Demagoji, zaafları ve duyguları kullanarak düşünceleri kendine göre yorumlayıp karşı tarafa benimsetme sanatıdır. Evet bu bir sanattır. Ve görsel dünyada bir çok sanatçı bu sanatı icra etmeye çalışmaktadır.
Yaşanan yaşam ile görülen yaşam insanları birbirinden ayıran fark sebeplerindendir. Yaşanılan şeyler daha etkili olduğu gibi; “Bir Musimet Bin Nasihattan İyidir” atasözü ile de gerçekliği en iyi şekilde anlatılmaktadır.
Çağımızda görsellik üzerine kurulu yaşantılar, gerçeklerin dışında istekler, beklentiler ve hayaller ile hep bir belirsizliğe sürüklenmektedir. İşte böyle bir dönemde kişilerin beklentilerini kullanan insanlar bir şeyler satmak için, elde etmek için ve kazanmak için sonunu bilmez bir halde bu oyunu oynamaktadır.
Demagoji kimine göre boş konuşma olsa da, aslında insanı etkileme konusunda en etkili silahlardan biridir. Öyle ki bazen çok inandığın şeylerde bile seni tereddüte düşürebiliyor. Bunda da en zayıf insanlar tereddütlü insanlardır. Karşısında kendinden emin ve isteklerini karşılayacak şeylerden bahseden insan onlar için bulunmaz fırsattır.
Satıcı bir ürünü satmadan önce birilerini örnek vermesi ve aslında olabileceğini göstermesi bir başka örnektir. Aslında bize göre çok ters bir şeyi başka birinin yapıyor olması ve bunun normal gösterilmesi, bir yerden sonra bize de cazip gelmesine neden olabilir. Burada şunu unutmayın, satıcı sadece ürününü satmaya çalışıyor, normal gösteren kişi para kazanmaya çalışıyor ve bizde değişim yaşadığımızı sanıyoruz. Burada siz kurban olmuyor musunuz ? Tabi değişim olacak, dünya değişiyor sürekli. Peki ya kaybettiklerimiz. Sizce onlar bunları düşünüyor mu? Bir yerde okudum bir yazıda bu konu ile ilgili güzel bir örnek vermişler. Amerikan başbakanlarından George W. Bush, Irak işgalinden önce 9 Eylül olaylarından dolayı, Amerikan halkının tedirginliğini kendi lehine çevirip Irak’ın kendileri için bir tehdit olduğunu işleyerek destek oranını artırmıştır. Ve savaşın haklı olduğu boyutuna getirmiştir. Sonuçta ne terör sona ermiştir, ne de bahsedilen demokrasi o ülkeye ulaşmıştır.
İnsanlar düşüncelerini kitlelere artık daha kolay anlatabilmektedir. Televizyon, gazete, internet ve toplu yaşam alanları bunun için en iyi ortamlardır. Ve ne yazık ki başta kadınlarımız olmak üzere, tüm halk bundan olumsuz etkilenmektedir. Kadınların mağduriyeti evde fazla kalan kişi olmalarından dolayı bu tür görsel araçlara daha fazla maruz kalmalarıdır. Demagoglar burada dizileri ve programları en iyi şekilde kendilerine göre yorumlayarak insanları çıkarları için kullanmaktadırlar. Bir dizinin ürünlerinin fazla ilgi görmesi ve satılması buna apaçık bir örnektir. Erkekler çalışma temposu ve hayatın içinde fazla olmalarından dolayı pek fazla zaman ayıramasalar da bu değişimden onlarda nasiplerini almışlardır. Burada görsel yaşama örnek kadın, yaşanılan yaşama örnek erkek uygun olabilir. Tabi istisnalar olabilir. Bunlarda rollerin değişmesi ile açıklanır.
Tüm bunların yanında yaşanılmış gerçekler de, görsel yaşamın gölgesinde kalmıştır. İnsanlara görsel yaşam daha çekici ve cazip gelmiştir. Ama şunu unutmayalım ki aslında kazanan hep başkalarıdır bu düşünce yapısında. Sonu gelmeyen çıkarların sonunda hep kurban seçilir insanlar. Çizgimden yola çıkarak size söyleyeceklerim, yine aynı diyeceksiniz ama size cazip gelen şeylerin değerimize aykırı olup olmadığını hep sorgulayın. Bizi biz yapan şeyleri toz pembe şeylerle görmemizi engellemelerine izin vermeyin.