Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat

FARZ, VACİP, NAFİLE, SÜNNET NAMAZLAR NELERDİR?

MÜSLÜMANLARA FARZ OLAN NAMAZLAR
1- Sabah Namazı
2- Öğle Namazı
3- İkindi Namazı
4- Akşam Namazı
5- Yatsı Namazı (5 vakit namaz kadın erkek bütün Müslümanlara Farz-ı Ayn'dır.)
6- Cuma Namazı (Erkeklere farzdır. Kadınlara farz değildir.)
7- Cenaze Namazı (Farz-ı Kifayedir. Kadın erkek kılabilir.)
VACİP NAMAZLAR
1- Vitir Namazı
2- Bayram Namazları (Ramazan ve Kurban Bayramı) Erkek Müslümanlara vaciptir. Kadınlara vacip değildir.
SÜNNET NAMAZLAR
1- Her namazın önünden ve arkasından kılınan Revatip sünnetler. (Sabah namazı 2 rekat sünnet, Öğle namazı 4 rekat ilk sünnet... gibi) Müekked ve Gayr-i Müekked sünnetler. İkindi ve Yatsı namazlarının farzından önce kılınan sünnetler "Gayr-i Müekked", diğer namazların önünde ve arkasında kılınan sünnetler "Müekked" sünnetlerdir. "Gayr-i Müekked olması bazı kereler Efendimiz (s.a.v) bu namazları terketmesidir."

Sünnet yerine kaza namazı kılınabilir mi?

Bir namaz için hem kazaya hem nafileye niyet edilir mi? Kaza namazı aynı zamanda nafile yerine geçer mi?

Kaza namazı borcu olanlar nafile namazlara, nafile namaz diye niyet eder ve bu namazlar farz olan kaza namazlarının yerine geçmezler. Farz olan kaza namazlarına ise, kaza namazı diye niyet edilir. Bunlarda nafile namaz yerine geçmez. Çünkü farz olan kaza namazları kılınırken, kaza namazı diye niyet edilip, hem kaza namazı hem de nafile namazı yerini tutsaydı, nafile namazlara nafile namaz diye niyet edilmemesi gerekirdi. Bilâkis "kazaya kalan farz namaz" diye niyet edilmesi gerekirdi.

Yaptığımız bütün nakiller, nafile namazlara nafile diye niyet edileceğini açıkça beyan etmiştir.

Meşrû bir mazeretin dışında namazı kazâya bırakan kimse, bir hatâ işlemiş ve günaha girmiş olur. Bu itibarla kazâya kalan namazın, en kısa zamanda kılınması gerekir. Çünkü beş vakit namazın edâsı farz olduğu gibi, kazası da farzdır. Kazâya kalan namazın kılınmasıyla sadece borç ödenmiş olur. Günahın affedilmesi için de ayrıca tövbe istiğfar etmek lâzımdır.

Namaz borcundan bir an evvel kurtulmak için, hakkında Peygamberimiz (asv)'in hadisi bulunmayan nâfile namazların yerine kaza kılmak daha isabetli olur. Ancak, Hanefî mezhebine göre, hakkında hadis bulunan nafile namazların yerine kaza kılmak uygun değildir. Bu hususta Hanefî fıkıh kitaplarında şu hüküm yer alır:

“Kazaya kalmış namazları kılmak, nafile namaz kılmaktan çok daha ehemmiyetli ve çok daha uygundur. Fakat beş vakit namazın sünnetleri, kuşluk, tesbih, tahiyyetü’l-mescid ve evvabin namazı bundan müstesnadır. Yani bu sünnet ve nafileler, kaza namazları için terk edilmezler."(Mevlânâ eş-Şeyh Nızâm. el-Fetâvâl-Hindiyye, 1/125; İbni Âbidin. 1493; el-Mezahibü’l-Erbaa, 1:492; Halebî-i Sağîr, s.349).

Her şeyden evvel, namazlardan önce ve sonra kılınan sünnetler bir yerde farz namazların tamamlayıcısı hükmündedir ve Peygamberimiz'in (s.a.v.) şefaatine vesiledir. Bunun için, namazını kazaya bırakan kimse bir yandan namazlarını kaza etmekle borçtan kurtulurken, diğer taraftan da sünnetleri kılarak Peygamberimiz (s.a.v.)'e olan bağlılığını göstermiş olur.

Mesele Hanefî mezhebine göre böyle iken, diğer üç mezhebe göre, kaza namazı olan bir kimsenin nafile namazları ile meşgul olması, sünnet kılması caiz değil, haramdır.

Mâlikî mezhebine göre, üzerinde kaza namazı bulunan bir kimsenin nafile namazı kılması haramdır. Ancak beş vakit namazların sünnetleri ile tahiyyetü’l-mescidin kılınabileceğine dair ruhsat vardır. Bunların dışında meselâ, teravih namazı ile meşgul olunduğu takdirde sevap alınsa da, kaza namazı geriye bırakıldığı için günah işlenmiş olur.

Şâfiî mezhebine göre de, üzerinde kaza namazı borcu olan bir insanın, bu namazları kılıp borcundan kurtuluncaya kadar gerek beş vakit namazların sünnetlerini, gerekse diğer nafileleri kılması mekruhtur. Çünkü bir an önce kazaların kılınıp bitirilmesi gerekir.

Hanbelî mezhebine göre ise, üzerinde kaza namazı olan bir kimsenin nafile ile meşgul olması haramdır. Ancak vitir ile beş vakit namazın sünnetlerini kılması caizdir. Fakat, kazaları çoksa bunları da kılmayarak kaza namazlarıyla meşgul olması daha iyidir. Yalnız sabah namazının sünneti bundan hariçtir, onu kılmak gerekir.(el-Mezahibü’l-Erbaa, I/492)

Netice olarak; kaza namazları fazla olan Hanefîlerin, sünetleri terk ederek kaza namazı kılmalarında bir mes’uliyet olduğu söylenemez. Gerek vakit namazlarının, gerekse diğer nafilelerin yerine kaza namazının kılınmasının uygun veya evlâ olmaması demek, “Sünnet yerine kaza kılmak caiz değildir.” mânâsına gelmez.

Ancak bununla beraber kaza namazları fazla olmayan kimseler ise, her farzdan sonra bir vakit kazâ namazı kılmayı alışkanlık haline getirirlerse güzel bir âdeti devam ettirmiş olurlar. Ayrıca Cenab-ı Hakk'ın mahşer günü eksik gelen farz namazları sünnetlerle tamamlayacağı hususunda rivayetler bulunduğunu da hatırdan çıkarmamak gerekir.

NAMAZ KILMANIN MEKRUH OLDUĞU VAKİTLER

1- Sabah Namazından sonra Güneş doğuş anı. Güneş doğduktan 45 dakika sonra kaza veya nafile namaz kılınabilir.
2- Güneşin tam tepe noktasındayken. Öğle namazından önce 20-25 dakika.
3- İkindiden sonra, Akşam namazından önce.
Sabah ve İkindi, namazının farzlarının arkasından nafile namaz kılınmaz. Kerahet vakti girmemişse farz namazlar kaza edilebilir.

Güneşin batmasından önceki kerahet vaktinde, sadece o günün ikindi namazının farzı kılınabilir. Fakat mazeretsiz olarak ikindi namazını bu vakte kadar geciktirmek mekruhtur.

Bunların dışında şu vakitlerde de sadece nafile namaz kılmak mekruhtur:

a. Sabah namazının sünneti hariç olmak üzere imsak vakti girdikten sonra, güneş doğuncaya kadar olan sürede.

b. İkindi namazını kıldıktan sonra güneş batıncaya kadar olan sürede.

c. Akşam namazı vakti girdiğinde farz kılınmadan önce.

d. Cuma günü hatibin minbere çıkmasından sonra.

SABAH ve İKİNDİ NAMAZININ FAZİLETİ

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Sabah ve ikindi namazlarını kılan kimse, Cennete girer.” (Ebu Musa (r.a.)’dan, Buhari, Müslim, R.S.Terc. c. 2, sh. 376, H.No: 1051)
Diğer bir hadiste de Efendimiz (s.a.v); “Gece ve gündüz melekleri, nöbetle yanınıza gelip giderler. Sabah ve ikindi namazlarında toplanıp nöbet değiştirirler.Sonra geceyi yanınızda geçiren melekler, Allah’ın huzuruna çıkarlar. Allah’u Teala bildiği halde meleklere Onlardan sual eder: “Kullarımı ne halde bıraktınız?Der. “Yanlarından namaz kılarken ayrıldık; yanlarına geldiğimizde de namaz kılarken bulduk.” Cevabını verirler.”buyurdu. (Ebu Hureyre (r.a.), Buhari, Müslim, R.S.Terc. c. 2,sh. 578, H.No: 1054)
“Sabah ve akşam camiye giden kimseye, her gidip gelişinde Allahu Teala Cennetini hazırlar.” (Ebu Hureyre(r.a.), Buhari, Müslim, R.S.Terc. c. 2, sh. 379, H.No: 1057)
“Bir kimse evinde güzelce temizlenir de Allah’ın farzlarından birini ödemek maksadıyla mescitlerden birine giderse, attığı adımlardan biri günahlarını siler, diğeri de onun derecesini yükseltir.” (Ebu Hureyre (r.a.), Buhari,Müslim, R.S.Terc. c. 2, sh. 380, H.No: 1058)
“Namazda insanların en büyük sevap alanı, camiye en uzak olanıdır. İmam ile birlikte kılmak için namazı bekleyen kimse, tek başına namaz kılıp da uyuyan kimseden sevapça daha büyüktür.” (Ebu Musa (r.a.) Buhari, Müslim,R.S.Terc. c. 2, sh. 382)
“Mescidlere devamı itiyad eden kimseyi görürseniz,onun tam manasıyla mü’min olduğuna şehadet edin.Allahu Teala:”Allahın mescitlerini ancak Allaha ve Ahiret Gününe inananlar ma’mur ederler.” buyurdu. (Ebu Said el Hudri (r.a.), Tirmizi,R.S.Terc. c. 3, sh. 384, H.No: 1061)
“Sizden biriniz, namaz kıldığı yerde abdesti bozmadan oturduğu müddetçe, melekler ona: İlahi! O kimseyi mağfiret ve ona rahmet et, diye dua ederler” buyurdu.(Ebu Hureyre (r.a.), Buhari, R.S.Terc. c. 2, sh. 385, H.No: 1066)


 Öne Çıkanlar

 

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi