Hiçbir şey kolay değil. Lokmayı bile çiğneyip yutuyoruz. Aslında zorluğunu çiğnemeden yutmaya çalışınca anlıyoruz ve her şey böyledir aslında. Genelde önemsemeyince farkına varılır zorlukların. Farkında olmadan kolaylaştırılan şeyler sana zahmetsiz gelir. Ama öyle değildir.
Her şeyin kendi içinde zorluğunu gördükçe daha bir değer vermeye başlarsın her şeye ve zorluklarla karşılaştığında anlamı olur kendince. İnsan oğludur korkmayın; su misali girdiği kabın şeklini alır. Sen takma kafanı alışır her şeye bu fani.
Zorluklar kişinin olgunlaşması ve fikir zenginliği için bulunmaz bir derstir. Sen olgunlaştıkça kolaylıklar hayatın bir hediyesi olur. Her insan akıllı olabilir lakin fikirli olamaz. Fikir aklı kullanma sanatıdır. Zorluklar insanı fikirli kılar. Çözüm yolları bulma konusunda eğitir. Bu yüzden bunlardan kaçmak yerine mücadele etmek daha mantıklı olsa gerek.
Her şeyi zor yoldan yapın değil kastım. Pratik yapılıyorsa yapılmalı. Ama unutulmamalı ki pratiklikte zorluklardan çıkan insanın işi.
Kolaylıkla elde ettiğin bir şeyi, zorlukla kazandığını düşünürsen bir çok açıdan o şeyi tanıdığının farkına varma fırsatın olacaktır. Kolay seni bir açıdan bakmaya çeker, zorluk ise birçok açıdan bakmaya zorlar. Bu süreçteki her aşama sana bir konuda biraz daha kontrol ve tanıma gücü verir. Bu sana kendini kontrol etme gücü de verir. Çünkü hata yapma şansın daha azdır. Dikkatli olman gerekir.
Kaçarsın bir ömür kolay yaşamaya alışmışındır. Zorluklar sana gereksiz teferruat gelir. Gerçeklerle karşılaştığında aslında bir şey kazanmadığının ve aslında sadece o anı kurtardığının farkına varırsın. Zorluk aslında dünyayı tanımaktır. Bu sayede dünyaya neden geldiğini bile anlayabilirsin. Sen bu dünyaya cennetini kazanmaya gelmedin mi ? Bu kadar kolay mı sence ? O zaman dünyanı cennete çevirmeye çalışman ne fayda ?
Geçmişte görülür ki peygamberler, alimler, büyük insanlar hep sıkıntı içinde yaşamışlardır. Bakarsanız hallerinden de memnunlardır. Çünkü bunun dünyanın bir parçası olduğunu biliyorlardı. Bu gayede de insanları bir arada tutmak onlar için bir amaç olmuştur. Aslında en iyi fikirleri de bu şekilde elde etmek mümkün. Zorluk yaşayan insan bilir neyin nasıl olduğunu ve onlar aydınlatır çıktığın bu yolda seni.
“Görelim mevlam ne eyler, en eylerse güzel eyler” demeliyiz. Allah’tan geleni bilmeliyiz. Yaradılış amacımız belli. Hep bir keyif peşine gitmemeliyiz. Bunlar geçici şeyler, hayatı geçiştirmemeliyiz. Üstümüze düşeni en iyi şekilde yapıp geleni karşılamalıyız. Bu sana özel, başkalarında değil kendimizde aramalıyız. Neyi eksik icra ettim ?
Şimdi tekrar bakarsak her şey mi zor hayatta ? Hayır. Zorlaştıran biziz aslında ve aceleci tavırlarımız. Ömrünü kurtarmak yerine o anı kurtarmaya çalışan düşünceler. Başkaları için yaşama, özentilik ve kendin olmaktan çıkma. Zaten sen seni unuttukça her şey zor gelmez mi insana ? Sen sen olup kendi sıkıntılarını çekmek yerine başkası olup onların sıkıntılarını çekmek hangi akla hizmet ?
Sonra ne yapacağım dersin. Ne yapacağım şimdi ! dediğin anda, bu bir çaresizlik olur. Zorluktur insanı çaresiz bırakan bazen. Ne yapacağım şimdi ! dediğin anda, gerçekten de ne yapacağını düşün. Çaresiz kaldığını düşünüyorsan, bile ne yapacağını düşün. Ancak sebebini bilirsen düştüğün yerden kalkabilirsin. Zorluklarla yaşamayı öğrenmelisin. Bilirsin ki her zorluk sonunda bir rahatı getirir. Sonunda huzur getireceğini bileceğin bir sıkıntı sana yük mü olur ? Sevdiğinle kavuşacağını bilince insana her şey vız gelir. İşte bu şekilde bakınca da hayata zorluklar kolay gelir insana.