Dünya tarihinde görülmüş en uzun süreli hanedanlıklardan biri olan Osmanlı, dünya tarihi ve coğrafyasını şekillendirmiş, yetiştirdiği büyük komutan, devlet adamı, sanatçı ve bilim adamlarıyla emsalsiz bir başarıya imza atmıştır.
Osmanlı unutulmadı, unutulması da mümkün değil. Kurdukları imparatorluk, yüz yıldır paramparça olmuş durumda. Nice kitapların sayfalarına hükmeden alfabeleri yasaklandı, muhteşem tuğraları kitabelerden söküldü, bu devleti 600 yıl yöneten hanedan geri dönmemecesine yurt dışına sürüldü. Üstelik arkalarından lanetlenerek.
Bugünkü nesiller atalarının neler yaptığını bilip tanıdıkça kendilerinin neden onlar gibi olamadığını sorgulayacak ve daha iyisini yapmak için elinden gelenin daha fazlasını yapacaktır.
Bir avuç insanın dünya tarihini 600 yıl boyunca şekillendirecek bir cihan devletinin mimarları haline nasıl geldikleri ve bu düzeni dünyanın en zor coğrafyalarından birinde kurup asırlar boyu nasıl devam ettirdikleri her zaman araştırılıp ders çıkarılması gereken bir konu olacaktır.
SULTAN İBRAHİM KISA HAYATI
SULTAN İBRAHİM KAÇINCI PADİŞAH?
DOĞUM TARİHİ, SALTANATI, ÖLÜMÜ
18. Osmanlı Padişahı
Babası: I. Ahmed
Annesi: Mahpeyker Valide Sultan (Kösem Sultan)
Doğumu: İstanbul, 1615
Ölümü: İstanbul, 1648
Saltanatı: 1640-1648
I. Ahmed'in Mahpeyker Kösem Sultan'da doğan ikinci, padişah olan üçüncü oğludur (diğer padişah oğulları II. Osman ve IV. Murad'dır). Ağabeyi IV. Murad'ın ölümü üzerine 25 yaşındayken tahta çıkmıştır. Genellikle "Deli İbrahim" diye anılırsa da, bunun, kendisine kızan Şeyhülislam Karaçelebizade Abdülaziz Efendi'nin Ravzatu'l-Ebrâr adlı tarihinin ve ondan ilham alarak kullanan II. Meşrutiyet tarihçilerinin bir yakıştırması olduğunu, gerçekte kafeste uzun süren ve kapalı bir hayat yaşadığı şehzadelik yılları yüzünden sinirlerinin bozulduğu ve zaman zaman da sinir buhranları geçirdiği söylenebilir. Dönemindeki en önemli siyasi olay, Akdeniz'in en büyük adalarından olan Girit'in fethine karar verilmesidir (1645). Adanın bir kısmı (Hanya) hemen fethedilmekle birlikte özellikle Kandiye ve Suda harekâtı yıllarca sürecektir. (Girit savaşı çeyrek asır sürecek ve adanın tamamı ancak oğlu IV. Mehmed'in zamanında düşürülebilecektir.) Döneminde Yeniçeri Ocağı'nın düzeni yeniden bozulmuş, Anadolu'da peş peşe isyanlar baş göstermiştir. Erzurum Beylerbeyi Nasuhpaşazade Hüseyin Paşa ayaklanmış ve kuvvetleriyle İstanbul'a yürümüştür. Neyse ki, Sadrazam Mustafa Paşa asileri Üsküdar'da bozguna uğratarak tehlikeyi bertaraf etti. Ulemanın fetvasıyla tahttan indirildi ve kısa bir süre sarayda hapsedildikten sonra idam edildi. Aceleci, çabuk çabuk konuşan ve cömert bir kişiliği olduğu biliniyor. Tahta çıktığında hanedanın tek erkek üyesiydi ve henüz erkek evladı yoktu. Bu yüzden kendisinden sonraki bütün Osmanoğulları, onun soyundan gelir. Onun döneminde havalar soğuk gittiği için kürk yaygınlaşmış, hediye edilen en değerli kürk, Samur kürkü olduğu için onu zamanına "Samur Devri" adını veren son dönem tarihçileri (mesela Ahmet Refik) bulunmaktadır. At tutkusu babasından geçmedir. Topkapı Sarayı Arşivi'nde 250 kadar mektubu bulunmuştur ki, bu miktar padişahlar arasında bir rekor sayılır.