Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat

T HARFİ İLE BAŞLAYAN KIZ VE ERKEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI

ÇOCUĞUMA HANGİ İSMİ VEREBİLİRİM?

TABDAN: (Fars.) Ka. -Isıklı, parlak.

TABENDE: (Fars.) Ka. - Parlayan, ısık veren

TABERİ: (Ar.) Er. - Büyük Ýslâm tarihçilerinden biri.

TABİSTAN: (Fars.) Ka. - Yaz.

TABİYE: (Ar.) Ka. - Yerli yerine koyup hazırlama, düzenleme.

TABNAK: (Fars.) Ka. - Parlak.

TACAL: (Tür.) Er. - Üstün ol, bas ol.

TACAVER: (Fars.) Er. - Padisah, hükümdar.

TACEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin tacı. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

TACISER: (Ar.) Ka. - Bas tacı, en çok sevilen, sayılan.

TACİ: (Ar.) Er. - Taçla ilgili.

TACİK: (Fars.) Er. - Ýran ve Türkistan'da yasayan Ýran asıllı, Farsça konusan halktan olan kimse.

TACİM: (Ar.) Er. - Noktalama, noktalatma.

TACİR: (Ar.) Er. - Ticareti meslek edinmis olan,

TACİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tacir).

TAÇKIN: (Tür.) Er. - Gurur.

TAÇNUR: (Ar.) Ka. - Isıktan nurdan taç.

TAFDİL: (Fars.) - Birini digerinden üstün tutma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFLAN: (Tür.) - Gülgillerden kısın yapragını dökmeyen bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFRA: (Ar.) Er. 1. Yukarıya sıçrama, atlama. 2. Yukarıdan atıp tutma, gururlu davranıs. 3. Ýlmiyyederütbe, derece alma.

TAFTE: (Fars.) 1. Bükülmüs, katlanmıs. 2. Yanmıs, yanık. 3. Aydınlık, parlak. 4. Üzgün, cigeri yanmıs,asık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFTİN: (Ar.) Er. - Akıl erdirme, anlama, tefhim.

TAGALAP: (Tür.) Er. - Dag alp. Dag gibi güçlü, gösterisli, heybetli yigit.

TAGAR: (Tür.) Er. - Kapı, çanak, çömlek.

TAGMAN: (Tür.) Er. - Dag gibi iriyarı, gösterisli.

TAHA: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'in 20. suresi. - Hz. Ömer'e müslüman olmadan önce okunan ilk sure.Hz. Ömer bu sureden etkilenmis ve müslüman olmustur.

TAHİR: (Ar.) Er. 1. Temiz, pak. 2. Türk musikisinde basit bir makam. 3. Her türlü günah ve ayıptan arıoldugundan Rasulullah (s.a.s)'a bu isim verilmistir.

TAHİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahir).

TAHİYYE: (Ar.) Ka. 1. "Allah ömür versin" demek. Selam verme, hayır dua etmek. 2. Mülk, malikiyyet.

TAHRİM: (Ar.) Er. 1. Haram kılma, kılınma. 2. Kur'an-ı Kerim'in 66. sûresi.

TAHRİME: (Ar.) Ka. - Namaza baslarken "Allahu ekber" deme.

TAHSİN: (Ar.) Er. - Güzel bulma, begenme. Aferin deme alkıslama.

TAKSİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahsin).

TAHSİR: (Ar.) Er. - Hasret bırakma, bırakılma. Hasret etme, edilme.

TAHUR: (Ar.) Er. - Pek temiz, temizleyici.

TAHZİR: (Ar.) Er. - Yesil renk verme.

TAHZİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahzir).

TAİB: (Ar.) Er. - Tevbe eden. Günahlarından dolayı pismanlık duyup Allah'tan af dileyen, müslüman.-Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

TAİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Taib).

TAİF: (Ar.) Er. - Tavaf eden. Dönen, dolasan.

TAİFE: (Ar.) Ka. - Bölük, takım, güruh, fırka. Kavim, kabile. Tayfa.

TAİL: (Ar.) Er. - Fayda, yarar.

TAİR: (Ar.) Er. - Uçan, uçucu.

TAİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tair).

TAKAT: (Ar.) Er. - Güç, kuvvet.

TAKDİR: (Ar.) Er. 1. Begenme, deger verme. 2. Allah'ın istegi, Allah'ın yazdıgı. Ýnsan için tesbit edilenhayat çizgisi.

TAKDİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Takdir).

TAKİ: (Ar.) Er. - Günahtan haramdan kaçınan, dinine baglı.

TAKİYYUDDİN: (Ar.) Er. - Dinde muttaki, Allah'tan hakkıyla korkan kisi.

TAKRİN: (Ar.) Er. - Beraber bulundurma, yaklastırma.

TAKRİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Takrin).

TAKVA: (Ar.). - Allah korkusuyla dinin yasak ettigi seylerden çekinme. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

TALAC: (Fars.) Er. 1. Ses, seda, çıglık. 2. Mesale. 3. Kavga.

TALAS: (Tür.) Er. 1. Yelin kaldırdıgı toz. Fırtına, kasırga. 2. Can sıkıntısı. 3. Köse. 4. Oguzların 24boyundan biri.

TALAT: (Ar.) - Yüz, çehre. Yüz güzelligi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TALAY: (Tür.) Er. 1. Deniz, büyük nehir, taloy. 2. Çok fazla.

TALAYER: (Tür.) Er. - Deniz eri, denizci.

TALAYHAN: (Tür.) Er. – Denizlerin hakanı, hükümdarı.

TALAYKAN: (Tür.) Er. - Denizci kanı tasıyan.

TALAYKUT: (Tür.) Er. - Kutsal deniz.

TALAYMAN: (Tür.) Er. – Deniz adamı, denizci.

TALAZ: (Tür.) Er. - Kasırga, fırtına.

TALHA: (Ar.) Er. 1. Zamk agacı. 2. Talha b. Ubeydullah. İslam dinini kabul eden ilk 10 kisiden biri,cennetle müjdelenmistir.

TALİA: (Ar.) Ka. 1. Tulu eden, öncü. 2. Talih, sans, kısmet.

TALİB: (Ar.) Er. 1. Talep eden arayan, isteyen; istekli. 2. Alıcı müsteri. 3. Medrese talebesi, talebe. -Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

TALİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Talib).

TALİH: (Ar.) Er. - Sans, talih, kader.

TALİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Talih).

TALİK: (Ar.) Er. 1. Güleryüzlü. 2. Düzgün söz söyleyen.

TALİYE: (Ar.) Ka. 1. Sonradan gelen, bir seyin arkası sıra giden. Ýkinci derecede olan. 2. Kur'an okuyan.

TALU: (Tür.). 1. Seçkin, seçilmis, güzel. 2. Ýki kürek kemigi arası. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TALUY: (Tür.) Er. - Deniz, okyanus, talay.

TALUT: (İbr.) Er. - Bakara suresinde İsrailogulları hükümdarlıgına Allah tarafından tayin edilen ve az biraskerle Calut'un ordularını yok eden komutan.

TAMAY: (Tür.). - Dolunay, ayın ondördü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAMER: (Tür.) Er. - Nitelikli, saygın kisi.

TAMERK: (Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli kimse.

TAMERKİN: (Tür.) Er. - (bkz. Tamerk).

TAMKOÇ: (Tür.) Er. - Koç gibi güçlü.

TAMKUT: (Tür.) Er. - Çok mutlu, talihli kimse.

TAN: (Tür.) 1. Günes dogmadan önceki alacakaranlık, safak vakti. 2. Sabah, aksam esen serin esinti. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANAÇAN: (Tür.) Er. - Sabah alacakaranlık.

TANAK: (Tür.) Er. - Garip, tuhaf, sasırtıcı.

TANALP: (Tür.) Er. - Aydın, bilge yigit.

TANALTAN: (Tür.) Er. - Tan - altan.

TANALTAY: (Tür.) Er. - Tan - altay.

TANAY: (Tür.) - Safak ve ay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANAYDIN: (Tür.) Er. - Aydınlık safak.

TANBAY: (Tür.) Er. - Tan - bay.

TANBEK: (Tür.) Er. - Aydın bey.

TANBERK: (Tür.) Er. - 1. Safak çizgisi. 2. Parlayan simsek..

TANBEY: (Tür.) Er. - Safak gibi aydınlık kimse.

TANBOLAT: (Tür.) Er. - Tan renginde çelik.

TANCAN: (Tür.) Er. - Önü aydınlık kimse.

TANDAN: (Tür.) - Tan vaktinde dogan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANDOĞAN: (Tür.) Er. - Agaran safak.

TANDOĞDU: (Tür.) Er. - Tan vakti dogan kimseye verilen isim.

TANDORUK: (Tür.) Er. - Dorukların ilk ısıklarla aydınlanması.

TANEGÜL: (Tür.) Ka. - Biricik gül.

TANER: (Tür.) Er. - (bkz. Tan).

TANFER: (t.f.i.) Er. - Tan vaktinin yan aydınlıgı.

TANGÜN: (Tür.) Er. - Safakla baslayan aydınlık gün.

TANIN: (Tür.) Er. - Herkesçe adın duyulsun, ünlen.

TANIR: (Tür.) Er. - Anımsar, bilir. Bilip ayıran, seçen.

TANIRCAN: (Tür.) Er. - Cana yakın. Çabuk tanısıp yaklasan.

TANIRER: (Tür.) Er. - (bkz. Tanır-can).

TANJU: (Tür.) Er. - Türk hükümdarlarına Çinliler tarafından verilen unvan.

TANKAN: (Tür.) Er. - Safak gibi aydınlık, temiz soydan gelen.

TANKOÇ: (Tür.) Er. - Tan koç.

TANKUT: (Tür.) Er. - Kutlu, ugurlu sabah.

TANÖREN: (Tür.) Er. - Safakta çalısan.

TANPINAR: (Tür.) Er. - Tan pınar.

TANSAN: (Tür.) Er. - Tan gibi aydınlık, temiz adı olan. .

TANSEL: (Tür.) Ka. - Tan sel.

TANSELİ: (Tür.) Ka. - Tan seli.

TANSIK: (Tür.) Er. 1. İnsanın aklnının alamayacagı, sasırtıcı, olaganüstü olayı mucize. 2. Özlem, hasret.3. Degerli, kıymetli. 4. Tatlı, nefis.

TANSOY: (Tür.) Er. - Safak gibi aydınlık soyu olan.

TANSU: (Tür.) - Safagın aydınlattıgı su. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANUGUR: (Tür.) Er. - Ugurlu, mübarek sabah vakti.

TANVER: (Tür.) Er. - Safak gibi ısık saç, aydınlat.

TANYEL: (Tür.) - Safak vakti esen rüzgar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYELİ: (Tür.) - Tan vakti esen yel. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYERİ: (Tür.) - Günes dogmak üzereyken, ufukta hafifçe aydınlanan yer. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

TANYILDIZ: (Tür.) - Çoban yıldızı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYOL: (Tür.) Er. - Safak yolu, aydınlık yol.

TANYOLAÇ: (Tür.) Er. - Aydınlıga götüren, yol açan.

TANZER: (Tür.) - San, altın renginde tanyeri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAPGAÇ: (Tür.) Er. - Ünlü. Aziz.

TAPIK: (Tür.) Er. 1. Saygı, hürmet. 2. Ýkram, hizmet.

TARA: (Fars.) - Yıldız, necim. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARAB: (Ar.) - Sevinç, senlik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARABENGİZ: (Fars.) Ka. - Sevindirici, costurucu.

TARAİF: (Ar.) Ka. - Az bulunur, ince seyler.

TARAN: (Tür.) Er. 1. Genis alan. 2. Ýn. 3. Kus ya da balık kümeleri.

TARANCI: (Tür.) Er. - Rençper, çiftçi.

TARAVET: (Ar.) Ka. - Güzellik, tazelik, genç.

TARDU: (Tür.) - Armagan, hediye. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARHAN: (Tür.) 1. Oguzlarda demirci ve zanaatçı ustaları. 2. Esnaf temsilcileri. 3. Büyük topraksahipleri, büyük tüccarlar. 4. Han ve komutan unvanı.

TARHUN: (Ar.) - Hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÂRIK: (Ar.) Er. - Sabah yıldızı, zühre, venüs, yol. Tarık b. Ziyad (Öl. Sam 720): Berberi asıllı Ýslamkomutanı. Cebeli Tarık'ı geçip Ýspanya'yı fethetti. Ýslam egemenligini saglayıp Endülüs Ýslam Devleti'nin kurulmasını sagladı.

TARIM: (Tür.) 1. Göllere, kumluklara dökülen çay kollan. 2. Verim almak için toprak üzerinde yapılançalısmaların tümü. 3. (Uygurca'da) kadınlara verilen bir unvan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARIMER: (Tür.) Er. - Tarımla ugrasankimse.

TARKAN: (Tür.) Er. 1. İslam'dan önce Türklerin kullandıgı, vekil, vezir, bey gibi unvan. 2. Ayrıcalıklı,saygın kisi.

TARİM: (Fars.) Ka. 1. Çardak. Kubbe. 2. Gökyüzü.

TASVİR: (Ar.) Ka. 1. Betimleme. 2. Resim.

TAŞAN: (Tür.) - Coskulu, taskın. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞBOĞA: (Tür.) Er. - Tas gibi sert, boga gibi güçlü kimse.

TAŞCAN: (Tür.) Er. - Tas gibi saglam kimse.

TAŞDEMİR: (Tür.) Er. - Tas ve demir gibi güçlü, saglıklı.

TAŞEL: (Tür.) Er. - Saglam güçlü el.

TAŞER: (Tür.) Er. - Saglam güçlü kimse.

TAŞGAN: (Tür.) - Pınar, kaynak. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞKAN: (Tür.) Er. - Saglam, güçlü soydan gelen.

TAŞKIN: (Tür.) Er. 1. Tasmıs halde bulunan. Coskun. Asırı. 2. Akarsuların yataga sıgmayacak miktardasu tasıması sırasında meydana gelen su yayılması olayı.

TAŞKINAY: (Tür.) - (bkz. Taskın). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞKINER: (Tür.) Er. - Coskulu, coskun kimse.

TAŞTEKİN: (Tür.) Er. - Emin, dayanılır, saglam kisi.TATAR: (Tür.) 1. Bir Türk kavmi. 2. Posta sürücüsü. 3. Gül zambak gibi çiçeklerin açılmamıs goncaları. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TATU: (Tür.) - Barıs, sulh. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAVGAÇ: (Tür.) Er. - Çekicilik, cazibe.

TAVİL: (Ar.) Er. 1. Uzun. Çok süren. 2. Aruzda bir ölçek.

TAYBARS: (Tür.) Er. - Pars gibi güçlü tay (çocuk).

TAYBE: (Ar.) - Medine-i Münevvere. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAYCAN: (Tür.) Er. - Genç ve güçlü kimse.

TAYF: (Ar.) 1. Görüntü. 2. Bilesik bir ısık demetinin bir pirizmadan geçtikten sonra ayrıldıgı basitrenklerden olusmus görüntü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAYFUN: (Tür.) Er. - Büyük okyanus ve Çin Denizi'nde görülen siddetli fırtına.

TAYFUR: (Ar.) Er. 1. Küçük bir kus türü. 2. Tayfuriye tarikatını kuran Beyazıd Bestami Ebu ZeydTayfur'un adı.

TAYGAR: (Ar.) Er. - Uçan uçucu. Gaza dönüsen.

TAYGUN: (Tür.) Er. - Çocuk, torun.

TAYGUNER: (Tür.) Er. - Erkek torun

TAYI: (Ar.) Er. - Bir isi kendi istegiyle yapan.

TAYKARA: (Tür.) Er. - Esmer, ka-rayagız çocuk.

TAYKOÇ: (Tür.) Er. - Tay - koç.

TAYKURT: (Tür.) Er. - Tay - kurt.

TAYKUT: (Tür.) Er. - Kutlu ugurlu çocuk.

TAYLAK: (Tür.) Er. 1. Yeni dogmus at yavrusu. Biniye gelmis iki yasında at yavrusu. Deve yavrusu. 2.Yaramaz çocuk.

TAYLAN: (Tür.) 1. Ýnce, kibar, güzel, boylu boslu kimse. 2. Çok yagmur yagdıgı halde islenebilir toprak.-Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAYMAN: (Tür.) Er. - Genç, taze, toy kimse.

TAYMAZ: (Tür.) Er. - Düsmeyen, kaymayan, dengeli kimse.

TAYUK: (Tür.) Er. - Ýnce, kibar genç.

TAYYİB: (Ar.) Er. 1. Ýyi, hos, güzel ala. 2. Helal, çok temiz. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarakkullanılır.

TAYYİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tayyib).

TAZE: (Fars.) Ka. - Körpe, genç.

TAZEGÜL: (Fars.) Ka. - Yeni açan gül.

TAZİM: (Ar.) Er. - Ululama, büyük sayma. Saygı gösterme, ikram etme.

TAZİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Tazim).

TEALİ: (Ar.) Er. - Yükselme, ululanma.

TEBAR: (Fars.) Er. - Soy.

TEBER: (Fars.) Er. - Küçük balta. Dervislerin kullandıkları uzun saplı küçük balta. Mesin kesmek içinkullanılan araç.

TEBERHUN: (Fars.) Er. - Kızıl sögüt, tarhun.

TEBESSÜM: (Ar.) Ka. - Gülümseme.

TEBSİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tebsir).

TECELLA: (Ar.) Ka. - (bkz. Tecelli).

TECELLİ: (Ar.) Er. 1. Görünme, belirme. 2. Kader, talih. 3. Allah'ın lütfuna erisme.

TECEN: (Tür.) - Magrur, gururlu. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TECER: (Tür.) 1. Becerikli. 2. Ýç Anadolu'da sıradag. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TECİK: (Tür.) Er. - Tutumlu, idareli tasarruflu.

TECİMEN: (Tür.) Er. - Ticaret adamı, tüccar. 2. Tutumlu, idareli.

TECİMER: (Tür.) Er. - Tüccar.

TECMİL: (Ar.) Er. - Süs, tezyin.

TEDÜ: (Tür.) - Bilge, zeki, anlayıslı kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEFHİM: (Ar.) Er. - Anlatma, bildirme.

TEHEMTEN: (Fars.) Er. - Ýri yan, boylu boslu yigit. Eski Ýran kahramanı Zaloglu Rüstem'in lakabı.

TEHİYYE: (Ar.) Ka. 1. Selam. Selam verme. 2. Hayır dua etme. 3.. Beka. 4. Mülk, malikiyyet.

TEKALP: (Tür.) Er. - Essiz, benzersiz yigit.

TEKAY: (Tür.) Er. - Essiz ay.

TEKCAN: (Tür.) Er. - Çok degerli, essiz kimse.

TEKDOĞAN: (Tür.) Er. - Essiz, benzersiz dogmus olan.

TEKECAN: (Tür.) Er. 1. Mert, sözünde duran. Özü saglam kimse. 2. Çayırlarda biten bir bitki.

TEKGÜL: (Tür.) Ka. - Gül ailesi içinde benzeri olmayan güzellikte. Yalnız gül.

TEKİN: (Tür.) Er. 1. Bos, ıssız. 2. Sakin, rahat, uslu. Ýçinde kötülük bulunmayan. 3. Tek, essiz. 4.Uyanık, tetikte. 5. Sehzade, prens. 6. Ugurlu.

TEKİNALP: (Tür.) Er. - Tek ve essiz yigit.

TEKİNAY: (Tür.) Er. - Biricik ve hayırlı ay.

TEKİNDAĞ: (Tür.) Er. – Ugurlu dag.

TEKİNEL: (Tür.) Er. - Hayırlı el.

TEKİNER: (Tür.) Er. - Tek, essiz ve hayırlı kimse.

TEKİNSOY: (Tür.) Er. - İyi soydan gelen kimse.

TEKMİL: (Ar.) Er. - Kemale erdirme. Bitirme, bitirilme, tamamlanma, tamamlama. Tam, eksiksizce,bütün, hep.

TEKMİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tekmil).

TEKRİM: (Ar.) Er. - Ululama, saygı gösterme.

TEKRİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Tekrim).

TEKSEN: (Tür.) - Sen teksin, essizsin anlamında. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEKSOY: (Tür.) Er. - Essiz bir soydan gelen.

TELMİYE: (Ar.) Ka. 1. Parıldatma, renk renk yapma. 2. Dizeleri baska baska dillerde olan kosuk,manzume yapma.

TELVİN: (Ar.) Ka. - Renk verme, boyama.

TEMAŞA: (Ar.) Ka. 1. Hoslanarak bakma, seyretme. 2. Gezme, gezi.TEMCİT: (Ar.) Er. 1. Ululama, agırlama. 2. Sabah ezanından sonra okunan, Allah'ın ululugunu anlatan dua.

TEMDİH: (Ar.) Er. - Çok övme.

TEMDİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Tem-dih).

TEMEL: (Yun.) Er. 1. Yapılardan toprak içinde kalan ve yapıya dayanak teskil eden duvar ve tabankısımları, koyuk. Bu kısımların yapılması için açılan çukur. 2. Asıl, esas. 3. Dayanak. 4. Belli, baslı en mühim.

TEMENNA: (Ar.) Ka. - El ile selam verme. - (bkz. Temenni).

TEMENNİ: (Ar.) Ka. - Dileme, istek, dilek.

TEMİM: (Ar.) Er. 1. Nazar boncugu, nazarlık. 2. Besinci Fatımî halifesi el-Aziz'in kardesinin adı.

TEMİME: (Ar.) Ka. - Nazar boncugu, nazarlık.

TEMİRCAN: (Tür.) Er. - Demir gibi saglam kimse.

TEMİRHAN: (Tür.) Er. - Demir gibi saglam güçlü hükümdar. - Timur han.

TEMİRKUT: (Tür.) Er. - Demir gibi güçlü ve ugurlu.

TEMİZALP: (Tür.) Er. 1. Ýyi ahlaklı kimse. 2. Temiz yapılı ve yigit.

TEMİZCAN: (Tür.) Er. - Ýçi temiz olan kimse.

TEMİZEL: (Tür.) Er. - Dürüst kimse.

TEMİZER: (Tür.) Er. - Dürüst kimse.

TEMİZHAN: (Tür.) Er. - İyi vasıflı lider.

TEMİZKAL: (Tür.) Er. - Her zaman dogru ve dürüst kal.

TEMİZKAN: (Tür.) Er. - Temiz soydan gelen.

TEMİZÖZ: (Tür.) Er. - Özü temiz, dürüst olan.

TEMİZSAN: (Tür.) Er. - Dogrulugu ve dürüstlügüyle tanınan kimse.

TEMİZSOY: (Tür.) Er. - Temiz ve dürüst soydan gelen.

TEMRE: (Ar.) Ka. - Hurma.

TEMREN: (Tür.) Er. - Ok, kargı gibi delici silahların ucundaki sivri demir.

TEMÜR: (Tür.) Er. - Demir.

TENAY: (Tür.) Ka. - Ay gibi beyaz, parlak tenli.

TENDUBAY: (Tür.) Er. - Yigit, cesur erkek.

TENDÜ: (Mog.i). - Yigit, cesur. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TENGİZ: (Tür.) Er. - Deniz.

TENGİZALP: (Tür.) Er. - Denizci yigit.

TENNUR: (Tür.) Ka. - Teni nur gibi aydınlık, berrak olan güzel.

TENSİT: (Ar.) Er. - Senlendirme, keyiflendirme.

TENVİR: (Ar.) Er. - Aydınlatma, ısıklandırma.

TENZİL: (Ar.) Er. - İndirme, asagı düsürme. Azar azar indirme (Kur'an'ın).

TENZİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tenzil).

TEOMAN: (Tür.) Er. - Hun imparatoru Mete'nin babası.

TERAKKİ: (Ar.) Er. - İlerleme, yükselme, gelisme.

TERCAN: (Tür.) 1. Genç, taze, delikanlı. 2. Kırmızı bugday. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEREN: (Fars.) Ka. - Nesteren denen gül.

TERİM: (Tür.) - Bilim ve sanat kavramlarından birini anlatan sözcük. -Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

TERLAN: (Tür.) Er. - San renkli, büyük pençeli, kartala benzeyen bir kus.

TESLİYE: (Ar.) Ka. - Teselli verme, avutma.

TESMİ: (Ar.) Er. - Ýsittirme, isittirilme, duyurma.

TESMİN: (Ar.) Er. 1. Sekizleme, sekize çıkarma. 2. Paha biçme, biçtirme.

TESNİM: (Ar.) Ka. - Cennet suyu, cennetteki ırmaklardan birinin adı.

TESRİR: (Ar.) - Sevindirme, sevindirilme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TESRİYE: (Ar.) Ka. - Sıkıntıyı, gamı, kederi yok etme.

TESCİ: (Ar.) Er. - Yüreklendirme.

TEŞERRU: (Ar.) - Seriata göre davranma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEŞERRÜF: (Ar.). - Sereflenme, seref bulma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEŞNE: (Fars.) Er. - Susamıs. Çok istekli.

TESNEDİL: (Fars.) Ka. - Can ve gönülden istekli.

TEŞRİFE: (Ar.) Ka. - Sereflendirme, onurlandırma.

TETİKER: (Tür.) Er. - Uyanık, çevik, becerikli kimse.

TEVEKKÜL: (Ar.) Er. - Her seyi Allah'a bırakarak, yargıya boyun egme.

TEVFİK: (Ar.) Er. 1. Uydurma, uygun düsürme. 2. Basarıya ulastırma. 3. Allah'ın yardımına kavusma.

TEVFİKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Tevfik).

TEVHİD: (Ar.) Er. 1. Birkaç seyi bir araya getirme. 2. Allah'ın birligine inanma. - Türk dil kuralına göre"d/t" olarak kullanılır.

TEVHİDDİN: (Ar.) Er. - Dinin birligi, birlestiriciligi. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

TEVHİDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tevhid).

TEVİL: (Ar.) Er. - Durum, biçim. Süs.

TEVİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tevil).

TEYMİN: (Ar.) Er. - "Ugurlu olsun" demek.

TEYMULLAH: (Ar.) Er. - Allah'a hizmet eden, itaat eden.


 Öne Çıkanlar

 

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi