Dünya tarihinde görülmüş en uzun süreli hanedanlıklardan biri olan Osmanlı, dünya tarihi ve coğrafyasını şekillendirmiş, yetiştirdiği büyük komutan, devlet adamı, sanatçı ve bilim adamlarıyla emsalsiz bir başarıya imza atmıştır.
Osmanlı unutulmadı, unutulması da mümkün değil. Kurdukları imparatorluk, yüz yıldır paramparça olmuş durumda. Nice kitapların sayfalarına hükmeden alfabeleri yasaklandı, muhteşem tuğraları kitabelerden söküldü, bu devleti 600 yıl yöneten hanedan geri dönmemecesine yurt dışına sürüldü. Üstelik arkalarından lanetlenerek.
Bugünkü nesiller atalarının neler yaptığını bilip tanıdıkça kendilerinin neden onlar gibi olamadığını sorgulayacak ve daha iyisini yapmak için elinden gelenin daha fazlasını yapacaktır.
Bir avuç insanın dünya tarihini 600 yıl boyunca şekillendirecek bir cihan devletinin mimarları haline nasıl geldikleri ve bu düzeni dünyanın en zor coğrafyalarından birinde kurup asırlar boyu nasıl devam ettirdikleri her zaman araştırılıp ders çıkarılması gereken bir konu olacaktır.
2. OSMAN KISA HAYATI
GENÇ OSMAN KAÇINCI PADİŞAH?
DOĞUM TARİHİ, SALTANATI, ÖLÜMÜ
16. Osmanlı Padişahı
Babası: I. Ahmed
Annesi: Hatice Mahfiruz
Sultan Doğumu: İstanbul, 1604
Ölümü: İstanbul, 1622
Saltanatı: 1618-1622
I. Ahmed'in Mahfiruz Sultan'dan doğan oğludur. Amcası I. Mustafa tahttan indirilince 14 yaşında onun yerine tahta geçti (Şubat 1618). Sadrazam Halil Paşa'nın Pül-i Şikesta bozgunundan sonra İran'la yıllar süren savaşlara son veren Serav barış antlaşması imzalandı (Eylül 1618). Zira daha 15 gün önce Osmanlı ordusu Safeviler karşısında bozguna uğramıştı. Polonya (Lehistan) ile anlaşmazlıklar onun zamanında da devam etti. Her iki taraf da barış şartlarına uymadı. II. Osman biraz da çevresindekilerin etkisiyle Hotin seferine çıktı (1621). Hotin'i kuşattıysa da, alamadı. Bunun üzerine aynı yıl Lehistan ile bir barış antlaşması yapıldı (6 Ekim). Buna göre Kazaklar Osmanlı kıyılarını yağmalamaktan vazgeçecekler, Hotin kalesi de teslim olunacaktı. Bu sefer sırasında yeniçerilerin isteksiz savaşmaları, II. Osman'ı ocakta islahat yapma fikrine götürdü. Ancak buna fırsat bulamadı. Hacca gideceğini ilan edince İstanbul'daki isyan ateşi büyüdü. Asıl düşüncesi, Hac bahanesiyle gideceği güney vilayetlerinden yeni bir ordu toplayarak İstanbul'u yeniçerilerden temizlemek ve taze bir başlangıç yapmaktı. 18 Mayıs 1622'de bir yeniçeri ayaklanması sonucunda tahttan indirildi ve yerine amcası I. Mustafa yeniden padişah yapıldı. 20 Mayıs'ta Yedikule Hisarı'nda feci bir şekilde boğularak öldürüldü. O zamana kadar süren hanedan geleneği bozularak kendisine müstakil bir türbe yaptırılmadı ve babası I. Ahmed'in yanına defnedildi. Binicilikte ve silah kullanmakta mahirdi. Hırçın tabiatlı ve icraatında sert ve aceleceydi. Şiirlerinde "Fâris" veya "Fârist" ('binici' anlamında) mahlaslarını kullanmış olup bir Türkçe Divanı vardır. Kendisine II. Meşrutiyet'ten sonra takılan "Genç" lakabı, Jön Türklerin kendilerine genç bir ata bulma çabalarının ürünüdür. Devrinde büyük kışlar yaşanmış, Haliç ve Boğaz donmuş, deniz üzerinden yaya olarak geçenler olmuştur.