K HARFİ İLE BAŞLAYAN KIZ VE ERKEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
ÇOCUĞUMA HANGİ İSMİ VEREBİLİRİM?
KAAN: (Tür.) Er. 1. Çin ve Mogol imparatorlarına verilen isim. 2. Hakan, hükümdar.
KA'B: (Ar.) Er. 1. Topuk kemigi, asık kemigi anlamında. 2. (Mecazen): Seref, san, onur anlamındakullanılır. 3. Ka'b b. Züheyr (Vll.yy.): Sahabedendir. Rasulullah için okudugu Kaside-i Bürde çok meshurdur. Birçok dillere çevirisi yapıldı.
KABİL: (Ar.) Er. 1. Olabilir, mümkün. 2. Cins, soy, sınıf, tür, çesit. -Hz. Âdem'in büyük oglu olupkardesi Habil'i öldürmüs ve yeryüzünde ilk kan döken insan olmustur.
KADEM: (Ar.). 1. Ayak. 2. Adım. 3.Yarım arsın uzunlugunda bir ölçek. 4 Ugur. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.
KADEMRAN: (Fars.). 1. Ýlerleyen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
KADER: (Ar.) Ka. 1. Ýman esaslarından, Allah'ın bütün yaratıklar için hüküm ve irade ettigi hallerin olussekli, alın yazısı, takdir. 2. Talih, baht. 3. Kötü talih. 4. Güç kuvvet.
KADI: (Ar.) Er. 1. Hüküm, karar, hakimlik. 2. Seri devlette, mahkeme reisi. Ýlim sahibi yetkili. Kadı Ýyaz:(Ýyaz b. Musa b. Ümran es-Sebtî: (1083-1149). Meshur fıkıh ve hadis bilgini. İspanya'da Gırnata kadılıgı yaptı. 20'yi askın eseri vardır.
KADİFE: (Ar.) Ka. - Yüzü ince sık tüylü, parlak ve yumusak kumas.
KADİM: (Ar.) Er. 1. Ayak basan, ulasan, varan. 2. Ezeli, evvelsiz. 3. Çok eski zamanlara ait eski atik. 4.Yıllanmıs. - Kelam-ı Kadim, Kur'an-ı Kerim.
KADIN: (Tür.) Ka. 1.Yetiskin disi insan. 2. Evlenmis kadın. 3. Evli ve itibarlı kadın, hanım.
KADİR: (Ar.) Er. 1. Değer, kıymet, itibar. 2. Parlaklık. 3. Kudret sahibi kudretli, kuvvetli, güçlü. 4.Allah'ın isimlerinden. Kur'an-ı Kerim'de 50'ye yakın yerde geçmektedir. Basına"abd" takısı olarak "Abdülkadir" olarak kullanılır.
KADİRBİLLAH: (Ar.) Er. 1. Allah'la güçlenen. Gücünü Allah'tan alan. 2. Ebu'l-Ahmed b. İshak. Abbasihalifesi (Öl. 1031). Halife Muktedir'in torunu.
KADİRE: (Ar.) Ka. - Güçlü kuvvetli.
KADİRŞAH: (a.f.i.) Er. 1. Güçlü, kuvvetli hükümdar, padisah. 2. Kadir ve sah kelimelerinden türetilmisbirlesik isimdir.
KADREDDİN: (Ar.) Er. - Dinin kudreti, gücü. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
KAFİYE: (Ar.) Ka. 1. Siirde, mısra sonunda yer alan kelimelerin ses benzerliği, ses uyusması, uyak. 2.Eski nesrimizde zaman zaman yer alan ses benzerligi ve uygunluğuna dayanan sanat, seci.
KAİDE: (Ar.) Ka. 1. Oturan. 2. Temel, esas. 3. Baskent.
KAİM: (Ar.) Er. 1. Duran, ayakta duran. 2. Bir seyi yapan icra eden. 3. Allah'ın emrini ifa eden.
KAİME: (Ar.) Ka. 1. (bkz. Kaim). 2. Türklerde kagıt para manasına gelmektedir.
KÂİNAT: (Ar.) Er. 1. Var olanların hepsi. Yaratıklar. Yer gök. - (bkz. Evren).
KALAGAY: (Tür.) Er. - Al, kırmızı renk.
KALENDER: (Fars.) Er. 1. Dünyadan elini etegini çekip bası bos dolasan. 2. Alçak gönüllü, gurur vekibirden uzak, üstüne basına dikkat etmeyen buldugu ile yetinen kimse.
KALGAY: (Tür.) Er. 1. Ýzci kumandanı. 2. Kırım hanlıgında veliahta verilen unvan.
KALHAN: (Tür.) Er. 1. (bkz. Kalgay). 2. Kahramanogulları'nın han soyundan, ceddi de Kalhan adınıtasımaktadır.
KANSU: (Tür.) Ka. 1. Çin'in kuzey batısında önemli bir sınır kenti. 2. Çin'de müslümanların en çokbulundugu eyalet.
KANTARA: (Ar.). 1. Köprü, özellikle tastan yapılmıs. 2. Su yolu, bend, hisar anlamına da gelir. - Erkekve kadın adı olarak kullanılır.
KANUN: (Ar.) Er. 1. Devletin tesri, yasama kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her türlünizam, kaide kural. 2. Herhangi bir mevzu üzerindeki kanunu tasıyan kitap.
KANUNİ: (Ar.) Er. 1. Kanuna ait kararla ilgili. 2. Osmanlıların 10. padisahı Sultan 4. Süleyman'ın lakabı,Osmanlıların yükselme devrinin son padisahı. - Daha çok lakab olarak kullanılır.
KARNEYN: (Ar.) Er. 1. Ýki boynuz. 2. Zülkarneyn: Kur'an-ı Kerim'de Kehf 83, 86, 94. ayetlerde adıgeçen ve nebi mi, veli mi oldugunda tereddüt edilen zat. 3. Büyük İskender.
KARTAL: (Tür.) Er. 1. Kartalgillerden, beyazla karısık siyah tüylü, kıvrık ve kuvvetli gagalı, geniskanatlı büyük yırtıcı kus. 2. Yeniden dirilis ve güçlülük sembolü.
KARTAY: (Tür.). Er. - Yaslı, pir.
KARTEKİN: - (bkz. Kartay).
KARUN: (Ar.) Er. 1. Beni İsrail'de zenginligiyle meshur olan ve bu yüzden kendisini herseyin sahibi gibigörmeye baslayıp Allah'a karsı büyüklenen, belki de dünya kapitalistlerinin en eskisi ve en büyügü olan kisi. Hz. Musa dönemlerinde yasamıs bu müstekbir, ilahi kahır ve intikama ugrayarak bütün servetiyle birlikte ani bir zelzele ve tufan sonucu yerin dibine geçmistir. 2. Hunnan ile Beni İsrail'e zulmeden Fir'avun'un müsrik nazırlarından. 3. Çok zengin kimse.
KARYE: (Ar.) Ka. - Köy küçük kasaba. Kabile reisi veya esraftan birine oturdugu karyeyle aynı isimverilmektedir.
KASIM: (Ar.) Er. 1. Taksim eden, ayıran bölen. Kasım b. Muhammed (s.a.): Hz. Muhammed (s.a.s)'inoglunun ismi. Küçük yasta vefat etmistir. 2. Kinci, ezici, ufaltıcı. 3. Yılın 11. ayı. 4. Yılın kıs bölümü.
KÂŞİF: (Ar.) Er. - Kesfeden, bulan, meydana çıkaran.
KÂŞİFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Kasif).
KATADE: (Ar.) Er. - 13 yy.'dan itibaren Mekke'de hakim olan Seriflerin atasına verilen ad.
KATİB: (Ar.) Er. 1. Yazıcı. Bir kurulusta yazı isleriyle vazifeli kimse, sekreter. 2. Osmanlı devletindedivanın resmi yazılarını yazan vazifeli. 3. Devlet memuru. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. - Katib Çelebi 1609-1658 yıllan arasında yasamıs ünlü bilgin. En mühim eseri Kesfü'z-Zünun'dur
KAVİY: (Ar.) Er. 1. Kuvvetli, güçlü, dayanıklı, metin muhkem, saglam. 2. Siddetli, zorlu. 3. Kudretsahibi herseye gücü yeten. Cenab-ı Hakk'ın güzel isimlerinden biri. Kur'an-ı Kerim'de 10'dan fazla yerde geçer.
KAVRAM: (Tür.). 1. Bir nesnenin zihindeki soyut ve güzel tasarımı, mefhum. 2. Nesnelerin ya daolayların ortak özelliklerini kapsayan ve ortak bir ad altında toplayan genel tasarım. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
KAVUSUM: (Tür.). 1. Yeryuvarlagı bir uçta kalmak üzere yerin günesin ve herhangi bir gezegenin birdogru üzerine gelmeleri. 2. İçtima. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
KAYA: (Tür.) Er. 1. Büyük ve sert tas kütlesi. 2. Kayalık sarp dag.
KAYAALP: (Tür.) Er. - Kaya gibi güçlü er.
KAYACAN: (Tür.) Er. - Canı kaya gibi güçlü.
KAYAER: (Tür.) Er. - Kaya gibi güçlü er.
KAYAN: (Tür.) 1. Akarsu sel. 2. Yassı, düz, kat kat olusmus taslar. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
KAYHAN: (Tür.) Er. - Sert, güçlü sesli okuyucu, kayayı bile delecek güçte sesi olan okuyucu.
KAYI: (Tür.) Er. 1. Yagmur, saganak, bora. 2. Oguz boylarından Osmanlı hanedanının mensup olduguboy. 3. Saglam, güçlü, sert.
KAYIHAN: (Tür.) Er. - Güçlü hükümdar.
KAYITBAY: (Tür.) Er. - Kayıtbay el-Zahiri: Ünlü Mısır ve Suriye sultanı.
KAYMAZ: (Tür.) Er. 1. Dag etegi. 2. Güneydogu'dan esen bir rüzgar.
KAYNAK: (Tür.) 1. Bir suyun çıktıgı yer, mense. Bir haberin çıktıgı yer. 2. Arastırma ve incelemedeyararlanılan belge. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
KAYRA: (Tür.) - Yüksek büyük tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik lütuf, ihsan atıfet, inayet.Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
KEBİR: (Ar.) 1. Büyük, ulu azim. 2. Yasça büyük yaslı. 3. Çocukluktan çıkmıs genç. 4. Allah'ınisimlerinden. Abdülkebir seklinde kullanılmalıdır.
KEBİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Kebir).
KEBUTER: (Fars.) Ka. - Güvercin.
KEFFARET: (Ar.) Ka. 1. Günahı örten anlamına gelir. 2. Günahların ödenmesi gereken bedeli.
KELAMİ: (Ar.) Er. - Söze iliskin, sözle ilgili.
KELEBEK: (Tür.) Ka. 1. Vücudu kanatlan ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıdatürü olan böcek. 2. Narin, ince kadın.
KELİM: (Ar.) Er. 1. Söz söyleyen, konusan. 2. Kelimullah: Tur'u Sina'da Cenab-ı Hakla konusmasıylaHz. Musa'ya verilen unvan. 3. Sure-i Kelim: Taha suresi. KELİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Kelim).
KEMAL: (Ar.) Er. 1. Olgunluk, yetkinlik, tamlık, eksiksizlik. 2. En yüksek deger, mükemmellik, degerbaha. 3. Bilgi, fazilet.
KEMALAT: (Ar.) Ka. - Ýnsanın bilgi ve ahlak güzelligi bakımından olgunlugu.
KEMALEDDİN: (Ar.) Er. 1. Din'de olgunluga eren, dinin son derecesi. 2. Din bilgisi kuvvetli. - Türk dilkuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
KEMANDAR: (Fars.) Er. - Yay tutan, yay tutucu.
KEMYAB: (Fars.) Ka. - Az bulunan, nadir.
KENAN: (Ar.) Er. 1. Hz. Ya'kub'un memleketi, Filistin. 2. Yusuf-i Kenan: Hz. Yusuf. - Pir-i Kenan: Hz.Ya'kub. Hz. Nuh'un iman etmeyen oglunun adının da Kenan oldugu rivayet edilmektedir.
KENTER: (Tür.) Ka. - Sehirli, kentli.
KERAM: (Ar.) Er. - (bkz. Kirami).
KERAMEDDİN: (Ar.) Er. 1. Kerem bagıs ihsan lütuf sahibi. 2. Dinde üstün mertebelere ulasan. 3.Keramet sahibi dervis veli. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
KERAMET: (Ar.) Ka. 1. Birine karsı ikramda bulunmak. 2. Allah'ın bir kimseye cömertligi, lütfü,himayesi ve yardımı olarak ele alınır.
KERİME: (Ar.) Ka. 1. (bkz. Kerim). 2. Âyet. 3. Kız evlat.
KERİMHAN: (a.t.i.) Er. - (bkz. Kerim).
KEŞİF: (Ar.) Er. - Açma, meydana çıkarma.
KEVÂR: (Ar.) Ka. - Büyük Sahra'da önemli bir vaha.
KEVKEB: (Ar.) - Yıldız gökyüzündeki parlak cisimleri ifade eden genel isim. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.
KEVNİ: (Ar.) Er. - Var olmayla, varlıkla ilgili.
KEVSER: (Ar.) Ka. 1. Maddi ve manevi çokluk, kalabalık nesil. 2. Cennette bir havuzun ırmagın adı. 3.Kur'an-ı Kerim'de en kısa sure.
KEYÂN: (Tür.) Er. - Büyük hükümdar, sah.
KEYFER: (Fars.) 1. Karsılık. 2. Mükafat veya mücazat. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
KEYHAN: (Fars.) - Dünya. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
KEYHÜSREV: (Fars.) Er. 1. Adil ve ulu padisah. 2. Keykavus'un torunu, Siyavus'un oglu olan meshurhükümdar.
KEYKÂVUS: (Fars.) Er. 1. Adil, necip. 2. Keyaniyan'ın II. padisahı olup Keykubat'ın torunu ve halefidir.Key'lerin ikinci padisahı.
KEYKUBAD: (Fars.) Er. 1. Büyük ve ulu padisah. 2. Keykavus'un dedesi olan ünlü padisah. 3. Key'lerinilk padisahı. - Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır.
KIZILÖZEN: (Tür.) Ka. - Kızılırmak, güney Azerbaycan'ı 2 defa katederek Gilan'da Hazer denizinedökülen ırmak.
KİBAR: (Ar.) Ka. 1. Duygu, davranıs ve hareket bakımından ince, zarif, nazik, çelebi. 2. Büyük cömert,asil, zengin. 3. Sık, seçkin. 4. Büyükler, ulular. 5. Kibirli.
KİBARİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Kibar).
KİÇİHAN: (Tür.) Er. - Küçük hükümdar.
KİFAYET: (Ar.) Ka. 1. Yetisme, el verme, kafi gelme. 2. Bir isi yapabilecek yetenekte olma.
KİMEK: (Tür.) - X. yy. Ýrtis'in orta bölgesinde yasayan bir Türk kavmi. -Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.