Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Rüyada zamanın tamamen gece olduğunu görmek, rüya sahibi için geçimin darlığına delâlet eder. Ancak bu tâbir gecede ayın nuru ve aydınlığı bulunmadığı takdirdedir.
Ibn-i Sîrîn (rh.a.) demiştir ki: Rüyada karanlık gece görmek, üzüntü, hüzün ve gam ile tâbir olunur. Mehtaplı, aydınlık, yıldızlar parlayan gece görmek, ferah, sevinç, sürür ve kolay geçimdir.
Cafer-i Sâdık hazretleri demiştir ki: Rüyada karanlık görmek beş veçhe ile tâbir olunur.
a)Küfür,
b)Hayret,
c)Geçimde güçlük,
d)Bedbaht ve günah,
e)Delâlete düşmek.
Rüyada zulmetten nura çıktığını görmek, ehl-i salâh ve ehl-i takva sahibi olmaya işarettir. Fakir için bu rüya, zenginliğe delâlet eder. Kâfir ve fasık hakkında ise hidayet ile tâbir olunur.
Bir kimsenin rüyada dünyayı devamlı gündüz ve nur içinde görmesi, işlerinde istikamet üzere olmaya, uzun ömre, hayır ve hasenata, rif’at ve ulvî makama delâlet eder
Rüyada kendi hanesini karanlık ve zulmet içinde görmek, uzun bir yolculuğa alâmettir.
Denilmiştir ki: Gece ile gündüz birbirine zıt iki hükümdara delâlet eder. Gece, kâfir olana; gündüz de Müslüman bulunana işarettir.
imam Nablusî demiştir ki: Bazan rüyada gece görmek, ölüme de delâlet eder. Çünkü Allahu Teâlâ, uyuyanların nefislerini ve onların ruhlarının bedenle olan dış ilişkilerini keser. Gündüz de .öldükten sonra dirilmeğe delâlet eder.
Bir adamın rüyada geceden sonra sabah olduğunu görmesi, hastalıktan afiyete ermeye delâlet eder. Bazı kere de bu rüya ölüme işarettir. Zindanda olan biri için de hapishaneden halâs olmaya, günahkâr için tevbeye, kâfir için hidayete delâlet eder.
Rüyada görülen gece, bazı kere de işleri gizlemeğe korku ve şiddetten emin olmağa delâlet eder.
Rüyada kadir, berat, regaib gibi kandil gecelerini görmek, bütün hayırlara, nimetlere ve müjdelere delâlet eder. Cuma gecesini görmek de böyledir.
Bayram geceleri, müjde, sevinç ve sürura ve akıbetin güzelliğine delâlet eder.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.