Bir kimse rüyada affedildiğini görse, bu felah ve saadete işarettir. Yine affa uğramak, Cenâb-ı Hakk'ın mağfiretini, rızasını kazanacak bir amele delâlet eder.
RÜYADA AFFETTİĞİNİ GÖRMEK TABİRİ ANLAMI YORUMU
Rüyada kendisine karşı kusurlu birinin yaptığı hatayı affettiğini görmek, yüce Allah'ın mağfiretine nail olacak bir amele delâlet eder.
Rüyada kendi kusurunun affedildiğini görmek, uzun ömre, şan ve şöhrete ve himayeye mazhar olmaya işarettir.
Rüyada Allahu Teâlâ ve O'nun Resulü tarafından bağışlandığını görmek, güzel bir akibete delâlet eder. Yine bu rüya, o kişinin tevbe ederek hidayete erişeceğine işarettir.
Rüyada üzerine had vurulması veya kısas yapılması gereken birini affettiğini görmek, günahlarının Allahu Teâlâ tarafından bağışlanacağına delâlet eder. Suçluyu cezalandırmaya gücü yettiği halde ve buna da hakkı varken, onu affettiğini görmek, günahlarının Allahu Teâlâ tarafından bağışlanacağına delâlet eder. Suçluyu cezalandırmaya gücü yettiği halde ve buna da hakkı varken, onu affettiğini görmek, rüya sahibinin Cenâb-ı Hak'tan korktuğuna ve haşyet üzere bulunduğuna delâlet eder.
Cezaya müstehak olan günahkâr bir kişinin rüyada Rabbi Teâlâ tarafından isyan ve hatalarının bağışlandığını görmesi: "(Habîbim), O küfredenlere söyle ki: Eğer düşmanlıktan vazgeçerlerse, geçmişteki günahları bağışlanır." (Enfal, 38) mealindeki âyet gereğince, o zatın doğru birisi olduğuna delâlet eder.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez.
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.