (Tür.) Er. - Yön, taraf.

YANAL: (Tür.) Er. 1. Yanda olan, yana düsen. 2. Alaca, degisik renkli. 3. Kırmızı pembe. 4. Nehiryatagı.

YANAR: (Tür.) Er. 1. Parlayan, parıldayan. 2. Kaplıca. 3. Aralık ve Ocak ayı.

YANIK: (Tür.) Er. 1. Yanmıs olan, esmer. 2. Duygulu, dokunaklı. 3. Kavruk, gelismemis. 4. Asık.

YANIKER: (Tür.) Er. - Asık, vurgun kimse.

YANKI: (Tür.) - Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması. - Erkek vekadın adı olarak kullanılır.

YAPINCAK: (Tür.) Ka. - Seyrek taneli, kırmızı bereli bir üzüm türü.

YAPRAK: (Tür.) Ka. 1. Bitkilerde ekseriya klorofilli, yesil renkli, çesitli sekil ve yapıda olan solukalmaya yarayan uzantı. 2. Kitap yapragı, varak.

YAREN: (Fars.) Er. - Arkadas, dost, yakın dost.

YARIDİL: (Fars.) - Gönül arkadası, sevgili. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YARKAYA: (Tür.) Er. - Sarp, uçurumlu kaya.

YARKIN: (Tür.) - Simsek, ısık, ısıklı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YARLIK: (Tür.) Er. 1. Buyruk, ferman. Yasa, kanun. 2. Yoksul, acınan. 3. Bagıs, lütuf.

YARUK: (Tür.) Er. - Isık, aydınlık, parlaklık, parıltı.

YASA: (Tür.) Er. - Sevinç memnuniyet, begenme ve alkıs ifade eder; yasasın, ömrü çok olsun, aferin.

YASAN: (Tür.) Er. 1. Tertip, düzen. 2. Ýmge, belirti. 3. Bir isi yapma istegi, karar. 4. Öngörü. 5. Baskın.

YASAVUL: (Tür.) Er. 1. Koruyucu muhafız. 2. Ýlhanlılar devrinde ordu müfettisligi yapan kimse. 3.Jandarma, polis.

YASEMİN: (Fars.) Ka. - Zeytingillerden, güzel kokulu ve ekseriya beyaz veya sarı çiçek açan sarılganagaççık (jasminum).

YASER: (Ar.) Er. - Bolluk, varlık, zenginlik, varlıklılık.

YASİN: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'in 36. suresinin baslangıcı. Asıl manası bilinmemekle birlikte, "Eyinsan, Ey Seyyid" gibi muhtelif anlamlar çıkarılmıstır.

YASUN: (Tür.) Er. 1. Tarz, üslup, töre. 2. Doga, tabiat.

YASAM: (Tür.) - Dogumdan ölüme kadar geçen süre, hayat. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YASANUR: (Tür.) - (bkz. Yasa). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YASAR: (Tür.) - Dogan çocugun uzun ömürlü olması dilegiyle konulan adlardır. - Erkek ve kadın adıolarak kullanılır.

YASIK: (Tür.) Er. - Isık, parıltı, parlaklık.

YASIL: (Tür.) Er. 1. Yesil. 2. Erkek ördek.

YASIN: (Tür.) 1. Isık, parlaklık. 2. Gizli. 3. Simsek.

YATMAN: (Tür.) Er. - Boyun egen, uysal, yumusak baslı kimse.

YATUK: (Tür.) Er. 1. Kanun, santur vb. sazların genel adı. 2. Saklanan kullanılmayan sey. 3. Tembel.

YAVER: (Fars.) Er. - Yardımcı.

YAVES: (Tür.) Er. 1. Agırbaslı, yumusak huylu, sakin. 2. Sefkatli, sevecen.

YAVUZ: (Tür.) Er. 1. Yaman güçlü, güzel. 2. Sert, siddetli, çetin, keskin. 3. Fevkalade, ala, müstesna. 4.Kötü, fena azgın. Yavuz Sultan Selim. Hilafetin Osmanlılara geçmesini saglayan dokuzuncu Osmanlı padisahı.

YAVUZALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yavuz). Çetin ve mücadeleci yigit.

YAVUZAY: (Tür.) Er. - (bkz. Yavuz). Ayın en güzel hali.

YAVUZCAN: (Tür.) Er. - Güçlü kisiligi olan, kimse.

YAVUZER: (Tür.) Er. - Cesur, güçlü erkek.

YAVUZHAN: (Tür.) Er. - Güçlü hükümdar, hakan.

YAY: (Tür.) Er. 1. Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiris gerilmis egri agaç ya da metal çubuk. 2.Burç.

YAYALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yay). -Sportmen.

YAYBÜKE: (Tür.) Er. - (bkz. Yay).

YAYGIR: (Tür.) Er. - Gökkusagı.

YAYLA: (Tür.) Ka. - Deniz yüzeyinden yüksek, yaz mevsiminde oturulan serin ve yüksek yerler.

YAZGAN: (Tür.) Er. - Yazan, yazar.

YAZGANALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yazgan).

YAZGI: (Tür.) - Kader, alın yazısı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YAZGÜLÜ: (Tür.) Ka. - Yazın açan gül.

YAZIR: (Tür.) Er. - Oguzların, Bozok kolunun Ayhan soyundan gelen bir Türkmen boyunun adı.

YEDİER: (Tür.) Er. - (bkz. Yediger).

YEDİGER: (Tür.) Er. - Büyük ayı takım yıldızı.

YEDİVEREN: (Tür.) Ka. - Yılda her mevsim çiçek açan gül.

YEFA: (Ar.) - Yüksek yer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YEGAH: (Fars.) Ka. - Türk müziginin en eski makamlarından bir terkib.

YEGAN: (Fars.) Er. - Tekler, birler.

YEGANE: (Fars.) Ka. - Biricik, tek.

YEĞİN: (Tür.) Er. 1. Zorlu, katı, siddetli. 2. Baskın, üstün. Yigit, güçlü, çalıskan. 3. Bereketli, bol. 4.Ýyiligi seven. 5. Yakısıklı, güzel, ince. 6. Uygun yerinde.

YEĞİNER: (Tür.) Er. - (bkz. Yegin).

YEĞREK: (Tür.) Er. 1. İyilik sever. 2. Güzel. 3. Fazla, çok.

YEHUD: (Ar.) Er. - Yahudi, Hz. Ya'kub'un oglu Yahuda soyundan gelenler, İsrailogulları.

YEHUDA: (Ar.) Er. - Hz. Ya'kub'un on iki oglunun en büyügü.

YEKÇESME: (Fars.) Ka. 1. Tek gözlü. 2. (Tür.) Günes.

YEKDANE: (Fars.) Ka. 1. Esi benzeri olmayan, tek. 2. Bir çesit gerdanlık.

YEKPARE: (Fars.) Ka. - Tek parça, bütün, som.

YEKRENG: (Fars.) Ka. 1. Bir renkte olan. 2. Sözünün eri olan. 3. Meshur bir çesit lale.

YEKRU: (Fars.) Er. 1. Bir yüzlü, iki yüzlü olmayan. 2. Güvenilir dost.

YEKRUYE: (Fars.) Ka. - (bkz. Yekru).

YEKSAN: (Fars.) 1. Düz. 2. Bir, beraber. 3. Her zaman, bir düzeyde. -Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

YEKSARE: (Fars.) Ka. - (bkz. Yekser).

YEKSER: (Fars.) Er. 1. Yalnız basına. 2. Bir bastan bir basa. 3. Ansızın, nagehan.

YEKTA: (Fars.) Er. 1. Tek, yalnız. 2. Essiz, benzersiz.

YELAL: (Tür.) Er. - Rüzgar, yel, esinti.

YELDÂ: (Fars.) Ka. - Uzun ve siyah sey. Seb-i yelda; uzun gece.

YELDAN: (Tür.) Er. - Hızlı, süratli.

YELEN: (Tür.) Er. 1. Arzu, istek. 2. Fırtına.

YELER: (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk kimse.

YELESEN: (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk.

YELİZ: (Tür.) Ka. - Güzel, havadar, aydınlık.

YELMEN: (Tür.) Er. - Aceleci, hızlı davranan, canı tez kimse.

YELTEKİN: (Tür.) Er. - (bkz.Yeler).

YENAL: (Tür.) Er. - Galip gelmek, zafer kazanmaktan emir.

YENAY: (Tür.) - Yeni ay, hilal-i ayça. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YENBU: (Ar.) - Pınar, çesme, kaynak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YENER: (Tür.) - Üstün gelen, kazanan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YENGİ: (Tür.) Er. - Zafer, utku, yenme, alt etme.

YENİSEY: (Tür.) Er. - Eski SSCB'de 3800 km uzunlugundaki ırmak.

YENİSU: (Tür.) - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YEREL: (Tür.) - Belirli bir yer ile ilgili olan, örf. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YERGİN: (Tür.) Er. - Hüzünlü, tasalı, kaygılı.

YERHUM: (Ar.) Er. - Erkek kartal.

YERSEL: (Tür.) - Yere ait, yerle ilgili. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YERTAN: (Tür.) Er. - Günesin ilk ısıklan.

YESAR: (Ar.) Er. 1. Varlık, zenginlik. 2. Sol, sol tarafı.

YESARET: (Ar.) Ka. 1. Kolaylık. 2. Zenginlik.

YESÂRİ: (Ar.) Er. 1. Sol, solla ilgili, sol tarafa ait. 2. Zenginlikle ilgili.

YESÜGEY: (Tür.) Er. - Cengiz Han'ın babası, Kubilay Han'ın kardesi olan Türk- Mogol hükümdarı.

YEŞİL: (Tür.) Ka. 1. San ile mavinin karısımından olusan, çogu bitki yapraklarında görülen renk. 2.Genç, taze. 3. Koyu al renkte at. 4. Yesil baslı yaban ördegi.

YEŞİM: (Ar.) Ka. - Açık yesil ve pembe renkli, kolay islenen, degerli bir tas.

YETEN: (Tür.) 1. Yetisen, ulasan. Olgun, olgunlasan. 2. Süresi dolan, günü gelen. 3. Tüm canlılar,herkes. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YETENER: (Tür.) Er. - Olgun erkek.

YETER: (Tür.) - Sonuncu olması istenen çocuklara verilen adlardır. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

YETİK: (Tür.) Er. 1. Yetismis, erismis, büyümüs. Bilgili, olgun. 2. Güç isleri basaran, becerikli. 3.Delikanlı. 4. Ýri, büyük.

YETİŞ: (Tür.) - Amacına ulas, istegine kavus. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YETİŞEN: (Tür.) - Ulasan, kavusan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YETKİN: (Tür.) - Gerekli olgunluga erismis olan, ergin. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YETKİNER: (Tür.) Er. - Olgun, kisilikli bilge.

YEZDAN: (Fars) 1. Zerdüstlerin iyilik tanrısı. 2. Allah. - Ýsim olarak kullanılmaz.

YEZİD: (Ar.) Er. - Emevi halifesi Muaviye'nin 3. oglu.

YIBAR: (Tür.) Er. - Misk, amber, güzel koku.

YİĞİT: (Tür.) Er. 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp 2. Delikanlı, genç, erkek. 3. Gözüpek, düsünceleriniaçıkça söylemekten kaçınmayan kimse.

YİĞİTCAN: (Tür.) Er. - Güçlü, korkusuz, kahraman.

YİĞİTER: (Tür.) Er. - (bkz. Yigit-can).

YİĞİTHAN: (Tür.) Er. - Yigit, cesur hakan.

YİĞİTKAN: (Tür.) Er. - Güçlü, cesur soydan gelen.

YILDANUR: (Tür.) Ka. - Seneyi aydınlatan, ısık saçan.

YILDIKU: (Tür.) Ka. 1. Yıldız. 2. Ünlü Hun hükümdarı Atilla'nın son karısı.

YILDIR: (Tür.) Er. - Parlak, parlayan, ısıklı ısık.

YILDIRALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yıldır).

YILDIRAN: (Tür.) Er. - Parlayan, ısıldayan, ısık saçan.

YILDIRAY: (Tür.) Er. - Parlak, ısık saçan ay.

YILDIRIM: (Tür.) Er. 1. Büyük ısık parlaması ve gök gürültüsüyle ortaya çıkan bulutlar arasında veyabuluttan yere elektrik bosalması, saika. 2. Siddetli, süratli, çabuk! Yıldırım harekatı. Ünlü Osmanlı padisahı: Yıldırım Bayezid.

YILDIZ: (Tür.) Ka. 1. Geceleri gökte çıplak gözle ısıklı bir nokta olarak görülen gök cismi, necm,kevkeb, si-tare, ahter. 2. Bir noktadan çevreye bes veya daha fazla çıkıntısı olan köseli. 3. Baht, talih. 4. Mesleginde çok parlamıs kimse ve daha çok parlamıs kimse, sinema sanatçısı. 5. Kuzey (Denizcilikte).

YILDIZHAN: (Tür.) Er. - Yıldızların hakanı.

YILHAN: (Tür.) Er. - Yıl - han.

YILKAN: (Tür.) Er. - Yıl - kan.

YILMA: (Tür.) Er. - Vazgeçme, korkma, dogru yoldan yürümekten ayrılma, yılma.

YILMAZ: (Tür.) Er. - Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.

YILSEN: (Tür.) Ka. - (bkz. Yıldanur).

YOGUN: (Tür.) Er. 1. Oylumuna oranla agırlıgı çok olan. 2. Dolu, sık. 3. Kalabalık. 4. Ýri, kaba, kalın.

YOGUNAY: (Tür.) Er. - (bkz. Yogun).

YOLAÇ: (Tür.) Er. - Yol gösteren, kılavuz.

YONCA: (Tür.) Ka. - Baklagillerden, kırmızı veya mor çiçek açan, çayır bitkisi.

YORDAM: (Tür.) 1. Kılavuz, rehber. 2. Beceri, yatkınlık. 3. Gelenek, görenek. 4. Anlayıs, yerindedavranıs. 5. Kural, yöntem, düzen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YORUÇ: (Tür.) Er. - Komutan, kumandan.

YOSUN: (Tür.) - Çogu sularda yetisen, ilkel yapıdaki bitkilerin genel adı. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

YÖNAL: (Tür.) Er. - Yönünü, cepheni al.

YÖNER: (Tür.) Er. - (bkz. Yönal).

YÖNET: (Tür.) Er. 1. Uygun, dogru. 2. Ýyi, güzel. 3. Uysal. 4. Becerikli, yatkın. 5. Biçim, tarz, usul.

YÖNTEM: (Tür.) 1. Yol, tarz, metod. 2. Yetenek. 3. Uygun, kolay. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YÖRÜK: (Tür.) Er. 1. Göçebe. 2. Çabuk yürüyen, hızlı. 3. Hayvancılıkla geçinen göçebe Oguz Türkleri.

YULA: (Tür.) 1. Mesale. Kandil. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YULUG: (Tür.) 1. Mutlu, mesut. 2. Hak, adalet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YUMLU: (Tür.) 1. Ugurlu, kutlu. 2. Kutsal, mübarek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YUMUK: (Tür.) Ka. 1. Açılmamıs çiçek, gül goncası. 2. Uysal, sessiz, agırbaslı.

YUMUŞ: (Tür.) - İs, güç çalısma. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YUNUS: (Ar.) Er. 1. Ilık ve sıcak denizlerde yasayan, memeli hayvan. 2. Bir takım yıldızın adı. 3. Uzunmüddet bir balıgın karnında kaldıgı rivayet edilen ve Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen 25 peygamberden birisi. Hz. Yunus (a.s.). Kur'an-ı Kerim'in 10. suresi.

YURA: (Tür.) Er. - Dag sırtı.

YURDAER: (Tür.) Er. - Yurdu için dogmus kimse.

YURDAGÜL: (Tür.) Ka. - Ülkene gül. Ýlken için yararlı ol.

YURDANUR: (Tür.) Ka. - Yurduna, ülkene ısık saç, aydınlat.

YURDAŞEN: (Tür.) - Yurdu senlendiren. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YURDAY: (Tür.) - Yurdu aydınlatan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YURDCAN: (Tür.) Er. - Yurda canlılık veren.

YURDUSEV: (Tür.) Ka. - Ülkeni, yurdunu sev.

YURT: (Tür.) Er. 1. At, kısrak. At sürüsü. 2. Orman.

YURTSEVEN: (Tür.). - Yurdunu milletini seven. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YURTSEVER: (Tür.) Er. - (bkz. Yurtseven).

YUSUF: (Ar.) Er. 1. Hz. Ya'kub (a.s.)'un oglu olan peygamber Hz. Yusuf. 2. Ýbranice; inleyen, ah eden,inilti.

YUSA: (Tür.) Er. - Tarihlerde, Peygamber oldugu rivayet edilen Yûsa b. Nün.

YÜCE: (Tür.) - Yüksek, büyük, ulu, bala. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YÜCEALP: (Tür.) Er. - Büyük, ulu yigit.

YÜCEL: (Tür.) - Yüksel, yüce bir duruma gel, basarı kazan, ilerle. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YÜCELAY: (Tür.) - (bkz. Yücel). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YÜCELEN: (Tür.) Er. - Yükselen, yüce bir duruma gelen, ilerleyen.

YÜCESAN: (Tür.) Er. - Saygın bir adı olan.

YÜCESOY: (Tür.) Er. - Saygın, ulu, soylu.

YÜCETEKİN: (Tür.) Er. - (bkz. Yüce).

YÜKSEL: (Tür.) - Yükseklere çık, yücel, basan kazan, ilerle. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

YÜMİN: (Ar.) Er. 1. Ugur, mutluluk. 2. Bereket.

YÜMNA: (Ar.) Ka. - Sag taraf.

YÜMNİ: (Ar.) Er. 1. Ugurlu, becerikli. Ýsi sag eliyle gören. Kıyamet gününde kitabını sag tarafındanalacak olan. 2. Ugura ait, ugurla ilgili.

YÜMNİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Yümni).

YÜRÜK: (Tür.) Er. - (bkz. Yörük). 1. Çabuk ve hızlı yürüyen. 2. Tarihte yeniçerilere katılan yaya asker.3. Hızlı kosan at.

YÜRÜKER: (Tür.) Er. - (bkz. Yürük).

YÜSR: (Ar.) Er. 1. Kolaylık, rahat. 2. Zenginlik.

YÜSRA: (Ar.) Ka. - Sol taraf.

YÜZÜAK: (Tür.) Er. - Dürüst, namuslu, dogru, suçsuz kimse.


 Öne Çıkanlar

 

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi