HACCAC: (Ar.) Er. 1. Delil ikame eden. Delille galip olan. 2. Irak valisi olup, Hz. Muhammed soyuna vetaraflarına eziyet eden Yusuf b. Sakail'nin unvanı. Yezid'in komutanlarından.
HACCE: (Ar.) Ka. 1. Hacca giden,Kabe'yi ziyaret eden hacı kadın. 2. Bir çesit akdiken. - Daha çok lakab olarak kullanılır.
HACE: (Fars.) Er. 1. Hoca. 2. Bilgin, ögretmen. 3. Çelebi, sahip, muallim, profesör. - Daha çok lakab-olarak kullanılır.
HACER: (Ar.) Ka. 1. Tas, kaya. -Hacer-i Esved: Kabe'nin duvarında bulunan meshur kara tas. 2. Hz.İsmail'in annesi ve Hz. Ýbrahim'in cariyesinin adı.
HACERUNNUR: (Ar.) Ka. - Kükürt ile demirin birlesmesinden meydana gelen altın sarısı renginde.
HACI: (Ar.) Er. 1. Hacca giden, Kabe'yi ziyaret eden, hacı. 2. Dini bir mahalli ziyaret eden kimse.
HACİB: (Ar.) Er. - Birinin bir yere gitmesine engel olan. 2. Kapıcı. -Türk dil kuralına göre "b/p" olarakkullanılır.
HACİR: (Ar.) Er. 1. Hicret eden, bir baska yere geçen. 2. Sayıklayan.
HADDAS: (Ar.). Çabuk kavrayan, anlayıslı, kavrayıslı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
HADİ: (Ar.) Er. 1. Yenilene yardım eden, yardımcı. 2. Hidayet eden, dogru yolu gösteren. Kılavuz,rehber. 3. Önde giden kimse. 4. Mızrak ucu.
HADİC: (Ar.) Er. - Erken dogan oglan çocugu.
HADİCE: (Ar.) Ka. - Vakitsiz, erken dogan kız çocugu. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.Hadice: Hz. Muhammed (s.a.s)'in ilk esi.
HADİM: (Ar.) Er. - Hizmetkar, yardım eden. Hadim-i Harameyn: Harem-i Serifin hizmetkarı. Hicaz'ınalınmasından sonra Osmanlı sultanlarına verilen lakap.
HADİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Hadi).
HAFAZA: (Ar.) Ka. 1. Ýnsanın yaptıgı isleri yazmakla görevli melekler. 2. Bekçiler.
HAFİ: (Ar.) Er. 1. Çok ikram eden, insanı güler yüzle karsılayan. 2. Yalınayak yürüyen, kosan adam.
HAFİD: (Ar.) Er. - Erkek torun.
HAFİDE: (Ar.) Ka. - Kız torun. (bkz. Nebire).
HAFİZ: (Ar.) Er. 1. Allah'ın adlarındandır. Muhafaza eden, saklayan, esirgeyen, koruyan. 2. Kur'an'ıezbere bilen ve usulüne uygun okuyan kimse.
HAFİZE: (Ar.) Ka. - (bkz. Hafız).
HAFİZÜDDİN: (Ar.) Er. - Dinin koruyucusu. - Daha çok unvan olarak verilir.
HAFSA: (Ar.) Ka. - Hz. Ömer'in kızı. Hz. Peygamberin zevcelerinden, Ümmü'1-Mü'minin.
HAKAN: (Tür.) Er. 1. Eski Türk ve Mogol hükümdarlarının kullandıgı unvanlardan biri, hanlar hanı. 2.Kagan.
HAKEM: (Ar.) Er. 1. Bir uzlasmazlıgın halli için tarafların üzerinde anlastıkları kimse. 2. Çesitliyarısmaları, müsabakaları idare eden kimse. 3. Jüri, bir yarısmada degerlendirme yapan kimse. 4. Allah'ın isimlerinden. Hüküm veren, karar veren, bütün meselelerin kendisine döndügü hüküm sahibi.
HAKGÜZAR: (a.f.i.). - Hakkı tanıyan, haktan ayrılmayan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
HAKİ: (Fars.) Er. ı. Yesile çalan koyu sarı renk, toprak rengi. 2. Topraktan, topraga mensup. Mütevazikisi.
HAKİKAT: (Ar.) Ka. l. Bir seyin aslı ve esası, mahiyeti. 2. Gerçek, dogru, gerçekten, dogrusu. 3.Sadakat, dogruluk, baglılık, kadirbilirlik.
HAKİM: (Ar.) Er. 1. Her seye hükmeden, hikmet sahibi olan Allah. 2. Hükmeden, dava yargılama isinememur olan, yargıç. 3. Üstte bulunan. 4. Hekim, akıllı, becerikli. 5. Kadı, vali, amir, hükümdar, emir.
HAKİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Hakim).
HAKİMİYET: (Ar.) Ka. - Hakimlik, amirlik, üstünlük, egemenlik. Sulta.
HAKKI: (Ar.) Er. 1. Dogruluk ve insaf sahibi. 2. Bir insana ait olan sey. 3. Dava, iddiada hakikateuygunluk. 4. Emek. 5. Pay, hisse. 6. Layık, münasip.
HAKTANIR: (a.t.i.) Er. - Herkesin hakkını gözeten kimse.
HALAS: (Ar.) Er. - Kurtulus, kurtulma.
HALASKAR: (Ar.) Er. - Kurtarıcı.
HALDUN: (Ar.) Er. - Devamlılar, sürekli olanlar.
HALE: (Ar.) Ka. - Ayın ve günesin etrafında bazı zamanlarda görülen ısıklı halka, ayla, agıl.
HALEF: (Ar.) Er. 1. Babadan sonra kalan ogul. 2. Memurlukta, birinden sonra gelip onun yerine geçenkimse.
HALENUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Hale).
HALİD: (Ar.) Er. 1. Sonsuz, daim, ebedi. 2. Bir yıldan çok yasayan. 3. Türk dil kurallarına göre "d/t"olarak kullanılır. Halid b. Velid: Ünlü sahabi. Allah'ın kılıcı olarak anıldı.
HALİDDİN: (Ar.) Er. - Dinin sonsuzlugu ölümsüzlügü.
HALİDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Halid).
HALİFE: (Ar.) Er. 1. Halef, naib. 2. Hz. Peygamber'in vekili ve dünyadaki müslümanların bası olankimse.
HALİL: (Ar.) Er. - Samimi dost, Allah'ın dostu.
HALİLULLAH (Ar.) Er. - Allah'ın dostu. Hz. Ýbrahim (a.s.).
HALİM: (Ar.) Er. 1. Sakin, sessiz. 2. Tabiatı yavas olan, yumusak huylu. Allah'ın isimlerindendir. "Abd"takısı alarak kullanılması tercih edilir.
HALİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Halim). Peygamberimizin (s.a.s) süt annelerinden.
HALLAC: (Ar.) Er. - Pamuk, yatak, yorgan atan kimse. - Hallac-ı Mansur: 922 yılında "Ene'1-Hak"dedigi için asılan ve divan edebiyatında adına sık sık rastlanılan ünlü sufı.
HALUK: (Ar.) Er. - Ýyi huylu, insaniyetli, geçim ehli olan.
HAMAN: (Ar.) Er. - Hz. Musa'ya karsı acımasızca mücadele eden Mısır Firavunu'nun veziri.
HAMİD: (Ar.) Er. 1. Koru sönmedigi halde alevi sönen ates. 2. Hamdeden, sükreden kul. 3. Hz. Pey.(s.a.s)'in lakaplarından.
HAMİD: (Ar.) Er. - Övülmeye deger. - Allah'ın isimlerinden (bkz. Abdülhamid). - Türk dil kuralına göre"d/t" olarak kullanılır.
HAMİDE: (Fars.) Ka. - (bkz. Hamid).
HAMİL: (Ar.). 1. Yüklü. Gebe. 2. Sahip, malik. 3. Tasıyan, gözeten. 4. Uhdesinde bir poliçe bulunan. 5.Hamil-i vahy: Cebrail (a.s.). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
HAMİYET:(Ar.) Ka. 1. Milli onur ve haysiyet. 2. Ýnsanlık, fazilet. 3. Ýzzeti nefs.
HAMMAD: (Ar.) Er. -1. Çok hamdeden, çok sükür ve dua eden. Hammad b. Ebu Süleyman: Hadisçi.Tabiindendir.
HAMMADE: (Ar.) Ka. - (bkz. Hammad).
HAMRA: (Ar.) Ka. - Daha, pek çok kızıl, kırmızı. - el-Hamra: Ýspanya'nın Gırnata sehrinde Araplardankalma meshur saray.
HAMZA: (Ar.) Er. 1. Arslan. 2. Heybetli, azametli demektir. - Hz. Peygamber'in amcası, Mekkedöneminde müslüman olmus, Uhud Savası'nda Vahsi tarafından sehid edilmistir.
HANBELİ: (Ar.) Er. Ahmed b. Muhammed b. Hanbel (Öl. 855): Ehli sünnetin dört ana mezhebindenbirisi olan Hanbeli mezhebinin imamı.
HANDAN: (Fars.) Ka. 1. Gülen, gülücü. 2. Güler yüzlü, sevimli.
HANDE: (Fars.) Ka. 1. Açılıs, açılma. 2. Gülme, gülüs.
HANDEGÜL: (Fars.) Ka. - Gülün açması.
HANEDAN: (Fars.) Er. - Kökten, asil ve büyük aile.
HANEF: (Ar.) Er. - Dogruluk, istikamet.
HANEFİ: (Ar.) Er. - Ýmamdı Azam Ebu Hanife'nin mezhebinden olan. Hanefi mezhebine mensup kisi.
HANİF: (Ar.) Er. l. Tek Allah'a, Allah'ınbirligine inanan. 2. Ýslam inancına sıkı ve samimi olarak baglanan. 3. Hz. Muhammed (s.a.s)'in tebliginden önce Mekke'de tek Allah'a inananlar.
HANİFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Hanif).
HANIM: (Tür.) Ka. 1. Kadınlar için kullanılan saygı sözü. 2. Es, karı, zevce. 3. Ev sahibesi.
HANNAN: (Ar.) Çok acıyan, çok merhametli. Allah'ın isimlerinden "abd" takısı alarak isim yapılır.Abdülhannan.
HANNAS: (Ar.) - Seytan. - Ýsim olarak kullanılmaz.
HANSA: (Ar.) Ka. - Arapların en büyük ünlü hanım sairi. Müslüman olmustur.
HANSOY: (Tür.) Er. - (Han sülalesine mensup.
HANZADE: (Fars.) Ka. - Hükümdar çocugu.
HANZALE: (Ar.) Ka. - Dogu Arabistan'da bir Arap kabilesi.
HARE: (Fars.) Ka. 1. Sert tas, kaya. 2. Menevis, menevisli kumas.
HAREM: (Ar.) Ka. 1. Yasak kılınmıs mukaddes olan sey. 2. Evlerde yabancı erkeklerin girmesine izinverilmeyen, kadınlara ait bölüm. 3. Ýç avlu. 4. Hicaz'da ihrama girilen yerden Ka'be'ye dek uzanan bölüm. 5. Mekke-Medine'nin ismi.
HARİKA: (Ar.) Ka. Ýmkanların üstünde olup insanda hayret uyandıran sey.
HARİM: (Ar.) Er. 1. Biri için kutsal olan seyler. 2. Harem dairesi, harem. 3. Evin içi gibi, baskalarınakapalı olan yer. 4. Bir evin civarı. 5. Avlu. 6. Ortak, serik. 7. Hacıların, hac zamanı giydikleri giysi.
HAKİME: (Ar.) Ka. - Kisinin diledigi gibi kullanabilecek hakka malik oldugu malı (bkz. Harim).
HARİS: (Ar.) Er. 1. Muhafız, bekçi, gözcü. 2. Koruyan, koruyucu. 3. Son derece hırslı olan. 4. Yemen'debir Arap kabilesinin adı.
HARİSE: (Ar.) Ka. - (bkz. Haris).
HARİZM: (Fars.) Er. - Amuderya'nın asagı kısmının her iki yanında bulunan ülke. Bu ülkede XIII. yy'akadar dilini muhafaza ederek yasamıs olan Ýran kavminin adı.
HARMAN: (Ar.) Er. 1. Tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin basaklarından ayrılması.Bu isin yapıldıgı mevsim, sonbahar. 2. Birçok çesitten birer parça alıp yeni bir bilesim olusturmak.
HARRAS: (Ar.) Er. - Ekinci, çiftçi, topragı isleyip ekin eken.
HARUN: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen peygamberlerdendir. Musa Peygamberin büyükkardesi. Fir'avun erkek çocukların öldürülmesi emrini kaldırdıktan sonra dogmustur. Hz. Musa'dan 3 sene sonra dogdugu söylenir.
HARUT: (Ar.). 1. Arkadası Marut ile tanınan melek, büyü ve sihir ile ugrastıkları için kıyamete kadarkalmak üzere Babil'de bir kuyuya hapsedilmislerdir. 2. Babil halkına korunmaları için büyü ögreten iki melekten biri, sihir yapar. - Ýsim olarak kullanılmaz.
HARZEM: (Fars.) Er. - (bkz. Harizm).
HASAFET: (Ar.) Er. 1. Hükümde saglamlık, kuvvet ve olgunluk. 2. Görüs saglamlıgı.
HASAN: (Ar.) Er. - Güzellik, iyilik, hüsn sahibi olmak. Hasan b. Ali b. Ebi Talib: Ali (r.a.)'nin büyükoglu. Peygamber Efendimizin torunu. Kur'an'da geçen kelimelerdendir.
HASBEK: (Tür.) Er. - Dürüst, iyi, saf insan.
HASBİ: (Tür.) Er. - Ýsteyerek ve karsılık beklemeksizin yapılan.
HASBİNUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Hasibe).
HASEKİ: (Ar.) Er. - Hükümdarların hizmetine tahsis edilmis sahıs ve zümrelere verilen ad.
HASEN: (Ar.) Er. 1. Güzel, süslü. 2. Güzel isler, hayırlar. Hasan seklinde kullanılır.
KASENE: (Ar.) Ka. 1. Ýyilik, iyi hal, iyi is, hayırlı is. 2. Dünya ve ahiret saadeti. 3. Eski altın paralardanbirinin adı.
HASİF: (Ar.) Er. - Hasafetli, aklı basında olgun adam.
HASİFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Hasif).
HASNA: (Ar.) Ka. - Ýffetli, serefli, namuslu. - (bkz. Hesna).
HASKIZ: (Tür.) Ka. - Ýyi nitelikleri kendinde toplamıs genç kız.
HASLET: (Ar.) - Ýnsanın yaratılısındaki huyu, tabiatı, mizacı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
HASPOLAT: (Tür.) Er. - Katısıksız, saf, çelik gibi.
HASRET: (Ar.) Ka. 1. Ele geçirilemeyen veya elden kaçırılan bir nimete veya kıymetli seye üzülüpyanmak. 2. Ýç çekme, inleme, üzüntü, iç sıkıntısı, keder, zahmet, eseflenme, özleyis.
HAŞİM: (Ar.) Er. 1. Hasmetli, gösterisli, muhtesem. 2. Kuru ekmek kırıntısı dograyan. - Ezen, kıran,yaran, parçalayan. - Ben-i Hasim Hz. Peygamber'in (s.a.s) soyu.
HAŞMET: (Ar.) Er. - Ýhtisam, gösterislilik, heybet, büyüklük. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarakkullanılır.
HAŞMEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin büyüklügü, ihtisamı.
HATEM: (Ar.) Er. 1. Mühür, üstü mühürlü yüzük. 2. En son. 3. Hatemü'l-Enbiya: Peygamberlerinsonuncusu, Hz. Muhammed. 4. Halemi Tai: Arap kabileleri arasında tanınmıs "Tayy" kabilesine mensup ve cömertligiyle meshur olan "Ýbn Abdullah b. Sa'd"ın lakabı. 5. Çok cömert olan.
HATIR: (Ar.) Er. 1. San ve seref sahibi. 2. Yüce, ulu. 3. Tehlikeli.
HATIRA: (Ar.) Ka. - Hatıra gelen, hatırda kalan sey, andaç.
HATIRNEVAZ: (a.f.i.) Ka. - Gönlü oksayan, hatırnaz.
HATİB: (Ar.) Er. 1. Hitab eden, söz söyleyen. 2. Camide hutbe okuyan. 3. Güzel, düzgün konusan kimse.Sahabe isimlerindendir.
HATİCE: (Ar.) Ka. - Erken dogan kız çocugu. Hz. Haticetü'l-Kübra; Hz. Peygamber'in ilk esi ve 6çocugunun annesi. Ümmü'l-Mü'minin.
HATİF: (Ar.) Er. - 1. Kuvvetli, sert ve tiz bir sesle teblig veya davet eden kimse. 2. Göz kamastıran. 3.Göze görünmeyen.
HATİFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Hatif).
HATİM: (Ar.) Er. 1. Sona erdiren, bitiren. 2. Mühürleyen, mühürleyici.
HATİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Hatim).
HATUN: (Ar.) Ka. 1. Kadın. 2. Es, zevce. 3. Eskiden yüksek kisilikli kadınlara ya da hakan eslerineverilen unvan.- Örfte isim olarak kullanılır.
HAVER: (Fars.). 1. Sark, dogu. 2. Günesin dogdugu gün. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
HAVLE: (Ar.) Ka. 1. Etraf, çevre, güç, kuvvet. 2. Sahabe hanımlarından birisi. Hakkında ayet inmistir.
HAVVA: (Ar.) Ka. - Esmer kadın. Havva: Hz. Adem (a.s.)'in karısı, ilk kadın. Adem (a.s) cennetteuyurken sol kaburga kemiginden yaratılmıstır. Ýnsan soyunun baslangıcı yani türeyis, onların bir arada yasamaya baslamasıyla vaki olmustur.
HAY: (Ar.) Er. 1. Canlı, diri. 2. Allah'ın sıfatlarından. - "abd" takısı alarak kullanılır. "Abdülhay".
HAYA: (Ar.) Ka. l. Utanma, sıkılma. 2. Ar, namus, edep. 3. Allah korkusu ile günahtan kaçınma.
HAYAL: (Ar.) Ka. 1. Ýnsanın kafasında canlandırdıgı sey. 2. Bir olay veya esyanın zihinde kalan izi. 3.Gerçekte olmadıgı halde görüldügü sanılan sey, görüntü.
HAYALİ: (Ar.) Er. - 1. Hayal niteliginde ya da hayal ürünü olan. 2. Kanuni Sultan Süleyman devrininbüyük sairlerinden biri.
HAYAT: (Ar.) Ka. 1. Yasayan, diri. 2. Canlılarda dogumdan ölüme kadar geçen süre. 3. Yasama, yasayıs.
HAYATEFZA: (a.f.i.) Ka. - Hayat artıran.
HAYATENGİZ: (a.f.i.) Ka. - Yasatan, yasamaya zorlayan.
HAYATİ: (Ar.) Er. 1. Dirilik, canlılık. 2. Büyük önem tasıyan. 3. Hayata, yasayısa ait, hayatla ilgili.
HAYDAR: (Ar.) Er. 1. Arslan, esed, gazanfer, sir. 2. Cesur, yigit adam. 3. Hz. Ali'nin lakabı.
HAZLAN: (Ar.) Er. 1. Terketmek. 2. Allah ilminde, Allah'ın insanı lütuf ve nusretinden mahrum etmesi.İsim olarak kullanılmaması daha uygundur.
HAZRÂ: (Ar.) Ka. 1. Yesil, sebze, hadra. 2. Gökyüzü. 3. Türk musikisinde mürekkep bir makam.
HAZREC: (Ar.) Er. 1. Bir Arap kabilesinin ismi. 2. Hz. Peygamberi Mekkeli muhacirlerle, Medine'dekabul eden ve ilk Ýslam devletinin temelini teskil eden ensarın en önemli kolu.
HEBİB:(Ar.)Er.-Rüzgar.
HECİL: (Ar.) Ka. - Ýki dagın arasındaki kısım, vadi, dere.
HEDEF: (Ar.) Er. 1. Nisan, nisan alınacak yer alanı. 2. Meram, maksat, gaye, amaç.
HEDİYE: (Ar.) Ka. 1. Hediye, armagan. 2. Karsılıksız verilen sey. - Hediyetullah: Allah'ın hediyesi.
HEKİM: (Ar.) Er. - 1. Ýnsan hastalıklarının teshis ve tedavisi ile ugrasan kimse, doktor. 2. Hikmet sahibikisi, filozof.
HENNÂ: (Ar.) Ka. - Kına agacı, (bkz. Kına).
HEPER: (Tür.) Er. - Cesur, yigit kimse.
HEPGÜL: (Tür.) Ka. 1. Gül gibi güzel kadın. 2. Neseli ol.
HEPSEN: (Tür.) Ka. - (bkz. Hepgül).
HEPYENER: (Tür.) Er. - (bkz. Heper).
HESNA: (Ar.) Ka. 1. Güzel kadın. 2. Hanım, kadın.
HEYBÂN: (Ar.) Er. 1. Korkunç, korku veren. 2. Çok utangaç.
HEYBET: (Ar.) Er. 1. Ýnsanlarda korku ile birlikte saygı uyandıran görünüs. 2. Karizma, dogal etkileyis.
HEZÂR: (Fars.). 1. Bülbül. 2. Çok, pek çok. 3. Bin. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
HEZÂRE: (Ar.) Ka. - Afganistan'ın daglık kesiminde oturan bir kabile.
HEZARFEN: (Fars.) Er. - Çok bilen, elinden her is gelen. Bin türlü is beceren. Hezarfen Ahmet Çelebi:Türk bilgini. Yapay kanatlarla ilk defa uçma deneyimini basaran adam.
HIDIR: (Ar.) Er. - (bkz. Hızır).
HIFZI: (Ar.) Er. 1. Saklama, koruma ile ilgili. 2. Ezberleme, akılda tutma.
HIZIR: (Ar.) Er. 1. Yesil. Yesillik. 2. Kehf suresinde 59-81. ayetlerde bahsi geçen ve Hz. Musa'nınonunla bulusarak imtihan olundugu sahsın müfessirlerin ekseriyetinin üzerinde ittifakla durdukları ismi. Hızır hakkında çok çesitli rivayetler vardır.
HİCRAN: (Ar.) Ka. 1. Ayrılık. 2. Unutulmaz acı, keder.
HİCRET: (Ar.) Ka. 1. Bir memleketten, baska bir memlekete göç edis. 2. Rasulullah'ın Mekke'denMedine'ye göç etmesi, takvim baslangıcı olan Miladi 622 yılında vuku bulmustur.
HİÇSÖNMEZ: (Tür.) Er. - (bkz. Sönmez).
HİÇYILMAZ: (Tür.) Er. - (bkz. Yılmaz).
HİDAYET: (Ar.). - Hak yoluna dogru yola girme. 2. Müslüman olmak. -Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.
HİDAYEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin gösterdigi dogru yol.
HİDİV: (Ar.) Er. - Ýmtiyazlı, Mısır valisi veya bu valinin ünvanı.
HİKEM: (Ar.) Er. - Hikmetler.
HİKMEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin hikmeti. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
HİKMET: (Ar.). 1. Hakimlik, feylesofluk. 2. Sebeb, gizli, Allah'ın hikmeti. 3. Felsefe. 4. Ahlaki söz, ögütverici, kısa öz, ögretici söz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
HİKMETULLAH: (Ar.) Er. 1. Ancak Allah'ın bilecegi is. 2. Allah'ın hikmeti.
HİLÂL: (Ar.) Ka. 1. Hilal, yeni ay seklinde olan ay, ayça, gençay. 2. Bir yazı sitili. 3. Hilaliyye: Kadiritarikatı subelerinden birinin adı.
HİLMİ: (Ar.) Er. - Yumusak huylu, sakin tabiatlı.
HİLMİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Hilmi).
HİLYE: (Ar.) Ka. 1. Süs, zinet, cevher. 2. Güzel sıfatlar. 3. Güzel yüz. 4. Bir yazı sitili. 5. Hz.Muhammed'in mübarek vasıflarını ve güzelliklerini anlatan manzum ve mensur eser.
HİMAYET: (Ar.) Er. - Koruma, korunma.
HİMMET: (Ar.) Er. 1. Gayret, emek, çalısma, çabalama. Yüksek irade. 2. Ermis kimsenin tesiri. 3. Türkdil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır.
HİMYER: (Ar.) Er. - Yemen'de bir kavmin adı.
HİND: (Ar.) Ka. 1. Hindistan. 2. Sahabeden Ebu Süfyan'ın karısı.
HİZRAN: (Fars.) Ka. 1. Hezaren agacı. 2. Harun er-Resid'in annesi.
HOŞEDA: (Fars.) Ka. - Hareket ve davranısı hos, güzel. Cazibeli.
HOŞENDAM: (Fars.) Ka. - Boyu bosu güzel, düzgün olan.
HOŞFİDAN: (Fars.) Ka. - Güzel endamlı, boylu boslu kadın.
HOŞKADEM: (Fars.) Ka. - Ayagı ugurlu.
HOŞNEVÂ: (Fars.) Ka. - Güzel sesli.
HOŞNİGAR: (Fars.) Ka. - Güzel, hos sevgili.
HOŞTEN: (Fars.) Ka. - Güzel vücutlu.
HUBEYB: (Ar.) Er. 1. Küçük taze bugday tanecegi. Tanecik. Hubeyb b. Adiyy el-Ensarî (Öl. 625):İslam'ın ilk sehitlerindendir. Uhud'un ardından tutsak edildi ve Mekke'ye köle olarak götürüldü. Uhud'ta öldürülen Haris'e mukabil, iskence edilerek vahsi bir biçimde kazıga vuruldu ve sehid oldu.
HUD: (Ar.) Er. - Hz. Hud (a.s). Ad kavmine gönderilen peygamber. -Kur'an'da ismi geçen 24peygamberden biridir. Dalalet ve sapıklık içinde olan kavmini ıslah için çok ugrastı fakat onlar, Hud'a inanmadılar ve ani bir fırtına ile yok olarak tarihten silindiler.
HUDA: (Ar.). 1. Dogru yol gösteren, hidayet eden. 2. Allah'ın isimlerinden. 3. Kur'an-ı Kerim. Ekalmadan isim olarak kullanılmaz. Hudanur gibi.
HUDAVENDİGAR: (Fars.) Er. 1. Sahip, hükümdar, bay. 2. Fars edebiyatında Allah manasında kullanılır.