Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat


SEYYİD-ÜL İSTİĞFAR DUASI OKUNUŞU ANLAMI


Şeddad bin Evs’den rivayete göre Nebiyy-i Ekrem şöyle buyurmuşlardır:

İstiğfârın en üstünü kulun şöyle demesidir:

"Allahumme ente Rabbi la ilahe illa ente halekteni ve ena abduke

ve ena ala ahdike ve vadike mestatatu,

euzu bike min şerri ma sana'tu, ebu'u leke binimetike aleyye

ve ebu'u bizenbi feğfir li feinnehu la yeğfiruz'zunube illa ente."


SEYYİDÜ'L İSTİĞFAR ANLAMI 

Yâ Allah! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur.

Beni sen yarattın ve ben senin kulunum. Ve ben îman ve ubûdiyetimde gücüm yettiği kadar senin ahd ü misâkın üzereyim.

Yâ Rabbi! Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım, ve senin bana ihsan ettiğin nimetleri ikrar ve itiraf ederim.

Kendi kusur ve günahlarımı da ikrar ve itiraf ederim.

Yâ Rabbi! Sen beni afv ü mağfiret eyle. Zîra senden başkası günahları afv ü mağfiret edemez.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle devam eder:

“Her kim, bu Seyyidü’l-İstiğfârı sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevâbına ve fazîletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur.”

(Buhârî, Deavât, 2, 16; Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101)


SEYYİDÜ'L İSTİĞFAR'IN ÖNEMİ

Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: “Kim sabahladığı zaman seyyidül istiğfarı ihlâsla okur da ölürse cennete girer. Kim onu akşamladığı zaman okur da ölürse cennete girer.”

“Allah'ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Ancak sen varsın. Beni sen yarattın. Şüphesiz ben senin kulunum. Gücüm yettiği kadar Zatı Ecelli âlâna verdiğim sözde durmaya çalışıyorum. Ya Rabbi, işlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum. Bana lütuf ve ihsan buyurduğun nimetleri ikrar ve itiraf ediyorum. Günahlarımı da itiraf ediyorum. Ya Rabbi! Beni mağfiret buyur. Günahlarımı bağışla. Zira günahları ancak Sen affedersin. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi.” (Buhari, 7/145; Tirmizi, 5/467; Nesei, 8/279)


SIKINTIDAN KURTULUP FERAHLAMAK

Ebu Musa el Eş’ari (r.a.)’den; Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kimin başına bir sıkıntı, bir keder gelir de, şu duayı okursa, Allah onun sıkıntısını giderir, ferahlatır.”

اَنَا عَبْدُكَ اِبْنُ عَبْدِكَ فِى قَبْضَتِكَ نَاصِيَتِى بِيَدِكَ، مَاضٍ فِىَّ حُكْمُكَ، عَدْلٌ فِىَّ قَضَآؤُكَ اَسْأَلُكَ بِكُلِّ اِسْمٍ هُوَ لَكَ سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسَك اَوْ اَنْزَلْتَهُ فِى كِتَابِكَ اَوْ عَلَّمْتَهُ اَحَدًا مِنْ خَلْقِكَ اَوِاسْتَأْثَرْتَ بِهِ فِى عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ اَنْ تَجْعَلَ الْقُرْآنَ نُورَ صَدْرِى وَرَبِيعَ قَلْبِى وَجِلَاءَ حُزْنِى وَذَهَابَ هَمِّى

“Allahım! Ben senin kulunum, kölenin evladıyım, cariyenin evladıyım Senin avucundayım. İdarem senin elindedir. Hükmün bende geçerlidir. Hakkımda verdiğin hüküm adildir.

Kendine verdiğin yahut kitabında indirdiğin yahut yaratıklarından birine öğrettiğin yahut gayb ilmine ait olarak kendine sakladığın her ismin hürmetine, Senden isterim ki, Kur’an-ı gönlümün nuru, kalbimin baharı kılasın, sıkıntımı defedesin.”Bu sırada cemaatten biri: “Ya Resulellah! Mahrum odur ki, bu kelimelerden mahrum kala” dedi.

Resulullah (s.a.v) Efendimiz de: “Doğrusun, bu kelimeleri söyleyin, bunları öğretin” dedi.

Zira kim bunlardaki derinlikleri duyarak bunları söylerse, Allah onun sıkıntısını defeder ve neşesini artırır.” dedi. (İmam Nevevi, Ezkar, 109-110; İbni Sünni’den)


 Öne Çıkanlar

 

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi