TAFTE: (Fars.) 1. Bükülmüs, katlanmıs. 2. Yanmıs, yanık. 3. Aydınlık, parlak. 4. Üzgün, cigeri yanmıs,asık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TAFTİN: (Ar.) Er. - Akıl erdirme, anlama, tefhim.
TAGALAP: (Tür.) Er. - Dag alp. Dag gibi güçlü, gösterisli, heybetli yigit.
TAGAR: (Tür.) Er. - Kapı, çanak, çömlek.
TAGMAN: (Tür.) Er. - Dag gibi iriyarı, gösterisli.
TAHA: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'in 20. suresi. - Hz. Ömer'e müslüman olmadan önce okunan ilk sure.Hz. Ömer bu sureden etkilenmis ve müslüman olmustur.
TAHİR: (Ar.) Er. 1. Temiz, pak. 2. Türk musikisinde basit bir makam. 3. Her türlü günah ve ayıptan arıoldugundan Rasulullah (s.a.s)'a bu isim verilmistir.
TAHİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahir).
TAHİYYE: (Ar.) Ka. 1. "Allah ömür versin" demek. Selam verme, hayır dua etmek. 2. Mülk, malikiyyet.
TALİB: (Ar.) Er. 1. Talep eden arayan, isteyen; istekli. 2. Alıcı müsteri. 3. Medrese talebesi, talebe. -Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.
TALİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Talib).
TALİH: (Ar.) Er. - Sans, talih, kader.
TALİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Talih).
TALİK: (Ar.) Er. 1. Güleryüzlü. 2. Düzgün söz söyleyen.
TALİYE: (Ar.) Ka. 1. Sonradan gelen, bir seyin arkası sıra giden. Ýkinci derecede olan. 2. Kur'an okuyan.
TALU: (Tür.). 1. Seçkin, seçilmis, güzel. 2. Ýki kürek kemigi arası. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TALUY: (Tür.) Er. - Deniz, okyanus, talay.
TALUT: (İbr.) Er. - Bakara suresinde İsrailogulları hükümdarlıgına Allah tarafından tayin edilen ve az biraskerle Calut'un ordularını yok eden komutan.
TAMAY: (Tür.). - Dolunay, ayın ondördü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TAMER: (Tür.) Er. - Nitelikli, saygın kisi.
TAMERK: (Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli kimse.
TAMERKİN: (Tür.) Er. - (bkz. Tamerk).
TAMKOÇ: (Tür.) Er. - Koç gibi güçlü.
TAMKUT: (Tür.) Er. - Çok mutlu, talihli kimse.
TAN: (Tür.) 1. Günes dogmadan önceki alacakaranlık, safak vakti. 2. Sabah, aksam esen serin esinti. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TANAÇAN: (Tür.) Er. - Sabah alacakaranlık.
TANAK: (Tür.) Er. - Garip, tuhaf, sasırtıcı.
TANALP: (Tür.) Er. - Aydın, bilge yigit.
TANALTAN: (Tür.) Er. - Tan - altan.
TANALTAY: (Tür.) Er. - Tan - altay.
TANAY: (Tür.) - Safak ve ay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TARA: (Fars.) - Yıldız, necim. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TARAB: (Ar.) - Sevinç, senlik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TARABENGİZ: (Fars.) Ka. - Sevindirici, costurucu.
TARAİF: (Ar.) Ka. - Az bulunur, ince seyler.
TARAN: (Tür.) Er. 1. Genis alan. 2. Ýn. 3. Kus ya da balık kümeleri.
TARANCI: (Tür.) Er. - Rençper, çiftçi.
TARAVET: (Ar.) Ka. - Güzellik, tazelik, genç.
TARDU: (Tür.) - Armagan, hediye. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TARHAN: (Tür.) 1. Oguzlarda demirci ve zanaatçı ustaları. 2. Esnaf temsilcileri. 3. Büyük topraksahipleri, büyük tüccarlar. 4. Han ve komutan unvanı.
TARHUN: (Ar.) - Hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TÂRIK: (Ar.) Er. - Sabah yıldızı, zühre, venüs, yol. Tarık b. Ziyad (Öl. Sam 720): Berberi asıllı Ýslamkomutanı. Cebeli Tarık'ı geçip Ýspanya'yı fethetti. Ýslam egemenligini saglayıp Endülüs Ýslam Devleti'nin kurulmasını sagladı.
TARIM: (Tür.) 1. Göllere, kumluklara dökülen çay kollan. 2. Verim almak için toprak üzerinde yapılançalısmaların tümü. 3. (Uygurca'da) kadınlara verilen bir unvan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TARIMER: (Tür.) Er. - Tarımla ugrasankimse.
TARKAN: (Tür.) Er. 1. İslam'dan önce Türklerin kullandıgı, vekil, vezir, bey gibi unvan. 2. Ayrıcalıklı,saygın kisi.
TARİM: (Fars.) Ka. 1. Çardak. Kubbe. 2. Gökyüzü.
TASVİR: (Ar.) Ka. 1. Betimleme. 2. Resim.
TAŞAN: (Tür.) - Coskulu, taskın. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TAŞBOĞA: (Tür.) Er. - Tas gibi sert, boga gibi güçlü kimse.
TAŞCAN: (Tür.) Er. - Tas gibi saglam kimse.
TAŞDEMİR: (Tür.) Er. - Tas ve demir gibi güçlü, saglıklı.
TAŞEL: (Tür.) Er. - Saglam güçlü el.
TAŞER: (Tür.) Er. - Saglam güçlü kimse.
TAŞGAN: (Tür.) - Pınar, kaynak. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TAŞKAN: (Tür.) Er. - Saglam, güçlü soydan gelen.
TAŞKIN: (Tür.) Er. 1. Tasmıs halde bulunan. Coskun. Asırı. 2. Akarsuların yataga sıgmayacak miktardasu tasıması sırasında meydana gelen su yayılması olayı.
TAŞKINAY: (Tür.) - (bkz. Taskın). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TAŞKINER: (Tür.) Er. - Coskulu, coskun kimse.
TAŞTEKİN: (Tür.) Er. - Emin, dayanılır, saglam kisi.TATAR: (Tür.) 1. Bir Türk kavmi. 2. Posta sürücüsü. 3. Gül zambak gibi çiçeklerin açılmamıs goncaları. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TATU: (Tür.) - Barıs, sulh. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TAVGAÇ: (Tür.) Er. - Çekicilik, cazibe.
TAVİL: (Ar.) Er. 1. Uzun. Çok süren. 2. Aruzda bir ölçek.
TAYBARS: (Tür.) Er. - Pars gibi güçlü tay (çocuk).
TAYBE: (Ar.) - Medine-i Münevvere. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TAYCAN: (Tür.) Er. - Genç ve güçlü kimse.
TAYF: (Ar.) 1. Görüntü. 2. Bilesik bir ısık demetinin bir pirizmadan geçtikten sonra ayrıldıgı basitrenklerden olusmus görüntü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TAYFUN: (Tür.) Er. - Büyük okyanus ve Çin Denizi'nde görülen siddetli fırtına.
TAYFUR: (Ar.) Er. 1. Küçük bir kus türü. 2. Tayfuriye tarikatını kuran Beyazıd Bestami Ebu ZeydTayfur'un adı.
TAYGAR: (Ar.) Er. - Uçan uçucu. Gaza dönüsen.
TAYGUN: (Tür.) Er. - Çocuk, torun.
TAYGUNER: (Tür.) Er. - Erkek torun
TAYI: (Ar.) Er. - Bir isi kendi istegiyle yapan.
TAYKARA: (Tür.) Er. - Esmer, ka-rayagız çocuk.
TAYKOÇ: (Tür.) Er. - Tay - koç.
TAYKURT: (Tür.) Er. - Tay - kurt.
TAYKUT: (Tür.) Er. - Kutlu ugurlu çocuk.
TAYLAK: (Tür.) Er. 1. Yeni dogmus at yavrusu. Biniye gelmis iki yasında at yavrusu. Deve yavrusu. 2.Yaramaz çocuk.
TAYLAN: (Tür.) 1. Ýnce, kibar, güzel, boylu boslu kimse. 2. Çok yagmur yagdıgı halde islenebilir toprak.-Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TEKSEN: (Tür.) - Sen teksin, essizsin anlamında. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
TEKSOY: (Tür.) Er. - Essiz bir soydan gelen.
TELMİYE: (Ar.) Ka. 1. Parıldatma, renk renk yapma. 2. Dizeleri baska baska dillerde olan kosuk,manzume yapma.
TELVİN: (Ar.) Ka. - Renk verme, boyama.
TEMAŞA: (Ar.) Ka. 1. Hoslanarak bakma, seyretme. 2. Gezme, gezi.TEMCİT: (Ar.) Er. 1. Ululama, agırlama. 2. Sabah ezanından sonra okunan, Allah'ın ululugunu anlatan dua.
TEMDİH: (Ar.) Er. - Çok övme.
TEMDİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Tem-dih).
TEMEL: (Yun.) Er. 1. Yapılardan toprak içinde kalan ve yapıya dayanak teskil eden duvar ve tabankısımları, koyuk. Bu kısımların yapılması için açılan çukur. 2. Asıl, esas. 3. Dayanak. 4. Belli, baslı en mühim.
TEMENNA: (Ar.) Ka. - El ile selam verme. - (bkz. Temenni).