
RÜYADA CENNET GÖRMEK TABİRİ ANLAMI YORUMU
HAYROLSUN
Cennet, yüce Allah'ın mümin kulları için hazırladığı saadet yurdudur ve onun rahmetinin bir eseridir. Bu sebeple rüyada cennet görmek hayır ve müjde ile tâbir olunur. Bir kimsenin rüyada cenneti açıkça görmesi, arzu ettiği ve istediği her şeye nail olacağına delâlet eder.
Rüyada cennetin içine girdiğini görmek, her iki âlemde de emniyet ve sevinç işaretidir.
Bir kimsenin rüyada cennetin hazinedarını görmesi, sevinç ve nimete, yaşadığı müddetçe temiz bir hayata ve belâlardan emin olmaya delâlet eder.
Cafer-i Sâdık (r.a) demiştir ki: Rüyada cennete girdiğini görmek şu veçhe ile tâbir
olunur:
a) Cami,
b) Zikir meclisi,
c) Çarşı,
d) Hac ibadeti,
e) Allah yolunda cihad,
f) İlim ve salih amel.
Bazı kere de cennete girmeyi görmek, cennete girmeye vesile olacak güzel ve makbul ameller işlemeye delâlet eder.
Bir adamın rüyada cennetin sütünden, içki ve şarabından veya sularından içtiğini görmesi, ilme, hikmete, nimete, güzel itikada ve Sünnet-i Seniyyeyi işlemeye delâlet eder.
Yine rüyada cennet meyvelerinden yediğini görmek, yediği meyve kadar rızıklanacağına işarettir.
Rüyasında bir adama "Sen cennete giresin" denilse, bu rüya o kişi için mirasa, ilim ve hidayete delâlet eder. Bazan da cennete girmek, üzüntü ve kederden halâs olmağa işarettir. Bir kimsenin rüyada hanımı ile beraber cennete girdiğini görmesi, dünyada zevcesi ile iyi geçineceğine delâlet eder.
Rüyada cennet köşklerinden birine girdiğini görmek, yüksek rütbeye nâiliyete, iftihar vesilesi olarak iş işlemeğe, genişlik ve zenginliğe ve güzel akıbete delâlet eder. Yine cennete girip ırmaklarından içmek, meyvelerinden yemek, ağaçlarının gölgesinde oturmak huri ve gılmanını görmek; ilme, hidâyete, rızka, zürriyete, uzun ömre, son nefesinde şehîden vefat etmeye alâmettir.
Rüyada cennet kapılarından birinin üzerine kapandığını görmek, ana ve babasından birinin vefat edeceğine işarettir. Çünkü cennet ana babasının rızası ile kazanılır. Yine cennetin bütün kapılarının üzerine kapanıp açılmadığını görmek, ana ve babaya asi olmaya ve ondan razı olmadıklarına delâlet eder.
Rüyada istediği kapıdan cennete girdiğini görmek, anne babanın kendisinden razı olduğunun işaretidir.
Yine denilmiştir ki: Rüyada cennete girdiğini gören kişinin eceli ve ölümü yakındır ve ona gideceği yer gösterilmiştir.
Rüyada cenneti cehenneme attığını görmek, bağ ve bostanı veya başka bir şeyi satmaya delâlet eder. Malmum bağ bostan yeşilliktir, cennet de yeşildir. Yeşili elden çıkarmak böyle netice verir.
Rüyada kevser suyundan içtiğini görmek, reis olmağa, düşman üzerine galip gelmeğe ve kuvvete delâlet eder. Kendisini cennet köşklerinden birinde görmek, güzel bir kadınla evlenmeğe ve insanlar üzerine reis olmağa işarettir.
Rüyada zikir ve tesbihlerle cennete girdiğini görmek, teheccüd namazı, tesbih ve tahlili sebebiyle cennete girmesine delâlet eder. Yine Reyyan kapısından cennete girdiğini görmek, tuttuğu orucu sebebiyle cennete girmeye işarettir.
Nablusî (rh.a) demiştir ki:
"- Rüyada cennet nehirlerinden içilen şey tabirce muteber tutulur. Şöyle ki: Rüyada su nehri görmek rızka; süt nehri fıtrata, şarap nehri, Allah sevgisinden meydana gelen cezbeye ve Allahu Teâlâ'nın haram kıldığı şeylere buğzetmeğe; bal nehri ise ilim ve Kur'ân-ı Kerim'e delâlet eder."
Cabir'ül-Mağribî de demiştir ki:
"- Rüyada Cennet-i rıdvanı gören ve bundan dolayı rüyasında ferah duyan son derece sürür ve sevince ve nimete erer. Yine rüyada yüksek bir mekânda bulunduğunu burasının cennet olduğunu zanneylediğini görmek, âdil bir sultana, yahut faziletli bir âlime veya zengin ve kerem sahibi bir adama vasıl olmaya delâlet eder. Rüyada elinde cennet kapısının anahtarı olduğunu görmek, İslâm ve tevhid üzere ölmeye alâmettir."
Rüyada Tuba ağacının altında oturduğunu görmek, dünya ve âhirette muradın hasıl olacağına delâlet eder. Yine cennette şerbet veya süt içtiğini görmek, âlim, hakîm ve zenginlik ile tâbir olunur.
Yine rüyada cennet ağaçlarından birini görmek, ilmiyle amel eden kimseye, insanları irşad eden mürşide ve hurilere delâlet eder. Rüyada cennet ağaçlarına mâlik olduğunu, veya o ağaçlardan bir şey yaptığını görmek, evlât ve kadınlara işarettir.
Rüyada cennete girip onun meyvesinden yemediğini, nehirlerinden içmediğini ve nimetlerine el uzatmadığını görmek, sahip olduğu ilimden bir faide görememeye alâmettir.
Rüyada cennetten kovulduğunu görmek, ilk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem (a.s)'in hikâyesinden ötürü fakirliğe giriftar olmaya delâlet eder.
Cennette tavaf ettiğini görmek, rızkın genişliğine, şanın yüceliğine, korku ve tehlikelerden emin olmaya delâlet eder.
Bazı kere de rüyada cennete girdiğini görmek, helâl mala, ailesi için iyilik etmeye ve Allahü Teâlâdan korkmaya delâlet eder. Yine cennete girmek, bağ ve bahçeye sahip olmaya, faideli ve menfaatli şeylerin ele geçmesine ve geniş rızka delâlet eder.
Rüyada insanların hepsinin cennete girdiklerini görmek, o senenin bolluk ve bereketine, devlet reisinin adaletine, meyve, hububat ve ziraata gelecek berekete işarettir.
Elinde bir kitapla cennete girdiğini görmek, ilim ve güzel amele delâlet eder. Cennete mal ve yürüyen hayvanlarla girdiğini görmek ise, malın zekâtını vermek sebebiyle cennete nâiliyete delâlet eder.
Rüyada cennette muz ağacının meyvesini yediğini ve gölgesinde oturduğunu görmek, muradının incisini elde etmeye işarettir.
Rüyada cennete ne zaman girdiğini bilmemek, dünyada bulunduğu müddetçe izzet ve nimete nail olmaya delâlet eder.
Rüyada tebessüm ederek cennete girdiğini görmek, yüce Allah'ı çok zikretmeye işarettir. Kılıcını kından çıkararak cennete girdiğini görmek ise, iyilikle emretmeye, kötülükten men'etmeye, nimet, medh ve senaya delâlet eder.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez.
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.
TÜM RÜYA TABİRLERİ İÇİN TIKLAYINIZ