Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat

DOĞAL AFETLERDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ

AFET VE KRİZ YÖNETİMİ

DOĞAL AFETLERDE RİSKLERİN AZALTIMASI


Ülkemiz, jeolojik ve topoğrafik yapısı ve iklim özellikleriyle doğal afetlerin çok sık yaşandığı bir ülkedir. Geçmiş afetler göz önüne alındığında, gelecekte de büyük afetlere maruz kalabileceğimiz bilinmelidir. Yaşanan her afet, can ve mal kaybının yanında ekonomik olarak büyük hasarlara da neden olabilmektedir(Akdağ 2002).

Ülkemizin geçmişte yaşadığı afet olayları incelendiğinde %61’ini depremlerin, %15’ini heyelanların, %14’ünü sellerin, %5’inin kaya düşmelerinin, %4’ünün yangınların ve %1’inin ise diğer afetlerin (çığ, fırtına, yağmur gibi) oluşturduğu bilinmektedir. Ülkemiz deprem risk düzeyi bakımından incelendiğinde;

Ülkemizde meydana gelen depremlerin gelişmiş ülkelere oranla daha fazla yıkım ve can kaybına sebep olduğu açıktır. Bu depremler sırasında ölçülen yer hareketi göstergeleri genelde pek fazla olmamakla birlikte yapılar yeterli kapasiteye sahip olmadıkları için yıkılmakta ve insanların can ve mal kaybına uğramalarına sebep olmaktadırlar. Ülkemizdeki günlük uygulamalarda karşılaşılan binaların çoğunun, etüt, planlama, tasarım, inşa ve bakım evrelerinde herhangi bir yasal veya mesleki denetime tabi olmadan inşa edildikleri gerçekleşen depremlerde oluşan zararlardan ortaya çıkmaktadır (G, 1999).

Afetler; Belirli bir coğrafi bölgede nispeten aniden ortaya çıkan, kolektif stres yaratan, önemli ölçüde kayıp yaratan ve toplumun yaşantısını sekteye uğratan olaylardır (K, 2006).

Deprem Riski;  Depremler birer doğa olayı olup, tek başlarına afet olarak değil “tehlike” olarak kabul edilmelidir. Yerleşim birimi olmayan bir bölgede meydana gelecek deprem herhangi bir can ve mal kaybına yol açmayacağı için afet olarak kabul edilmez. Afet riski olabilmesi için tehlike unsurunun ve zarar görebilme özelliğinin bulunması gerekir(Akbulut ve Ayfer).



AFET YÖNETİMİ

Afet; insanlar ve ülkeler için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylardır.

Afet yönetimi; afet olgusu karşısında planlama, araştırma ve gözlem ile etkilerin azaltılmasına yönelik alınan tedbirlerin gelişimi için önleme, zarar azaltma, hazırlık, acil müdahale ve iyileştirme problemlerine çözüm arayan geniş kapsamlı ve disiplinler arası bir yönetim modelidir. Diğer bir tanımıyla afet yönetimi; afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılabilmesi için, afet öncesi, afet sırası ve afet sonrasında yapılması gereken teknik, yönetsel ve yasal çalışmaları belirleyen ve uygulamaya aktaran, bir olayla karşılaşıldığında etkili bir uygulama yapabilmeyi sağlayan ve her olaydan elde edilen deneyimlerin ışığında mevcut sistemi geliştiren bir yöntem yaklaşımı ve uzmanlık alanıdır.(Kadıoğlu, 2008)


Afet ve Kriz Yönetimi İlişkisi

Afet risk yönetimi, Ülke, bölge, kent ve yerel ölçekte risk türleri ve düzeylerini tespit etme, azaltma ve paylaşma çalışmaları ile bu alandaki planlama esaslarını ifade eder. Tehlike ve riskin belirlenmesi ve analizi ile imkân, kaynak ve önceliklerin dikkate alınarak idare edildiği süreçtir. Afet senaryolarının hazırlanması, uygulama önceliklerinin belirlenmesi ve riskin azaltılabilmesi için genel politika ve stratejik planlarla, uygulama planlarının hazırlanması ve hayata geçirilmesi bu süreç kapsamındadır.(Balamir 2007)

Kriz: Normal düzeni bozan, toplum için olumsuz sonuçlar doğurma olasılığı bulunan fiziksel, sosyal, ekonomik ve politik olayların ortaya çıkması halidir. Mevzuatımızda ise, “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef menfaatlere yönelik düşmanca tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür ve demokratik düzeni veya hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabii afetlerin, tehlikeli salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların, iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ve birlikte ortaya çıktığı haller” olarak tanımlanır.

Kriz Yönetimi: Kriz hali şartları süresince uygulanan, durumu normale döndürmeyi amaçlayan geçici yönetim biçimidir.

Kriz yönetimi afet yönetiminde içine alan daha geniş bir yönetim biçimidir. Afet yönetimini gerektiren bir afet karşısında, ihtiyaç duyulursa kriz yönetimine geçilebilir. Genellikle afetin boyutuna ve etkisine göre kriz yönetimi kararı alınabilmektedir.(Kadıoğlu, 2008)


AFET YÖNETİM MODELLERİ

Afet yönetim modeli süreklilik gerektiren ve iç içe girmiş safhalardan oluşan bir modeldir. Bu modele göre afet yönetimi; zarar azaltma, hazırlık, kurtarma ve ilk yardım, yeniden inşa aşamalarından oluşmaktadır(Akdağ, 2002).


Risk Azaltma Safhası

Bu safha, afet tehlikesinin önlenmesi veya büyük kayıplar doğurmaması için yapılan tüm önlemleri kapsar. Afet tehlikesinin bölgesel ve yerel ölçekte belirlenmesi, bilimsel ve teknik araştırmaların planlanması / yürütülmesi, afet önleyici mühendislik tedbirlerinin geliştirilmesi / uygulanması, afetler ve koruma yöntemlerinin her seviyede kamuya duyurulması gibi unsurları kapsar. Uygulama, iyileştirme ve yeniden inşa safhaları ile başlar ve yeni bir afet oluncaya kadar devam eder(Akdağ, 2002).


Hazırlıklı Olma Safhası

Bu safha, meydana gelmesi halinde afetin olumsuz etkilerini ve vereceği zararı azaltmak için hızlı, uygun ve etkili yöntemlerle ortadan kaldırabilmek için yapılan çalışmaları kapsar. Bunlar; afet yönetim planlarının yapılması, denenmesi ve güncelleştirilmesi ile görev alacak personelin eğitilmesi, bölgesel depoların tesisi ve gerekli malzemelerin stoklanması, haberleşme, alarm ve erken uyarı sistemlerinin tesisi ve geliştirilmesi gibi çalışmalardır.(Akdağ, 2002)


Kurtarma ve İlk Yardım Safhası

Bu safha afetin oluşumundan hemen sonra başlayan en kısa zamanda diliminde çok sayıda insanın canını kurtarmaya ve zararı en az hasarla atlatılmasına yönelik çalışmaları kapsar. Bu gruba yaralıların tedavisi, açıkta kalanların beslenme, giyinme, barınma, korunma, yıkıntıların kaldırılması gibi ihtiyaçlarının giderilmesi çabaları girer.(Akdağ, 2002)


İyileştirme Safhası

Bu safhada yapılan çalışmaların ana hedefi; afetzedelerin haberleşme, ulaşım, altyapı, eğitim, uzun süreli geçici iskan, ekonomik, sosyal faaliyetler gibi vazgeçilmez etkinliklerinin minimum seviyede de olsa karşılanabilmesidir(Akdağ, 2002).


Yeniden İnşa Safhası

Afetten etkilenen insanların hayatlarını afet öncesine göre daha yukarı seviyeye çekebilmek için yapılan çalışmalar bu safhada uygulanır. Bu çalışmalar içinde hasar gören tüm yapı ve tesislerin durumlarına göre yeniden inşası veya tamiri ile bozulan ekonomik, sosyal ve psikolojik durumun iyileştirilmesi vb. konular yer almaktadır. Bu safha, afetin büyüklüğüne bağlı olarak birkaç yıl sürer.(Akdağ 2002)

Sonuç olarak; Yaşanan tarihsel süreçler incelendiğinde, ülkemizin afetlerle hep iç içe olduğu görülmektedir. Başta depremler olmak üzere yaşanması kaçınılmaz afetleri engelleme şansımız olmadığına göre, yapılması gereken; bu afetlerin etkisini azaltabilecek tedbirleri almaktır. Bu ise, ancak etkili bir afet yönetim sistemi ile gerçekleştirilebilir.


 Öne Çıkanlar

 

Benzer Sayfalar



Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi