Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Nablusî (rh.a.) demiştir ki: Rüyada görülen göz, kişinin dini ve hidayet ve sapıklık yolunu gören kalp gözüdür.
Bir kimse rüyada bedeninde çokça göz bulunduğunu görse, bunlar, çok dindar ve salih bir kişi olduğuna delâlet eder.
Rüyada kendini âmâ yani kör iken iki göz sahibi ve görür olmuş görmek, yedi şekilde tâbir olunur:
a)Din,
b)Mal,
c)Evlat,
d)Basiret,
e)Hidayet,
f)İrşad,
g)Şifa...
Ibn-i Kesir demiştir ki: Rüyada gözlerinin âmâ olduğunu görmek, gurbete delâlet eder. Yine rüyada gözleri âmâ olup kendisini tedavi etmek isteyen bir zatı bundan men ettiğini görmek, kendine layık ve münasib ve helâl olmayan bir işe girişmeye alâmettir.
Bir kimsenin rüyada gözünün demirden olduğunu görmesi, namus perdesini yırtmaya ve halk nezdinde rüsvay olmaya delâlet eder. Ve o kişi şiddetli kedere duçar olur.
Kişinin rüyada omuzu veya kürek kemiği üzerinde bir insan yahut bir hayvan gözü bulunduğunu görmesi, kaybolmuş bir mala erişmeye delâlet eder.
Rüyada gözün siyah oluşu dine alâmet, elâ oluşu da dine muhalefet ile tâbir olunur. Gök renkli göz, içerisinde bid'at bulunan şeyi ifade eder. Yeşil göz ise bütün dinlere karşı olan bir dine delâlet eder.
Rüyada keskin gören gözü olduğunu görmek, bütün insanlar hakkında iyiye işarettir. Az görmek bunun zıddı...
Bir kimsenin rüyada gözleriyle yürüdüğünü görmesi, hastalanacağına ve yatağa düşeceğine delâlet eder. Yine bir kimsenin rüyada kalbinde bir göz bulunduğunu görmesi, o kimsenin dininin emirlerini yerine getirdiğine ve gönlünden doğarak söyleyeceği hikmetli sözlere delâlet eder. Çünkü kalp gözü, kafa gözüne benzemez.
Rüyada bir başka kişinin gözünü yediğini görmek, o zatın malını yemeye işarettir. Rüyada gözlerinin güzel olduğunu görmek, üç veçhe ile tâbir olunur:
a)Hidayet,
b)İlim,
c)Basiret.
Bu rüya sahibinin hastası varsa afiyet bulur, sıkıntısı varsa ondan halâs olur.
Kâfir adamın rüyada gözünü güzel olmuş görmesi, Müslümanlık ile şerefleneceğine delâlet eder. Fakirin görmesi, zenginlik ile tâbir olunur.
Bir kimsenin rüyada anlatılmaz derecede gözünün büyüdüğünü görmesi, o kimse hakkında Cenab-ı Hak tarafından zuhur edecek inayete delâlet eder.
Rüyada gözlerin mahvolduğunu görmek, yüce Allah tarafından inecek azaba ve helake delâlet eder.
Rüyada gözlerinin kulak olduğunu görmek, kör olmaya ve gözü ile gördüğü her şeyi kulağıyla işitmeye delâlet eder.
Rüyada bir gözü oyduğunu görmek, uzun ömre alâmettir. Bazı kere de göz çıkarmak, gözde meydana gelecek illete delâlet eder.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.