Uzun yaşamak mümkün mü? Sağlıklı olmak için ne yapmamız gerekiyor?
Bir çok insan bize nasıl yaşamamız gerektiğini söylüyor. Nasıl nefes almamızdan, ne yiyip ne içieceğimize kadar her seyi söylüyorlar. Hatta bunlardan mucizevi şeyler olarak bahsediyorlar. Söylenilen ne kadar doğru bilmiyoruz ama bunu öğrenmenin bir yolu var. Bu da dünyanın en uzun ömürlü insanlarını incelemek. Bu insanlar sadece çok uzun yıllar yaşamıyorlar ayrıca ömürlerini çok sağlıklı geçiriyorlar. Bu insanların yaşadığı yerlere blue zone yani mavi bölge ismi verilmiş. Mavi bölgeleri national geographic üyesi ve newyork times yazarı dan buettner keşfetmiş. Dünyada en uzun ömürlü insanların yaşadığı 5 mavi bölge var. Bu bölgeleri ve burada yaşayan insanların ortak özelliklerini gelin birlikte inceleyelim.
Bu beş bölge:
- İtalya’nın Sardunya adasındaki Barbagia bölgesi - İç Sardunya'nın dağlık yaylaları. Burası Dünyanın en yaşlı erkeklerinin bulunduğu bölge
- Ikaria, Yunanistan - Bir Ege Adası. Dünyanın en düşük orta yaş ölüm oranı ve en düşük demans/bunama oranlarının görüldüğü yer
- Nicoya Yarım Adası, Kosta Rika - Dünyanın ikinci en yaşlı erkeklerinin bulunduğu bölge
- Loma Linda, Kaliforniya - Burada yaşayan Yedinci Gün Adventisleri (Bir Hristiyan mezhebi).
- Okinawa, Japonya - Dünyanın en uzun yaşayan kadınlarının bulunduğu bölge.
Görüldüğü gibi bu 5 bölge coğrafi olarak birbirlerine çok uzaklar. Ama bu bölgelerin bazı ortak özellikleri var. Bu bölgelerin hepsi ya ada ya yarım ada veya okyanusa çok yakın yerler. İtalya hariç hepsi deniz seviyesine yakın yerler . Loma linda hariç hepsi kalabalık şehirlerden uzakta havaları temiz, trafik ve insan karmaşasından uzakta. Bu bölgelerden sadece Amerika’daki loma linda Los Angeles a çok yakın ancak şehirden izole yaşayan bir hiristiyan topluluğu.
Şimdi de uzun ömürlü insanların ortak olarak yaptıkları 9 şeye bakalım:
1- İlk maddemiz> Bu insanların hepsi doğal hareketliler. Yani gün için de sürekli hareket edecek işler yapıyorlar. Düşük veya orta eforlu egzersiz sayılabilcek işler bunlar. Mesela bisikletle veya yürüyerek tarlaya gidip basit el aletleri ile çalışıyorlar. Trafikten ve karmaşasından uzak sakin bir günlük alışkanlıkları var. Ayrıca bolca güneş ışığı alıyorlar. Yani bizim gibi bütün gün kapalı güneşsiz iş yerlerinde çok az hereket ederek masa başı çalışıp sonra da ağır egzersizlere veya spor salonlarına gitmiyotlar. Ayrıca sakin, iş stresi ve hırsı olmayan işlerde çok uzun süre aynı mevkide çalışıyorlar yada kendi işlerini yapıyorlar.
2- İkinci maddemiz> Her güne bir amaçla uyanırlar. Özellikle Okinawa ve İkaria bölgesindeki insanlar burada güne neden uyandığını bilmelisin derler.
3- Üçüncü maddemize geçelim> Kendilerini rahatlatacak şeyler yaparlar. Bu insanlarda bir çok stresle karşı karşıya kalıyorlar ama streslerini azaltacak çeşitli yöntemleri var. Mesela loma linda dakiler hafta da bir günlerini rahatlamak için ayırıyorlar. Okinawa lılar atalarını hatırlamak için her gün birkaç dakikasını ayırır, Ikaralılar öğleleri biraz uyur (siesta)
4- Dördüncü madde> Sofradan aç kalkıyorlar. Günde kabaca 3 öğün tüketiyorlar. Sabah kahvaltısını erken saatlerde yapıyorlar. Öğle yemekleri genelde en büyük öğünlerini oluşturuyor. Akşam yemeklerini ise öğleden sonra veya akşamın erken saatlerinde küçük bir öğün olarak yapıyorlar. Günün geri kalanında daha fazla yemek yemiyorlar yani günün büyük kısmını az bir öğünle geçiriyorlar. Sabah öğle ve akşam öğünlerinde asla tıka basa yemiyorlar. Genelde almaları gereken kalorinin yüzde 80 kadarını alıyorlar. Zaten bilimsel olarakta düşük kalorili beslenmenin yani az yemenin ömrü uzattığı kanıtlanmıştır.
5- Beşinci madde > Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme. Burda hepsinin ortak yediği bir bitki yok ama hepsi beslenmelerinin büyük kısmını sebze ve meyve ağırlıklı yapıyorlar. Ambalajlı gıda tüketmiyorlar. Ya kendi yetiştirdikleri yiyecekleri ya da bölgede yetişebilen şeyleri yiyorlar. Yani özelikle yöresel bitkilerin ağırlıklı olduğu bir beslenme tarzları var. Bu tarz bi beslenmede hem lif oranları fazla yiyecekler hem kalorisi düşük hemde tuz oranları düşük yiyecek tüketmiş oluyorlar. Ayrıca beslenmelerinde özellikle bakliyat bol tüketiyorlar. Süt ve süt ürünlerini görece az tüketiyorlar. Tükettikleri süt ürünleri ise keçi sütü ve peynir. Sıvı tüketimleri ağırlıklı olarak su.
Bizim gibi sürekli siyah çay, kahve veya asitli içecekler tüketmiyorlar. Et olarak genelde balık yiyorlar.
Hepsinin ortak yediği bir bitki yok. Mesela Okinavalılar zerdaçal ve tatlı patatesi fazla tüketirken, loma linda lılar kuruyemiş . sardunyalılar ise bakla, tahılı fazla tüketiyorlar
6- Altıncı maddemiz> Mavi bölge insanları inançlılar. Bu insanlar farklı inançlara sahip olsalarda hepsi birşeylere inanıyor ve büyük kısmı dini ritüeller için dini gruplara dahiller
7- Yedinci madde> Aileye önem veriyorlar. Bu bölge insanları için aileler çok önemli. Büyüklere çok fazla saygı ve güvenleri var. Dede nine gibi yaşlı ebeveynlerle ya aynı evde kalıyorlar yada yakın mesefede oturuyorlar. Yalnız yaşamıyorlar yani. Zaten yapılan çalışmalarda bu durumun faydasını göstermiştir. Evde büyüklerin olmasının, çocukların hastalanma veya ölüm ihtimalini azalttığı gösterilmiştir. Ayrıca uzun evliliklerin yaşamı 3 yıla kadar uzattığı görülmüştür.
8- Sekizinci ve en önemli maddelerden biri> Sosyal çevreye sahipler. Bu insanlar gün içinde sürekli hareketli oldukları gibi sosyal olarakta aktifler. Sürekli sosyal olarak birbirlerini destekleyecek gruplarla görüşüyorlar. Arkadaşlık ve grup sohbetlerini çokca yapıyorlar.
Yapılan bilimsel araştırmalarla uzun yaşamaya en fazla katkı sağlayan şeyin sosyal çevre olduğu tespit edilmiş. Sosyal ilişkileri teşvik edecek teknoloji ve küreselleşmedeki artışlara rağmen, insanlar giderek daha fazla sosyal olarak izole hale geliyor.
Sosyal ilişkilerin olması olumlu davranışları doğrudan teşvik ediyor veya dolaylı olarak etkiliyor; bu nedenle, bir sosyal grubun parçası olmak direkt olarak sağlığın ve özbakımın iyi olması ile ilişkili. Ek olarak, sosyal çevrenin parçası olmak, bireylere benlik saygısı ve yaşam amacı sağlaması açısından da önemli.
Hastanelerde yapılan bilimsel çalışmalarda sosyal ilişkilerin fazla olması hasta bakımını iyileştiriyor, tıbbi tedavilere uyumu artırıyor ve hastanede yatma süresini kısaltıyor. Benzer şekilde, sosyal ilişkiler kardiyovasküler hastalıkların yani kalp krizi, yüksek tansiyon gibi hastalıkların gelişimini ve ilerlemesini azalttığı gösterilmiştir. Ayrıca sosyal çevre anksiyete depresyon gibi psikiyatrik hastalıkları ve intihar gibi durumları azalttır.
Ortalama 7,5 yıl boyunca takip edilen 300 binden fazla kişiden elde edilen büyük bir çalışma sonucunda yeterli sosyal ilişkileri olan bireylerin, zayıf veya yetersiz sosyal ilişkileri olanlara kıyasla %50 daha fazla hayatta kalma olasılığına sahip olduğunu göstermektedir.
9- Dokuzuncu ve son maddemiz kesinlikle sigara içmiyorlar. Alkol ya hiç tüketmiyorlar yada az tüketiyorlar. Sadece sigara içmek ömrü ortalama 10 yıl kısaltıyor. Sadece ömrü kısaltmıyor özellikle Koah, akciğer kanseri ve kalp damar hastalıkları gibi durumların risklerinide artırdğı için geçirilen ömrün sağlıksız ve hastalıklarla geçmesine sebep oluyor. Sigara ve alkol tüketmemek ömrü uzatan en önemli madde. Bu madde sosyal ilişkilerle birlikte olduğunda ömrü diğer tüm maddelere göre çok daha fazla uzatıyor.
Bu maddeleri ne kadar ayrı ayrı anlatmış olsakta hepsi birbirini doğrudan veya dolaylı etkileyerek bir yaşam tarzı oluşturuyor. Aslında bu saydığımız tüm maddeler ve yöresel özelikler en çok ölüme sebep olan hastalıkların görülme ihtimalini azaltarak uzun yaşamayı sağlıyor. Mesela beslenme şekilleri ve diyetle kalp damar hastalıkları, obezite,şeker hastalığı, kolon ve mide kanseri gibi hastalıkları risklerini, izole bir şekilde yaşamaları ile trafik kazalarına bağlı ölüm risklerini azaltıyorlar. Ayrıca aile ile yaşayarak yeni doğan ölümlerini, demans bunama gibi hastalıkların riskini azaltmış oluyorlar.