Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat

O-Ö HARFİ İLE BAŞLAYAN KIZ VE ERKEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI

ÇOCUĞUMA HANGİ İSMİ VEREBİLİRİM?

OBA: (Tür.) Er. 1. Çadırlarda yasayan göçebe ailelerin meydana getirdigi topluluk. 2. Genellikle bölmeligöçebe cadın. 3. Yabancı. 4. Zeka ya da yetenekleri olaganüstü isler basaracak kadar üstün olan kimse, dahi. 5. Ova.

OBUZ: (Tür.) Er. 1. Su kaynagı. 2. Akarsulardan olusan küçük derecik. 3. Ýki derenin birlestigi dar yer.4. Karların erimesiyle olusan ufak dere.

ODHAN: (Tür.) Er. - Atak, hareketli ve canlı lider.

ODKAN: (Tür.) Er. 1. Canlı, coskulu kimse. 2. Ates kanlı. 3. Atak. Delidolu

ODMAN: (Tür.) Er. - Ates gibi canlı, coskulu, hareketli kimse.

OFLAS: (Tür.) Er. - (bkz. Oflaz).

OFLAZ: (Tür.). 1. Ýyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakısıklı, güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatunrengi. 5. Ýse yarar uygun. 6. Cesur kabadayı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OFLAZER: (Tür.) Er. - Oflaz er. Gürbüz, becerikli, eksiksiz, yigit.

OGAN: (Tür.). - (bkz. Okan).

OGANER: (Tür.) Er. - Ogan er.

OGÜN: (Tür.). - Anımsanan belirli bir günde dogan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OGANER: (Tür.) Er. - Ogan er.

OGANSOY: (Tür.) Er. - Ogan soy.

OĞUÇ: (Tür.) Er. 1. Oymak. Hısım, akraba. 2. Bereket.

OĞUR: (Tür.) Er. 1. Ugur. 2. Samimi, içten dost. 3. Bir sey yapabilmek için ele geçen zaman ya daelverisli durum.

OGURALP: (Tür.) Er. - Samimi, içten yigit.

OĞURATA: (Tür.) Er. - Ugurlu ata.

OĞUS: (Tür.) Er. - Erkek çocuk.

OĞUZ: (Tür.) Er. 1. Mübarek, saf ve iyi yaratılıslı. 2. Genç, saglam, güçlü. 3. Anlayısı kıt, bön. 4. Köylü.Tosun. 5. Türk efsanelerinde geçen büyük bir kahraman. Büyük bir Türk boyu.

OĞUZALP: (Tür.) Er. - Oguz boyundan, yigit, savasçı.

OĞUZATA: (Tür.) Er. 1. Oguz'a mensup, güçlü yigit baba. 2. Oguz kahramanı.

OĞUZBALA: (Tür.) Er. 1. Oguz çocugu. 2. Yigit gürbüz çocuk.

OĞUZBAY: (Tür.) Er. - Oguz bay.

OĞUZCAN: (Tür.) Er. - Oguz can.

OĞUZER: (Tür.) Er. - Oguz er.

OĞUZHAN: (Tür.) Er. 1. Yigit han, hakan. 2. Oguz boylarının efsanevi kahramanı.

OĞUZKAN: (Tür.) Er. - Damarlarında Oguz kanı tasıyan.

OĞUZMAN: (Tür.) Er. - Güçlü, saglam, iyi yürekli, dost kimse.

OĞUZTAN: (Tür.) Er. - Görkemli, aydınlık.

OĞUZTÜZÜN: (Tür.) Er. 1. Saglam, yigit. 2. Yumusak huylu, sakin.

OKAN: (Tür.) Er. 1. Anlayıslı. Anlama, ögrenme. 2. Tanrı, oguz.

OKANALP: (Tür.) Er. 1. Anlayıslı yigit. 2. Tanrısal gücü olan yigit.

OKANAY: (Tür.) Er. - Okan ay.

OKANDAN: (Tür.) Er. - Tanrı'dan gelen, Tanrı'nın verdigi.

OKANER: (Tür.) Er. - (bkz. Okanalp).

OKATAN: (Tür.) Er. - Ok atan.

OKATAY: (Tür.) Er. - Ok atay.

OKAY: (Tür.). 1. Baht, talih, sans. 2. Bahtlı, talihli. 3. Begenme. 4. Satürn gezegeni. - Erkek ve kadın adıolarak kullanılır.

OKBAS: (Tür.) Er. - Ok bas.

OKBOĞA: (Tür.) Er. - Hızlı ve boga gibi güçlü.

OKBUDUN: (Tür.) Er. - Birlik içinde olan. Dürüst soya mensup.

OKCAN: (Tür.) Er. - Canlı, hareketli canı tez.

OKÇUN: (Tür.) Er. - Uzak, öte, uzakta bulunan.

OKDAĞ: (Tür.) Er. - Ok dag.

OKDEMİR: (Tür.) Er. 1. Demir gibi saglam ve atak. 2. Demirden yapılmıs ok.

OKER: (Tür.) Er. - Hızlı, canlı, hareketli kimse.

OKERGÜN: (Tür.) Er. - Ok ergin.

OKGÜÇ: (Tür.) Er. - Ok gibi güçlü ve hızlı.

OKHAN: (Tür.) Er. - Hızlı, atak ve güçlü lider, han.

OKKAN: (Tür.) Er. - Ok kan.

OKMAN: (Tür.) Er. 1. Ok gibi hızlı, güçlü kimse. 2. Okçu. Kemankes.

OKSAL: (Tür.) Er. - Ok sal.

OKSALMIŞ: (Tür.) Er. - Ok atmakla meshur.

OKSAR: (Tür.) Er. - Ok atısına hazırlan.

OKSAY: (Tür.) Er. - Ok ve Say'dan birlesik isim.

OKSEV: (Tür.) Er. - Ok ve Sev'den birlesik isim.

OKSEVEN: (Tür.) Er. - Ok seven.

OKSU: (Tür.) Er. - Hızlı ve düzenli akan su.

OKSAK: (Tür.) Er. 1. Benzeyis. 2. Benzeyen, andıran.

OKSAN: (Tür.) Ka. - Daima övülen, begenilen insan ol.

OKTAN: (Tür.) Er. - Ok tan.

OKTAR: (Tür.) Er. - Ok tar.

OKTAY: (Tür.) Er. - Öfkeli, sinirli, kızgın.

OKTUĞ: (Tür.) Er. - Ok tug.

OKTUNA: (Tür.) Er. - Ok tuna.

OKTÜRE: (Tür.) Er. - Ok türe.

OKTÜREMİS: (Tür.) Er. - Ok türemıs.

OKUS: (Tür.) Er. 1. Zeka, akıl, anlayıslılık (Öküs'ten). 2. Çagrı, davet.

OKUSLU: (Tür.) Er. - Zeki, akıllı, anlayıslı.

OKUTAN: (Tür.) Er. - Egitici, ögretmen.

OKUTMAN: (Tür.) Er. - Okutan, ögreten, ögretmen.

OKUYAN: (Tür.) Er. 1. Okumayı seven. 2. Çagıran, davet eden.

OKYALAZ: (Tür.) Er. - Ates gibi canlı ve çabuk.

OKYAN: (Tür.) Er. - Ok yan.

OKYANUS: (Yun.) - Ana karaları birbirinden ayıran büyük deniz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OKYAR: (Tür.) Er. - Ok yar.

OKYAY: (Tür.) Er. - Ok yay.

OLCA: (Tür.) - Savasta düsmandan ele geçirilen mal, ganimet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OLCAY: (Tür.) Ka. - Baht, talih, ikbal.

OLCAYTU: (Tür.) Er. - Bahtlı, sanslı, talihli.

OLCAYTUĞ: (Tür.) Er. - (bkz. Olcaytu).

OLCUM: (Tür.) l. Eli ise yatkın, becerikli, usta. 2. Kendini oldugundan üstün gösteren. 3. Hekimliktaslayan kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OLDAÇ: (Tür.) Er. - Sisman, büyümeye, gelismeye elverisli olan.

OLGAÇ: (Tür.) Er. - Olgun, yetiskin, iyi gelismis.

OLGUN: (Tür.) - Bilgi, görgü ve hosgörüsü gelismis kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OLGUNAY: (Tür.) - Olgunay, dolunay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

OLGUNER: (Tür.) Er. - Olgun er. Yetismis, iyi gelismis kimse.

OLGUNSOY: (Tür.) Er. - Tanınmıs soydan gelen.

OLGUNSU: (Tür.) Er. - Olgunsu

OLSAR: (Tür.) Er. - Adın duyulsun.

OMAÇ: (Tür.) - Hedef, gaye, amaç. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OMAY: (Tür.) 1. Seçkin, seçilmis. 2. Özet, öz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ONAR: (Tür.) - Daha iyi bir duruma giren, mutlu olan. Hastalıktan, dertten kurtulan. - Erkek ve kadın adıolarak kullanılır.

ONARAN: (Tür.) Er. 1. Düzelten, yararlı bir duruma getiren. Ýyilestiren, tedavi eden. 2. Basaran, bitiren.

ONAT: (Tür.) 1. Ýyi, güzel, düzgün. 2. Ýyi yaratılıslı. 3. Dogru, dürüst nitelikli. 4. Kolay. - Erkek ve kadınadı olarak kullanılır.

ONATKAN: (Tür.) Er. - Onat kan. Temiz, dürüst soydan gelen.

ONATSÜ: (Tür.) Er. - Güzel, dürüst asker. Nitelikli asker.

ONAY: (Tür.). -Uygun bulma, onaylama. Uygun yerinde. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ONBULAK: (Tür.) Er. - On bulak.

ONGAR: (Tür.) Er. - Kurtulus.

ONGAY: (Tür.) Er. - Kolay.

ONGU: (Tür.) Ka. 1. Gönül rahatlıgı, mutluluk, saglık. 2. Bayındırlık, gelismislik.

ONGUN: (Tür.) 1. Eksiksiz, tam. 2. Verimli, bol, Bayındır. 3. Kutlu, ugurlu, begenilen. 4. Kurtulmus,onmus. 5. Gelismis, gürbüz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ONGUNALP: (Tür.) Er. - Kutlu, ugurlu, begenilen yigit.

ONGUNER: (Tür.) Er. - Gelismis, gürbüz genç.

ONGUNSU: (Tür.) Er. - Bol ve gür akan su.

ONGÜNER: (Tür.) Er. - Ongün-er.

ONGÜNES: (Tür.) Er. - Ongün-es.

ONUK: (Tür.) Er. - Sevgili, aziz.

ONUKER: (Tür.) Er. - Onuk er. Sevilen, sevgili insan, saygı deger.

ONUKTEKİN: (Tür.) Er. - Sevilen, sayılan güvenilir, emin insan.

ONUL: (Tür.) - Ýyiles, iyi ol, saglıklı ol. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ONULTAN: (Tür.) Er. - Ýyilestiren, düzelten, saglıgına kavusturan.

ONUR: (Tür.) Er. 1. Ýnsanın kendisine karsı duydugu saygı. 2. Baskalarının gösterdigi saygınındayandıgı deger, seref.

ONURAD: (Tür.) Er. - Onuruyla tanınmıs ad.

ONURAL: (Tür.) Er. - San, seref kazan.

ONURALP: (Tür.) Er. - Onuruyla tanınmıs kimse. Yigit ve onurlu.

ONURHAN: (Tür.) Er. - Onurlu han, hükümdar.

ONURKAN: (Tür.) Er. - Onurlu, soylu kandan gelen.

ONURSAL: (Tür.) Er. - Onurla ilgili. Saygı için verilen san.

ONURSAN: (Tür.) Er. - Onuruyla tanınmıs, serefli.

ONURSAY: (Tür.) Er. - Onur say.

ONURSEV: (Tür.) Er. - Onur sev.

ONURSOY: (Tür.) Er. - Onurlu soydan gelen.

ONURSU: (Tür.) Er. - Onur su.

ONURSÜ: (Tür.) Er. - Onurlu asker.

ORAK: (Tür.) Er. 1. Ekin biçme zamanı, hasat. 2. Ekin biçme aracı.

ORAL: (Tür.) Er. - Kuleyi, sehri ele geçir, zaptet.

ORALMIS: (Tür.) Er. Kale, sehir almıs.

ORAN: (Tür.) Er. 1. Ölçü, nispet, derece. Ölçülü, hesaplı. 2. Tahmin. 3. Anlayıslı. 4. Abartma, abartı. 5.Özel isaret, nisan.

ORAY: (Tür.) 1. Ates gibi kızıl renkte ay. 2. Sehirli, sehirde yasayan. -Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

ORBAY: (Tür.) Er. - Ordu komutanı. Ordu beyi.

ORBEK: (Tür.) Er. - Sehir beyi.

ORBEY: (Tür.) Er. - Bekçi muhafız.

ORCAN: (Tür.) Er. 1. Bey can. 2. Üstün, kıdemli kisi.

ORCANER: (Tür.) Er. - (bkz. Orcan).

ORÇUN: (Tür.) Er. - Ardıllar, halefler.

ORGUN: (Tür.) Er. - Gizli saklı.

ORGUNALP: (Tür.) Er. - Orgun alp.

ORGUNTAY: (Tür.) Er. - Orgun tay.

ORGÜL: (Tür.) Ka. - Ates gibi kırmızı renkte gül.

ÖRGÜN: (Tür.) Er. - Sıcak gün.

ORGUNALP: (Tür.) Er. - Örgün alp.

ORHAN: (Tür.) Er. - Sehrin yöneticisi, hakimi. Orhan Gazi: Osmanlı imparatorlugunun ikinci padisahı.

ORHON: (Tür.) Er. - (bkz. Orhun).

ORHUN: (Tür.) Er. 1. Orta Asya'da bir ırmak. 2. Orta Asya Türklerinin kullandıgı en eski yazı. 3.Yüksek, yüce Hun anlamında.

ORKAN: (Tür.) Er. - Or kan.

ORKİDE: (Fran.) Ka. - Çiçeklerinin güzelligi nedeniyle seralarda yetistirilen degerli bir süs bitkisi.

ORKUN: (Tür.) Er. - (bkz. Or hun).

ORKUT: (Tür.) Er. - Kutlu, ugurlu sehir.

ORKUTAY: (Tür.) Er. - Or kut ay.

ORTAÇ: (Tür.) Er. 1. Tepe, ozanların bulundugu. 2. Mirasçı. 3. Veliaht. 4. Sıfat fiiller.

ORTAN: (Tür.) Er. - Ates renginde kızıl tan.

ORTANCA: (Tür.) 1. Pek çok türü bulunan süs bitkisi. 2. Yas bakımından üç kardesin büyügü ileküçügü arasındaki kardes. Ýsim olarak kullanılmaz.

ÖRTÜN: (Tür.) Er. - Ortanca kardes.

ORTUNÇ: (Tür.) Er. - Ates renginde tunç.

ORUÇ: (Tür.) Er. - İslam'ın bes sartından birisidir. Tan yerinin agarmasından günes batana kadar Allahrızası için yiyip içmekten cinsi münasebetten sakınmak. İbadet. Savm. -Oruç Reis; Önceleri Cezayir'de olup daha sonra Osmanlı donanmasına katılan ünlü denizci.

ORUK: (Tür.) Er.l. Aile, oymak. Göçmen olarak gelip bir yere yerlesen. 2. Yol, çare, imkan.

ORUN: (Tür.) Er. 1. Özel, yer. Önemli bir görevlinin çalıstıgı yer, makam. 2. Gizli, habersiz. 3. Huy,yaratılıs.

ORUS: (Tür.) Er. - Eski uygur adlarındandır. "Talih, baht, saadet" anlamındadır.

ORUZ: (Tür.) Er. - Düsün, düsünce.

OSKAN: (Tür.) Er. - Akıllı.

OSKAY: (Tür.) - Neseli, mutlu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OSMAN: (Ar.) Er. 1. Bir tür kus ya da ejderha. 2. Hz. Muhammed (s.a.s)'in damadı ve Hz. Ömer'densonra devlet baskanı olan III. halife. 3. Osmanlı devletinin kurucusu, Osman Gazi.

OTAC: (Tür.). - Hekim, doktor. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OTARAN: (Tür.) Er. - Hayvanları otlatan çoban.

OTAY: (Tür.) - Ates renginde ay. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OYA: (Tür.) Ka. 1. Genellikle ipek ibrisim kullanılarak igne, mekik, tıg ya da firkete ile yapılan incedantel. 2. Ýnce, güzel, nazik.

OYAL: (Tür.) - Oy al. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OYALP: (Tür.) Er. - Oy alp.

OYANALP: (Tür.) Er. - Ogan alp. Güçlü yigit.

OYHAN: (Tür.) Er. - Oy han.

OYKAN: (Tür.) Er. - Oy kan.

OYKUT: (Tür.) Er. - Oy kut.

OYLUM: (Tür.) 1. Vadi, koyak. Çukur, oyuk. 2. Bir cismin uzayda kapladıgı bosluk. - Erkek ve kadınadı olarak kullanılır.

OYMAN: (Tür.) Er. - Görüs, düsünce sahibi.

OYTUN: (Tür.) 1. Kutsal, mübarek. 2. Begenilen, güzel yer. Alçak yer, ova. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

OYTUNÇ: (Tür.) Er. - Oy tunç.

OYUM: (Tür.) - Oymak isi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OZAN: (Tür.) Er. 1. Siir yazan, sair. Halk sairi. 2. Sakacı, tatlı, güzel konusan.

OZANALP: (Tür.) Er. - Siir söyleyen tatlı dilli yigit.

OZANER: (Tür.) Er. - Ozan er.

OZANSOY: (Tür.) Er. - Güzel konusan, siir yazan bir soydan gelen.

OZANSÜ: (Tür.) Er. - Güzel konusan, siir yazan asker.

OZGAN: (Tür.) Er. - Öne geçen, kazanan, basarılı.

ÖCAL: (Tür.) Er..- Yapılan kötülügünacısını çıkar, öcünü al.

ÖCALAN: (Tür.) Er. - Ýntikam alan.

ÖDÜL: (Tür.) l Bir basan ya da iyilik karsısında verilen armagan. 2. Yarısma veya müsabakalarda birtarafın, kazanana verdigi hediye, mükafat. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖGE: (Tür.) 1. Çok akıllı. Yaslı kimse. 2. Bir ulusun büyügü, ileri geleni. 3.. Hekim. 4. Ün, söhret. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖGEDAY: (Tür.) Er. 1. Çok akıllı, bilgili. 2. Mogol hükümdarı Cengiz Han'ın oglu.

ÖGER: (Tür.) Er. - Akıllı, bilgili kimse.

ÖGET: (Tür.) - Begenilen, aranılan, övülen, iyi güzel. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖGETÜRK: (Tür.) Er. - Akıllı, bilgili Türk.

ÖĞÜN: (Tür.) 1. Kendini yücelt, gurur duy. 2. Zaman vakit. 3. Kez, defa. 4. Önde, ileride olan. - Erkekve kadın adı olarak kullanılır.

ÖĞÜT: (Tür.) - Bir kimseye yapması ya da yapmaması gereken seyler için söylenen söz. - Erkek ve kadınadı olarak kullanılır.

ÖKE: (Tür.) Er. - (bkz. Öge).

ÖKER: (Tür.) Er. - Akıllı kimse.

ÖKKEŞ: (Ar.) Er. 1. Erkek örümcek. 2. Bir dag adı.

ÖKLÜ: (Tür.) Er. - Akıllı.

ÖKMEN: (Tür.) Er. - Akıllı, zeki, bilgili kimse.

ÖKMENER: (Tür.) Er. - Akıllı, bilgili kimse.

ÖKTEM: (Tür.) Er. - Güçlü, onurlu, gösterisli, korkusuz.

ÖKTEMER: (Tür.) Er. - (bkz. Öktem).

ÖKTEN: (Tür.) Er. - Akıllı, bilgili, fazıl, kahraman, cesur.

ÖKTÜRK: (Tür.) Er. - Akıllı, güçlü Türk.

ÖMER: (Ar.) Er. - Ýslam Devleti'nin II. Halifesi Ömer b. Hattab. Dünya durdukça adaletinden dolayıondan bahsedilecek. Cennetle müjdelenmistir. Hak ile Batılı çok iyi ayırt edebilen bir alim oldugu için Ömeru'1-Faruk adını almıstır.

ÖMÜR: (Ar.) 1. Hayat müddeti, yasama süresi. 2. Hayat, dirilik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖMÜRAL: (a.t.i.) Er. - Uzun ömürlü ol.

ÖMÜRCAN: (a.t.i.) - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖNAL: (Tür.) Er. - Ýleri git, lider ol anlamında.

ÖNAY: (Tür.) - Ayın ilk günlerindeki hali, hilal. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖNAYDIN: (Tür.) Ka. - Ön aydın.

ÖNCEL: (Tür.) 1. Birine göre kendinden önce yerini tutmus olan kimse. 2. Bizden önce yasamıs olanlar. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖNCÜBAY: (Tür.) Er. - Klavuz, rehber, önder kisi.

ÖNDER: (Tür.) - Bir davada, fikri siyasi bir harekette önde giden, önayak olan, kitleyi idare eden kimse,lider, sef. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖNEL: (Tür.) - Bir isin tamamlanması için verilen süre, vade, mühlet. -Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

ÖNEN: (Tür.) - Hak, adalet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖNER: (Tür.) 1. Önde gelen, basta gelen. 2. Yön. 3. Sıra. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖNGAY: (Tür.) - Jüpiter gezegeni. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖNGEL: (Tür.) Er. - Agır baslı.

ONGEN: (Tür.) - Basan, zafer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖNGÜ: (Tür.) Er. 1. Ýlk, önce, önceki. 2. Direnme, inat.

ÖNGÜL: (Tür.) 1. Direnen, inatçı kimse. 2. Ön ayak olan, tesvik eden. 3. Kılavuz. - Erkek ve kadın adıolarak kullanılır.

ÖNGÜT: (Tür.) Er. 1. Saklanarak yanasma, izinden yürüme. 2. Hücum etmek için elverisli yer.

ÖNKAL: (Tür.) Er. - Ön kal.

ÖNNUR: (Tür.) Ka. - Ön nur.

ÖNSAL: (Tür.) Er. - Ön sal.

ÖNSOY: (Tür.) Er. - Ýlk soy.

ÖNÜR: (Tür.) - Kendinden önceki, eski. Öne geçen, ileriye giden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖREN: (Tür.) 1. Eski yapı ya da kent kalıntısı. 2. Sehir kent. Köy. 3. Bitek ova. 4. Ormanlık yer. - Erkekve kadın adı olarak kullanılır.

ÖRENEL: (Tür.) Er. - Cömert ve genis el.

ÖRENER: (Tür.) Er. - Genis, güven veren yigit.

ÖRENGÜL: (Tür.) Er. - Yaban gülü.

ÖRGEN: (Tür.) Er. 1. Organ. 2. Ýnce halat, urgan.

ORSAN: (Tür.) Er. - Yüce adı olan.

ÖRSEL: (Tür.) Er. - Ör sel.

ÖTÜKEN: (Tür.) Er. 1. Oguz destanında Tiyensan daglarıyla Orhun havzası arasında bulundugubelirtilen, ormanlık kutsal bölge. 2. Mogolca'da yer Tanrıçası. - İsim olarak kullanılmaz.

ÖVEÇ: (Tür.) Er. - 2, 3 yasındaki erkek koyun.

ÖVÜNÇ: (Tür.) - Övünmeye yol açan, övünülecek sey. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖYMEN: (Tür.) Er. - Evcimen, evine baglı.

ÖZ: (Tür.) 1. Bir kimsenin betigi, manevi varlıgı. 2. Bir seyin temel ögesi. 3. Kan bagı ile baglı olan. 4.Katıksız, an. 5. Çay, dere. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZAK: (Tür.) Er. - Öz ak. Özü temiz, dogru kimse.

ÖZAKAN: (Tür.) Er. - Öz akan.

ÖZAKAY: (Tür.) - Öz akay. Özü temiz kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZAKIN: (Tür.) Er. - Öz akın.

ÖZAKINCI: (Tür.) Er. - Öz akıncı.

ÖZAKTUĞ: (Tür.) Er. - Beyaz tug.

ÖZAL: (Tür.) Er. - Öz al.

ÖZALP: (Tür.) Er. - Özünde yigit olan kimse.

ÖZALPMAN: (Tür.) Er. - Özünde yigit olan kimse.

ÖZALPSAN: (Tür.) Er. - Yigitligiyle tanınan kimse.

ÖZALTAN: (Tür.) - Sabah seher vöaktinde gögün kızıllasarak aydınlanması. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

ÖZALTAY: (Tür.) Er. - Altaylara mensup. Öztürk.

ÖZALTIN: (Tür.) - Özü altın gibi degerli olan kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZALTUĞ: (Tür.) Er. - Kırmızı tug.

ÖZAN: (Tür.) Ka. - Öz an.

ÖZARI: (Tür.) - Arı gibi çalıskan kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZARKIN: (Tür.) Er. - Öz arkın.

ÖZASLAN: (Tür.) Er. - Aslan gibi güçlü, soylu kimse.

ÖZATA: (Tür.) Er. - Ata ve Öz kelimelerinden birlesik isim.

ÖZATAY: (Tür.) Er. - Özü herkesçe tanınan kimse.

ÖZAY: (Tür.). - Özü ay gibi temiz, parlak, aydınlık kimse.

ÖZAYDIN: (Tür.) - Özü temiz, aydınlık kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBAL: (Tür.) Er. - Balın özü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBALA: (Tür.) Er. - Öz çocuk.

ÖZBAŞ: (Tür.) Er. - Öz bas.

ÖZBAŞAK: (Tür.) Ka. - Öz basak.

ÖZBATU: (Tür.) Er. - Öz batu.

ÖZBAY: (Tür.) Er. - Yigit, Türk Alpi.

ÖZBEK: (Tür.) 1. Yigit, cesur, özü güçlü. 2. Orta Asya'da yasayan bir Türk boyu ve bu boydan olankimse. 3. Dere, çay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBEKKAN: (Tür.) Er. - Özbek soyundan gelen.

ÖZBEN: (Tür.) - Soyluluk ve asalette öz, temel. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBERK: (a.f.i.) Er. - Özü güçlü kimse.

ÖZBEY: (Tür.) Er. - (bkz. Özbay).

ÖZBİL: (Tür.) - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBİLEK: (Tür.) - Güçlü bilek. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBİLEN: (Tür.) - Kendisi bilen, kendiliginden bilen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBİLGE: (Tür.) - Bilgelik tasıyan. Dogasında bilgelik bulunan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBİLGİN: (Tür.) - Öz bilgin. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBİLİR: (Tür.) - Asıl bilgiye ulasan, temel bilgi sahibi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZBİR: (Tür.) Er. - Soy, temel, asıl birligi.

ÖZBOĞA: (Tür.) Er. - Öz boga.

ÖZCAN: (Tür.) - Candan, samimi, içten. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÖZCANAN: (t.f.i.) Ka. - Kisiye en yakın, sevgili.

ÖZCEBE: (Tür.) Er. - Zırh, cevsen, silah, mühimmat isleriyle ugrasan.


 Öne Çıkanlar

 

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi