Dünya tarihinde görülmüş en uzun süreli hanedanlıklardan biri olan Osmanlı, dünya tarihi ve coğrafyasını şekillendirmiş, yetiştirdiği büyük komutan, devlet adamı, sanatçı ve bilim adamlarıyla emsalsiz bir başarıya imza atmıştır.
Osmanlı unutulmadı, unutulması da mümkün değil. Kurdukları imparatorluk, yüz yıldır paramparça olmuş durumda. Nice kitapların sayfalarına hükmeden alfabeleri yasaklandı, muhteşem tuğraları kitabelerden söküldü, bu devleti 600 yıl yöneten hanedan geri dönmemecesine yurt dışına sürüldü. Üstelik arkalarından lanetlenerek.
Bugünkü nesiller atalarının neler yaptığını bilip tanıdıkça kendilerinin neden onlar gibi olamadığını sorgulayacak ve daha iyisini yapmak için elinden gelenin daha fazlasını yapacaktır.
Bir avuç insanın dünya tarihini 600 yıl boyunca şekillendirecek bir cihan devletinin mimarları haline nasıl geldikleri ve bu düzeni dünyanın en zor coğrafyalarından birinde kurup asırlar boyu nasıl devam ettirdikleri her zaman araştırılıp ders çıkarılması gereken bir konu olacaktır.
OSMAN GAZİ'NİN KISA HAYATI
OSMAN GAZİ KAÇINCI PADİŞAH?
DOĞUM TARİHİ, SALTANATI, ÖLÜMÜ
1. Osmanlı Padişahı
Babası: Ertuğrul Gazi
Annesi: Hayme Hatun
Doğumu: Söğüt, 1258
Ölümü: Bursa, 1324 Saltanatı: 1281-1324
Osmanlı Devleti'nin ve hanedanın kurucusu 1258'de Söğüt'te Ertuğrul Gazi'nin Hayme Ana'dan dünyaya gelmiş oğlu olup Anadolu'ya göçen Kayılara mensup bir Türkmen obasındandır. Ünvan olarak isminde taşıdığı "Gazi", Allah yolunda savaşan anlamındadır. (Kendisi dışında sadece oğlu Orhan bu ünvanı isminin yanında taşıyacaktır.) Çevresindeki savaşçı alpler ve Ahi Şeyhi Edebali ve Dursun Fakih gibi ilim ve maneviyat erleriyle yola çıkan ve babasının ölümü üzerine bir seçimle iş başına geçen Osman Gazi'nin döneminde beyliğin Selçuklulardan bağımsızlığını elde ettiğini görüyoruz (1299). 1291'de aldığı ve adına hutbe okuttuğu Karacahisar'ın yanı sıra Yarhisar, Bilecik ve İnegöl'ü (1299) ve ardından Yenişehir'i (1301) fethetmiş, bu son şehri askerî karargâh haline getirmiştir. 1302 yılında İznik'i kuşattığı sırada şehre yardıma gelen Bizans ordusunu Koyunhisar'da (Bapheus) denize dökmesiyle tarih sahnesindeki asıl yerini almış olan Osman Gazi, Söğüt'ten yola çıkarak yürüttüğü fütuhatla Sakarya kıyılarına inmiş, İznik-İzmit yolunun üzerindeki en stratejik karakollardan Karahisar'ı ele geçirerek (1308) Bizans tekfurları üzerindeki baskısını artırmıştı. 1313'de Müslüman olan Harmankaya Tekfuru Köse Mihal'in de aralarına katılmasıyla güçlenen Osman Bey'in kuvvetleri, birbiri ardınca Osmaneli, Mekece, Akhisar, Geyve gibi kaleleri fethetti. 1315 yılında ise fethi, oğlu Orhan Gazi'ye nasip olacak olan Bursa'nın kuşatmasını başlattı. Daha sonra rahatsızlandı ve yerine vekil olarak oğlu Orhan'ı geçirdi. Bursa'nın fethinden kısa bir süre önce vefat etti ve naşı, vasiyeti gereği Bursa'ya getirilerek Tophane semtindeki “Gümüşlü Kümbet "in içine defnedildi. Bugünkü türbesi, 1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır. Osman Gazi'nin Orhan'dan başka Alaaddin Ali, Pazarlu, Çoban ve Hamid adlı 4 oğlu ile Fatma Melek adlı bir kızı vardı. Şeyh Edebali'nin kızı Bala Hatun ile Ömer Bey'in kızı Mal Hatun adlı iki hanımı olduğunu biliyoruz.
