Dünya tarihinde görülmüş en uzun süreli hanedanlıklardan biri olan Osmanlı, dünya tarihi ve coğrafyasını şekillendirmiş, yetiştirdiği büyük komutan, devlet adamı, sanatçı ve bilim adamlarıyla emsalsiz bir başarıya imza atmıştır.
Osmanlı unutulmadı, unutulması da mümkün değil. Kurdukları imparatorluk, yüz yıldır paramparça olmuş durumda. Nice kitapların sayfalarına hükmeden alfabeleri yasaklandı, muhteşem tuğraları kitabelerden söküldü, bu devleti 600 yıl yöneten hanedan geri dönmemecesine yurt dışına sürüldü. Üstelik arkalarından lanetlenerek.
Bugünkü nesiller atalarının neler yaptığını bilip tanıdıkça kendilerinin neden onlar gibi olamadığını sorgulayacak ve daha iyisini yapmak için elinden gelenin daha fazlasını yapacaktır.
Bir avuç insanın dünya tarihini 600 yıl boyunca şekillendirecek bir cihan devletinin mimarları haline nasıl geldikleri ve bu düzeni dünyanın en zor coğrafyalarından birinde kurup asırlar boyu nasıl devam ettirdikleri her zaman araştırılıp ders çıkarılması gereken bir konu olacaktır.
3. MUSTAFA KISA HAYATI
ÜÇÜNCÜ MUSTAFA KAÇINCI PADİŞAH?
DOĞUM TARİHİ, SALTANATI, ÖLÜMÜ
26. Osmanlı Padişahı
Babası: III. Ahmed
Annesi: Mihrişah Sultan
Doğumu: İstanbul, 1717
Ölümü: İstanbul, 1774
Saltanatı: 1757-1774
III. Ahmed'in Mihrişah Sultan'dan doğan oğludur. 40 yaşında tahta çıkan III. Mustafa'nın saltanatının ilk 10 yılı önemli bir harici sıkıntı yaşanmadan geçti. Bu dönemde Sadrazam Koca Ragıb Paşa'nın barışçı dış politikası, Ruslarla çıkması muhtemel bir savaşı önlemiştir. Yenilik hareketlerini destekleyen III. Mustafa, Fransa'dan Baron de Tott'u getirterek topçu ocağında geniş ölçekli revizyonlara gitmiş, Kara ve Deniz Mühendis okullarının açılmasını sağlamıştır. Koca Ragıb Paşa'nın ölümü üzerine barışçı dış politikadan vazgeçilmiş, Polonyalılardan gelen talep üzerine Ruslarla savaş yeniden başlamış (1768), fakat birbiri ardından gelen yenilgiler Paşa'nın politikasının haklılığını göstermiştir. Tuna taraflarında uğranılan Kartal yenilgisini Çeşme limanında donanmamızın Ruslar tarafından yakılarak imha edilmesi (1770) faciası takip etmiş, bir yıl sonra ise Kırım yarımadası kaybedilmiştir. Rusların Dobruca'dan Bulgaristan'a girdiğini görünce III. Mustafa durumun kötüye gittiğini büyük bir üzüntüyle gözlemlemiş, tam bu sırada inme inerek ölmüştür. Cenazesi, İstanbul'da yaptırdığı Laleli Camii'nin yanındaki türbesine gömülmüştür. Uyanık fikirli, çalışkan, yenilikçi ve tasarrufa son derece riayet eden bir padişahtı. Askeriyede Avrupa tarzı bir islahat yapılması taraftarıydı. Öte yandan yıldız falına (ilm-i nücuma) inanırdı. Meslek olarak para basma işiyle (sikkezenlik) uğraşırdı. Güzel konuşmasıyla tanınırdı. Kaynaklarda iyi bir hattat olduğu yazılıdır. Tarihe özel bir merakı vardı. Osmanlı Sarayı'nda Ramazan ayında padişah huzurunda verilen dersleri (Huzur Dersleri'ni) başlatan padişahtır. İstanbul'da ağır tahribata sebep olan 1766 depreminden sonra şehrin yeniden imarına ağırlık vermiş, Fatih ve Eyüp camileri gibi eserleri klasik üslupta olmak üzere yeni baştan yaptırmıştır. Devrindeki çılgın projelerden birisi, Sapanca Gölü'nü İzmit Körfezi'ne bağlamaktı. Süveyş Kanalı'nın açılması da ilk olarak onun saltanatında gündeme getirilmiştir.