Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat

KANSER NEDİR?

KANSER NASIL OLUŞUR?


Kanser Nedir? Nasıl oluşur ve insan vücudunu nasıl yok eder?

Kanser latince yengeç demektir. Kanser insanlık kadar eskidir. Tarihe geçen ilk yazılı kanser mö 3000 yılında Edwin Smith papirüsünde 8 tane meme tümöründen bahsedilmektedir. O dönemden günümüze kanserler hep görüldü. 2020 yılında dünyada yaklaşık 20 milyon insan kansere yakalanmış ve 10 milyon kişide kansere bağlı yaşamını kaybetmiş. Hesaplamalara göre her 5 kişiden 1 i hayatı boyunca bir kez kansere yakalanıyor. Görüldüğü gibi kanser oldukça sık ve bir o kadar ölümcül bir hastalık.

Kanser vücuttaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması olarak tanımlanır. Kanserin ne olduğnu anlamamız için bu tanımı iyi anlamamız gerekir. İlk önce hücrelerin çoğalmasından daha sonra kontrolsüz nasıl çoğalırlar bundan bahsedelim. 

Bildiğimiz gibi her insan anne ve babadan gelen genetik yapının birleşmesi ile oluşan tek bir hücreden meydana gelir. Bir insanı oluşturacak bu tek hücre ikiye bölünür ve 2 hücre olur. Daha sonrada bu iki hücre tekrar 2 ye bölünür 4 hücre olur. Bu işlem binlerce kez devam eder önce dokular sonra  organlarımız ve sonuçta insan vücudu meydana gelir. Çoğalma işlemi sadece insan vücudu oluşurken olmaz. Yaşamın her anında vücutta bazı hücreler ölür yerini de başka bir çoğalan hücre alır. Mesela alyuvarların diğer adıyla kırmızı kan hücrelerinin ömrü 120 gün yani 3 aydır. 3 ay yaşayan alyuvar ölür ve yerini yeni bir alyuvar alır. Diğer bazı örnekler de kanda bulanan diğer hücreler, saç hücresi ve barsak hücreleridir. Bunlar da bolca çoğalan sürekli yenilenen hücrelerdir. 

Kısacası tek bir hücre sürekli çoğalarak insan vücudunu oluşturur. Hücrelerin içinde bulunan genetic yapı hücrede gerçekleşecek hemen her seyi doğrudan veya dolaylı olarak belirler. Hücrelerin çoğalması da genetik yapı tarafından belirlenir. Bir hücrenin bölünüp çoğalması çok fazla mekanizma tarafından denetlenir. Kabaca iki ana mekanizma vardır. Biri hücrenin çoğalmasını durduran diğeri ise çoğalmayı uyaran mekanizma. Bu iki mekanizma hücrenin karekterini belirler. Mesela ilk meakanizma  yani çoğalmayı durduran sistem baskın olursa hücre asla çoğalmaz. Ölene kadar bu şekilde yaşar. Eğer ikinci sistem baskın olursa yani çoğalmayı uyaran sistem, hücre sürekli çoğalır. Bu sistemleri de genlerimiz yani genetik yapımız kontrol eder. Bu genlerde olacak değişimler yani mutasyonlar hücrelerin kanserleşmesine sebep olabilir. Bir hücrenin kanserleşmesi iki şekilde olur. Çoğalmayı duduran  genlerde mutasyon olur. Böylece hücrenin çoğalması önünde engel kalmaz yada hücrenin çoğalmasını sağlayan genlerde mutasyon olur. Bu durumda hücrenin çoğalması aktiflenir ve hücre sürekli çoğalmaya başlar. Tabi ki insan vücudunda mutasyonlar kolay olmaz olduğunda da bunu düzeltmeye çalışan bir çok protein vardır. Mutasyon tespit edilir ve düzeltilemezse çeşitli uyaranlar göndererek hücrenin ölümü gerçekleştirilir. Böylece mutasyonlu hücrelerin yaşayıp çoğalması engellenir. Yani mutasyonların hücresel düzeyde tüm bu mekanizmalardan da kurtulması gerekir. Bu nedenle mutasyonların kanserleşmesi kolay değildir. Yine de mutasyonların artması yani üst üste binerek bir şekilde bu kontrolleri aşması mümkün ve genelde belirli bir zaman gerektırir. Bu nedenle genel olarak insan vücudunda kanser görülme ihtimali yaş arttıkça  artar.

Yine de  bir hücrenin kanserleşip çoğalması kanser için yeterli değildir. Ayrıca bağışıklık sistemimize yakalanmamaları gerekir. Eğer yakalanırlarsa bağışıklık hücreleri kanserleşen hücreleri hemen öldürür. 

Kanseri ülkemizi yıkmaya çalışan terör örgütlerine benzetebiliriz. Terör örgütü sürekli birilerini örgüte ekleyerek sayısını çoğaltır. Devletin kurumlarına yerleşirler ve dışarıdan bakılarak anlaşılamazlar çünkü normal vatandaşlara benzerler. İlk önce bir kurumda yerleşmeye başlarlar zamanla devletin tüm kurumlarına yayılırlar. Hem devleti sömürürler hem de kurumların çalışmasını bozarak iş yapamaz hale getirirler. Devleti sömürdükleri için bizi zarara uğratıp, zayıflatırlar. Belirli bir aşamaya gelincede darbeye kalkışarak ülkeyi yıkmaya çalışırlar. İşte kanserde de aynı bu şekilde olur.

Kanserleşen ilk hücre sürekli bölünerek sayısını artırır. İlk önce tek organda başlayan kanser diğer organlara yayılır. Bu kanser hücreleri dışardan bakılınca tıpkı normal sağlıklı hücrelere benzerler ve ayırt etmesi zordur. Bu nedenle bağışıklık hücrelerimiz yani vücudumuzun emiyet güçleri tarafından tespit edilemezler. Bu kanser hücreleri bulundukları organlarda vücudun tüm imkanlarını kullanırlar ve çok fazla bölünüp çoğaldıkları için vücudu zayıflatır yani kilo kaybına sebep olurlar. Yerleştikleri organları etkileyerek onların çalışmasını bozarlar. Sonuçta organların iflasına sebep olarak hayati tehlike oluşturur ve ölüme yol açabilirler. 

Kanser hücreleri normal insan hücresinden geliştiği için normal sağlıklı hücrelerimize çok benzerler ve ayırt etmek zordur. Bu nedenle kanser tedavisi zordur.  İdeal bir kanser tedavisinin normal sağlıklı insan hücresine zarar vermeden kanser hücresini öldürmesi gerekir. Mesela kemoterapi ilaçlarının temeli kanser hücrelerinin çoğalmasını durdurmaya dayanır. Yani verilen kemoterpiler çoğalan hücreleri öldürür ve kanseri tedavi etmeye çalışır. Ama burda da şu sorun ortaya çıkıyor. Vücutta sadece kanser hücreleri çoğalmıyor. Başta bahsettiğim kan hücreleri saç veya barsak hücreleri gibi bir çok hücre normal sağlıklı şekilde çoğalırlar. Verilen kemoterpilerde normal sağlıklı hücre veya kanser hücresi demeden tüm çoğalan hücreleri öldürür. Bu nedenle kemoterapi alan kişilerde çokça çoğalan saç hücrelri ölür ve saç dökülür.Kan hücreleri öldüğü için kansızlık olur, bağışıklık hücreleri öldüğü için bağışıklıkları çöker veya bağırsak hücreleri öldüğü için bulantı kusma veya ishal olur. Görüldüğü gibi  kemoterpiler tüm vücudu çok fazla etkiler ve ciddi şekilde yan etkileri olan ilaçlardır. Kemoterapiler o dönemde çoğalan hücreleri öldürdüğü için çoğalmayan kanser hücreleri o dönemde verilen tedaviden etkilenmez. Çok ciddi yan etkileri olduğu için de tedaviyi kaldıramayacağı düşünülen hastalara kemoterapiler verilmez. 

Kanser tedavisinde kullanılan akıllı ilaçlar veya immünoterapiler gibi diğer tedaviler sağlıklı hücre ile kanser hücresini ayrt ederek kanserli hücreleri öldürmeye yöneliktir. 

Ayrıca kanser tedavisinde en etkili yöntem cerrahidir. Yani vücuda yayılmamış kanserin tek bir organda iken büyümeden ameliyat ile çıkarılmasıdır. Tabi ki kanserin başka organlara yayılmamış olması gerekir. Eğer başka organa da kanser yayılmışsa yapılacak ameliyat yarardan çok zarar verebilir. Bu nedenle başka organa kanserin yayılıp yayılmadığı yapılacak tetkiklerle değerlendirilmesi gerekir. 

Hücrelerin kanserleşip çoğalmasına genetik mutasyonlar sebep olur. Bu mutasyonlar doğuştan veya ırsi olarak bulunabilir. Daha sonra zamanlada oluşabilir. Doğuştan olanlarda daha erken yaşlarda kanserler görülürken zamanla oluşanlarda ise daha ileri yaşlarda kanser ortaya çıkar. 

Mutasyon oluşturarak kanser yapan sebepler şunlardır: sigara, alkol, asbet gibi kimyasal maddeler, yaşlılık, obezite ve bazı mikroplar.

Burada kısaca sigaradan bahsetmek istiyorum. Sigara tek başına tüm kanserlerin 3 te 1 inden sorumludur. Mesela larinks yani gırtlak kanserinin neredeyse tamamı, akciğer kanserinin ise yüzde 90 a yakını sadece sigaraya bağlıdır. Sigara dumanı hücrelerde mutasyonlara sebep olduğu için ne kadar çok sigara o kadar çok mutasyon demek. Mutasyonlar da biriktikçe kansere sebep olur. Bu nedenle diğer tüm kanserlerinde  oluşma ihtimalini artırır. 

Özetle hiç bir şey yapmamak yani sigara içmemek hem çok ölümcül kanserlerin oluşmasını engeller hem de Koah gibi ciddi akciğer hastalıklarını önler.


Videoyu Buradan İzleyebilirsiniz...


 Öne Çıkanlar

 

Benzer Sayfalar



Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi