CAMİ MESCİD DERGAH GİBİ YERLERDE CEMAATE SELAM VERİLİR Mİ?
Namaz kılmayan ve başkaca dini bir meşguliyeti olmayan bir Müslümana böyle yerlerde selam verilebilir. Ancak fıkıh ve hadis gibi dini bir konuşma yapılıyorsa o zaman selam terk edilir.
Selam verilmek suretiyle: “Sen benden emin ol, benden sana asla hiçbir kötülük gelmez” anlamı ifade edilir. Selamet (kurtuluş), uzun ömürlü olmayı da kapsar. Es-Selam aynı zamanda Allah’u Zülcelalin isimlerinden birisidir. Selamı veren kimse dilerse, “Selamun aleyküm” dilerse, “es selamü aleyküm” der. Çünkü bu iki şekil de Kur’an’da Taha suresi 47 ve Neml suresi 59. Ayetlerde zikredilmiştir. Selama karşılık vermek vaciptir. Muhayyerlik ise, verilen selama ilave yapmak veya yapmamaktadır. Sünnete göre selamlaşmak şu şekilde olur: Binekle giden yürüyene, Küçük büyüğe, Azlık çokluğa selam verir, Çocuklara selam vermek, vermemekten faziletlidir Kurtubi: “Genç yabancı kadınlara selam verilmez. Çünkü onlarla konuşmakta, fitne korkusu vardır. Bu, ya şeytanın vesvesesi olur yahut hain gözün bakışı ile olur.” der. Yaşlı yabancı kadınlara selam vermek, güzeldir. Müslüman olan herkese, tanısan da, tanımasan da, selam verilir. Tavla, kumar oynayanlara, içki içenlere, büyük günah işleyenlere, defi hacette bulunana, banyoda soyunmuş olana da selam verilmez. Zımmi kimseye mecbur kalınmadıkça selam verilmez. Ancak bir zaruretten dolayı ya da onun yanında işi varsa onun anladığı dilde selam verilir. Kâfir kimsenin dünyasının İslahı için dua edilebilir.
MESCİD VE CAMİLERDE NASIL DAVRANILIR?
Bu hususta 15 edeb sayılmış bulunmaktadır:
1- Mescid içinde kimse varsa onlar ders veya zikir gibi dini bir meşguliyet içinde değillerse kendilerine selam vermek.
2- Camiye girdiğinde kerahat vakti değilse oturmadan önce iki rekat namaz kılmak.
3- Camide alışveriş yapmamak.
4- Kılıç kuşanmış halde ise kınından çıkarmamak.
5- Mescid içinde kaybolmuş bir şeyini araştırmak için ilan ve soruşturma yapmamak.
6- Allah Teala’yı zikirde bulunmanın ve Kur’an okumanın dışında orada sesini yükseltmek.
7- Dünya haberlerinden bir şeyi orada konuşmamak.
8- Halkın omuzlarından atlayarak ön tarafa geçmek.
9- Mescidde yer münakaşası yapmamak.
10- Saf içinde bir kimseyi oraya sokulmak suretiyle sıkıştırmamak.
11- Namaz kılanın önünden geçmemek.
12- Mescidin içine veya bahçe kısmına tükürmemek.
13- Mescidde parmak çıtlatmamak.
14- Mescidleri pis olan şeylerden çocuklardan delilerden ve orada cezai hüküm uygulamaktan uzak tutmak.
15. Mescidde Allah’ın adını çokça anmak. (Fetava-i Hindiye, c.5. s321)
DİNİMİZİ BİLMEK VE ÖĞRENMENİN ÖNEMİ
Müslüman olarak dinimizin emirlerini yerine getirmeliyiz. Dinimizi öğrenmek ve bilmek başlıca sorumluluğumuzdur. Aklımıza takılan şeyleri öğrenmeli, bilgi sahibi olarak ibadetlerimizi yerine getirmeliyiz.
“Bilenler ile bilmeyenler, hiç bir olur mu? Hiç şüphesiz ancak akıl sahipleri (bunu) idrak edip anlar.” Zümer 9
"Sizin en hayırlılarınız, Kur’ân'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir."
(Buhârî, Fezâilü'l-Kur'an 21.)
Bir çok ayet ve hadiste bu sorumluluk vurgulanmıştır. Dinimizi öğrenmenin yolu Kur'an Kerim, Peygamber Efendimiz'in sünnetleri ve güvenilir alimlerin kitapları ile mümkündür. Dinimizle ilgili sorularımıza cevap ararken güvenilir kaynaklara dikkat etmeliyiz.
“İlim tahsil etmek her Müslümanın üzerine farzdır."
(İbn-i Mace, Mukaddime:17 )
Buradan da anlaşılacağı gibi dinimizi öğrenmek farzdır. Çünkü dinimizi bilmez isek helali haramı bilemeyiz. Bu da bizi harama ve günaha götürür.
Sonuç olarak hayatımızın her alanını kapsayan dinimizi öğrenmeli ve ilk emir olan "Oku" emri ile şuurlanarak sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.