NECİB: (Ar.) Er. 1. Soyu sopu temiz pak olan kimse. 2. Asilzade, kıymetli, üstün. 3. Güzel ahlak sahibi. -Türk dil kuralı açısından "b/p" olarak kullanılır.
NECİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Necip).
NECİD: (Ar.). - Yüksek yayla. Arabistan'ın sahil ovasına ve çukur sahaya zıt olan yüksek kısım. - Erkekve kadın adı olarak kullanılır.
NEDA: (Ar.). - Çig, nem rutubet, (bkz. Sebnem). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
NEDİM: (Ar.) Er. 1. Meclis arkadası, sohbet arkadası. 2. Büyükleri fıkra ve hikayeleri ile eglendiren.Güzel hikayeler anlatan, tatlı konusan. - Nedim: Osmanlı sairlerinden. Asıl adı Ahmed'tir. Lale devri sairlerindendir.
NEDİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Nedim). -Zengin veya itibarlı bir kadının arkadası. Saray hayatında Sultanhanımlarının yardımcıları.
NEDRET: (Ar.). - Azlık, seyreklik, az bulunurluk. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
NEDVE: (Ar.) Er. - Görüsme konusma. Daru'n-Nedve'. Cahiliyye zamanında Mekke'de, kabile islerinikonusmak için yapılmıs olan meshur bina.
NEFASET: (Ar.) Ka. - Nefislik, nefis olma hali. Kıymetlilik.
NEFER: (Ar.) Er. 1. Bir adam, tek kisi. 2. Er, asker.
NEFİ: (Ar.) Er. - Çıkar ile ilgili faydacı, menfaat, kâr. - Nefi', Divan edebiyatının basarılı sairlerindendir.4. Murad zamanında yasamıstır.
NEFİS: (Ar.) Ka. - Çok hos, hosa giden, begenilen.
NEFİSE: (Ar.) Ka. - Pek hos, çok hosa giden, en güzel, çok begenilen.
NEHÂR: (Ar.) Ka. -Gündüz.
NEHİB: (Ar.) Er. 1. Dehset, korku. 2. Yagmacı, çapulcu. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.
NEMRUD: (Ar.) Er. - Babil'in kurucusu oldugu sanılan hükümdar. M.Ö. 2640'ta yasamıs Hz. Ýbrahim'iatese attırmıstır. Babil kulesinin onun zamanında yapıldıgı söylenmektedir. -İsim olarak kullanılmaz.
NEPTÜN: (Lat.) Er. - Günese yakınlıgı 8. sırada olan gezegen.
NERGİS:(Fars.) Ka. - Nergisgillerden çiçekleri ayrı veya bir köksap üzerinde semsiye vaziyetindebulunan ve beyaz san nevilesi de olan bir süs çiçegi.
NERİM: (Fars.) Er. - Pehlivan, yigit, bahadır.
NERİMAN: (Fars.) Ka. - (bkz. Nerim). - Rüstem'in dedesi olan Sam'ın babası.
NERMİ: (Fars.) Er. - Yumusak, gevseklik.
NERMİN: (Fars.) Ka. - Yumusak.
NESEFİ: (Ar.) Er. - Yapı ustası.
NESİB: (Ar.) Er. - Soylu, soyu temiz baba.
NESİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nesib).
NESİF: (Ar.) Er. - Ýki kisi arasında olan sır.
NESİL: (Ar.) Er. - Aynı çagda, aynı yasta bulunan kimselerin tümü, kusak.
NESİM: (Ar.) Er. 1. Hafif rüzgar. 2. Hos, mülayim insan.
NESİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Nesim).
NESLİ: (Ar.) Ka. - Nesle ait, soya ait.
NESLİGÜL: (a.f.i.) Ka. - Gül soyu, gül gibi güzel soydan gelen.
NESLİHAN: (a.f.i.) Ka. - Han nesline ait, hanın soyundan.
NESLİSAH: (a.f.i.) Ka. - Sah soyundan gelen.
NESRİN: (Fars.) Ka. - Yaban gülü Agustos gülü. Mısır gülü. Van gülü.
NEZİR: (Ar.) Er. 1. Birini dogru yola (Sırat-ı Müstakim'e) yöneltmek için Allah'ın azabıyla gözdagıvererek korkutmak. 2. (Fıkıh'ta) Adak, dilek, tahsis. 3. Kendisini Allah yoluna adayan kisi. Kur'an'da 40'tan fazla yerde geçmektedir. Hz. Peygamberin isimlerinden.
NEZİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nezir).
NEZZAM: (Ar.) Er. - Nizam veren düzenleyen.
NİDA: (Ar.) Ka. 1. Çagırma, bagırma, seslenme. 2. Ses verme.
NİGAH: (Fars.) Ka. 1. Bakıs, bakma. 2. Göz.
NİGAR: (Fars.) Ka. 1. Resim. 2. Resmedilmis, resmi yapılmıs. Put. 3. Sevgili. 4. Türk musikisinde birmakam. Nigar Hanım: Meshur kadın sairlerdendir. Osman Pasa'nın kızıdır.
NİHAD: (Fars.) Er. - Tabiat huy, yaratılıs, kisilik, bünye. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarakkullanılır.
NİHAL: (Fars.) Ka. 1. Sevgili. 2. Taze, düzgün fidan, sürgün.
NİHALE: (Ar.) Ka. 1. Yeni yetismis, düzgün, fidan. 2. Avcı, korkulugu. 3. Döseme, dösenecek sey.
NİHAN: (Fars.) Ka. - Gizli, saklı. Bulunmayan, görünmeyen.
NİHAVEND: (Fars.) Ka. 1. Ýran'ın batı yöresinde ünlü bir kent. 2. Musikide bir makam.
NİHAYET: (Ar.). 1. Son. Sonunda. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
NUR: (Ar.) Ka. 1. Aydınlık, parıltı, parlaklık, niran. 2. Mekke'deki Hıra dagı. Isıgın bir seyeyansımasından meydana gelen parlaklık. Zünnureyn: Hz. Peygamberin 2 kızıyla evlendigi için Hz. Osman'a verilen unvan, onur sahibi. Kur'an-ı Kerim'in 24. suresinin adı.
NURAL: (a.t.i.) Ka. - Nur, ısık al, ısıklı ol.
NURALEM: (Ar.) Ka. - Evrenin nuru, alemi aydınlatan.
NURALP: (a.t.i.) Er. - Nurlu, yigit.
NURAN: (Fars.) Ka. - Isıklı. Nurlu, nura ait.
NURANİ: (Fars.) Er. - Isıklı, ısık saçan. Saygı uyandıran, nurlu.
NURATAY: (a.t.i.) Er. - (bkz. Nuralp).
NURAY: (a.t.i.) Ka. - Isık saçan ay. Ayın en çok ısık saçtıgı dönem.
NURBAKİ: (Ar.) Er. - Sürekli aydınlık olan, nurlu sabah.
NURBANU: (a.f.i.) Ka. - Nur yüzlü hanım, gelin, prenses. - Nur ve ba-nu'dan birlesik isim.
NURBAY: (a.t.i.) Er. - Nurlu, aydınlık kimse.
NURCAN: (a.t.i.) Ka. - Canlı, neseli, hayat dolu.
NURCİHAN: (a.f.i.) Ka. - Cihan'ın nuru, ısıgı. Dünyaya ısık saçan. Türk-Hind imparatoru Cihangir'inzevcesi.