
RÜYADA ALIN GÖRMEK TABİRİ ANLAMI YORUMU
HAYROLSUN
Bir kimsenin rüyada alın görmesi, insanlar arasında rütbe ve makamının yüksek olmasına, sözünün dinlenmesine delâlet eder. Alında görülen kırık ve saire gibi kusurlar, bunun tam zıddı ile tâbir olunur.
Rüyada alında secde izi görmek, din ve takvaya, insanlar arasında şöhrete delâlet eder.
Ibn-i Şîrîn (rh.a) demiştir ki:
"- Alın ve yüz yüksek mertebedir, çünkü secde mahallidir. Bazan da evlâda delâlet eder."
Rüyada alında ceviz, badem, ya da ondan büyük veya küçük fazlalık görmek, erkek çocuk ile tâbir edilir.
Kirmani de şöyle dedi:
"- Rüyada alnının genişlediğini görmek, rızkın genişliğine ve mertebenin yüksekliğine
işarettir. Alnının rengini solmuş bir halde görmek, borca girmeye delâlet eder. Yüzü üzerinde parlayan bir çizgi olduğunu görmek ise, hayır ve menfaat ve evlât ile tâbir olunur."
Yine alın üzerinde rahmet ifade eden bir âyetin görülmesi, hayır ve şehadete delâlet eder. Azab âyeti görmek de bunun zıddı.
Cafer-i Sâdık (r.a.) demiştir:
- Alın ve yüz rüyası yedi veçhe ile tâbir olunur:
a) Câh (makam, mansıb),
b) Kadr,
c) Izz,
d) Ulvî yol,
e) Rızık,
f) Riyaset,
g) Cömertlik.
Rüyada alında nur ve ışık parladığmı görmek, ilim ve din ile rızıklanmaya işarettir.
Alnını parlak bir halde görmek, dinî itikadının sağlam ve güzel olduğuna delâlettir.
İmam Nablûsî demiştir ki:
- Rüyada alnının demir, bakır veya taştan olduğunu görmek, polis ve şehrin idarecileri hakkında hayırdır. Bu rüya, bunların haricindeki insanlar için, halkın nefretini kazanmalarına delâlet eder.
Bazı kere de alın görmek, seccade vs. gibi insanın üzerinde secde ettiği şeye işarettir. Rüyada alnının siyahlanmış ve dağlanmış olduğunu görmek, cimriliğe delâlet eder. Çünkü cimrileri kimse sevmez.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez.
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.
TÜM RÜYA TABİRLERİ İÇİN TIKLAYINIZ