İletişim insanlar arası duygu ve düşünce alışverişi olarak bilinir. Bunlardan et etkilileri de karşılıklı yani yüz yüze iletişimdir. Duygu ve düşünceler şüphesiz açık bir şekilde ifade edilir. Bu iletişimde en başarılılar, en sosyallerdir. Düşüncelerini rahatlıkla söylemesi, karşı tarafın isteklerini kendi çıkarlarından önde tutması ve ikna etme becerisi başarılı iletişimde üç altın kural olarak ele alınabilir. Bu başarıyı yakalayan insanlar başta iş hayatı olmak üzere her alanda aranılan kişi olmaktadırlar.
Doğru olan şeyler bunlar iken ne oldu da insanlardan kaçar, yalan söyler, aldatır ve susar hale geldik. Herkesin güvensiz bir ortamda olma korkusu neden ? Ya siz ? Bunları düşündünüz mü ? Bence değişen dünya deyip kabuğunuza çekilmişsiniz…
Şuan yakın çağdayız. Belki de her şeyin bize yakın olduğundan geliyor bu deyim, fikrimce. Yakın ve kolay elde edilenin ne değeri olur ki ?
Telefon, televizyon, internet. Hepsi elimizin altında. Gelir seviyesi en düşük olan kişilerde bile olan şeyler. Teknoloji düşmanı olarak algılamayın. Bende bir bilişimciyim ve bildiğim için konuşuyorum. Umarım tecrübelerimle sizleri aydınlatırım.
Cep telefonun hayatımıza kattığı kolaylıklar saymakla bitmez. Hatta bu faydaları abartıp reklamlara taşıyan bazı GSM firmaları, sanki onsuz bizim bir hiç olduğumuzu açıkça belirtmektedir. Bir başkası da binlerce sms dağıtarak sözde iletişim kurmamızı sağlar. Başta bahsettiğim duygu ve düşünce alışverişiyle alakası olmayan bu iletişim, insanların gerçek yüzünü genelde göstermez. Karşında olmayan birine düşünme fırsatın olarak cevap vermen ne kadar samimidir sizce ? Hele bu muhabbete ulaşmışsa iki hayal kahramanından faklı bir şey olmayacaktır.
İnsanlar konuşmayı iyice unutur hale geldiler. Özellikle benim de içinde olduğum genç nesil teknolojinin azizliğini fazlası ile çekmektedirler. Eğer bunların düzelmesi için teknolojiden uzaklaşın diyorsam varsın geri kafalı desinler. Ya da teknolojiyi nasıl kullanacağımızı bir kez daha düşünelim. Sevinmeliyiz ki çağdaşlaşıyoruz hızla….
Merak ediyorum hiç mi şikayetçi değilsiniz ? Bence gayet memnunsunuz. Çünkü sizin yerinize düşünen bir sürü şey var. Hiç unutmam bir gün reklamlarda çocuğunuza isim bulmak telefonu öneriyorlardı. Acaba var mıydı bunu deneyen ? Sanırım bu abuk subuk isimler buradan gelse gerek… He bide şunu belirteyim yılbaşı, sevgililer günü, babalar günü gibi bize ait olmayan ve kapitalizmin en büyük oyunlarından olan bu günlerde kampanyalar yapan bu GSM şirketleri dini günlerimizde neden kampanyalar yapmaz düşünülür. Küresel dünya diyebilirsiniz. Herkese hitap eden şeyler olmalı değil mi ? Burası Müslüman ülkesi gözünüzü açın neyi kaybettiğinizi bile bilmediğiniz bir şeyi kaybetmek hiçbir şey hissettirmese gerek !
Hadi biraz rahatlayalım. Oturalım televizyonun başına bakalım ne var ? Hayatımıza yön verecek ve yine bizim yerimize düşünecek neler var ? Aslında yıllar önce bir yarışma programı vardı. Soruya verilecek cevap karşılığı soyunan kızları içeren bir konusu olan. Her dönem parça parça bunları içimize sokmaya çalıştılar. Her geçen senede sayıları arttı. Çünkü bu neymiş kapatın şunu diyen insanların sayısı iyice azaldı. Bilindiği üzere topla tüfekle yıkmayan yabancılar bizi yıkmaya hiç hız kesmeden buradan devam ettiler. Ve bunu da çağdaş düşünce ve genişlik olarak bize sevdirdiler. Zaten cumhuriyet yeni kurulmuş genç bir devlet (kökünü unutanların düşüncesi) ne verilse kabul ettik. Şuan vardığımız durum televizyon bağımlılığı. Herkesin bir programı var. Kapatın izlemeyim desem ne yapacağız diyecek kadar çaresiz insanlar… Misafirlerinin yanında laf çeviremeyenler ondan alıyor desteği. O kadar düşüncelerimizi almış ki ne konuşacağımız, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bazen şeytan kutusu diyenleri alnından öpesim geliyor. Keşke anlaşılsa. Bu ne saçmalıyor diyorsanız buyurun televizyonunuza daha fazla tutmayalım. Reklamlarda devam edersiniz.
Ben bunları söylüyorum sanki benim iletişimim harika mı ? Hayır. Ben ne kadar bunlara karşıysam, karşımada bir hayli tam tersi düşünen insan çıkıyor. Bunlarla nasıl anlaşabilirim. Bazen onlar gibi olmak gerekiyor. Sonra bir bakmışın sende öylesin.
Maalesef konuşmaktan aciz hale geldik. Kimseyi anlamıyoruz. Neden biliyor musunuz? Gerçek insan ilişkileri yok. Her şey özenti ve gösteriş. Emin olun kendiniz olun sade olun bide dünyaya öyle bakın. Herkesi özü ile yargılayın göreceksiniz ki aslında öyle değilmiş. Bu çok basit bir yöntem. Eğer sizde yabancı bir aktör gibi gezerseniz, ünlü bir manken ararsınız… Zaten ilişkilerin ve evliliklerin bitmesinin bir sebebi de bu değil mi ? Ne olduğunu unutan insanımız, bilinmez bir arayışta geziyor ve ummadığı anda duvara çarpmış oluyor. Çarptığı tek şey yine kendisi. İşte o zaman kendini buluyor.
Böyle bir ortamda nasıl mutlu olabilirsiniz ki ? İçinizi karartmak için söylemiyorum. Ama gerçekler bu. Eğer insanları anlamıyorum, onlar beni anlamıyor diyorsanız bir kez daha düşünün. Emin olun en büyük düşmanımız teknoloji. İyi kullanmasak bizi yok edecek tek şey o.
Amerika’da bir köy varmış. Teknolojiden uzak bir yaşam sürüyorlar ve teknoloji düşmanı. Çünkü insanların birbirinden uzaklaştığını ve ilişkilerin bozulduğuna inanıyorlar. Bu ülkede bile bunlar düşünülüyorsa. Siz bir kez daha düşünün. Kendinize gelin ve ihtiyacınız olmayan teknolojileri kenara kaldırın. İşiniz olunca kullanın. Güzel konuşmaya çalışın ve insanlarla kendinizden emin bir şekilde iletişim kurun. Emin olun sizi mutlu edecek en iyi şey insan ilişkileridir. Çünkü dünyada asla bitmeyecek olan şey insanlarla konuşmanız. Onu ne kadar düzgün tutarsanız, o kadar dolu dolu ve mutlu yaşarsınız.
Etkili iletişim için 40 kural (www.delinetciler.com adresinden alıntıdır)
1. Karşınızdakini dinlemesini bilin.
2. Sabırlı olun.
3. Esnek olun.
4. Sizi dinleyenlerin anlayacağı sözcükler seçin.
5. İnsanların gönlünü almaktan korkmayın.
6. Sinirlerinize hakim olun.
7. Şaka yapacağınız zaman iyi düşünün.
8. Sorulara karşılık verin.
9. Konunuzu iyi bilin
10. Düşünmeden konuşmayın.
11. Sürekli dert yanan biri olmayın.
12. Karşınızdakilerin tepkilerine dikkat edin.
13. Kaybetme ihtimalini de göz önünde bulundurun.
14. Gereksiz eleştirilerden kaçının.
15. Görüşlerinizi başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmayın.
16. Gürültü yapmayın ancak sesinizi duyurun.
17. Yüz ifadenizi kontrol edin.
18. Ayaklarınızı masaların üstüne koymayın.
19. Biri sizinle konuşurken işinizle meşgul olmayın.
20. Birisi konuşurken, önünüzdeki kağıtlara çiziktirmeyin.
21. Birisi konuşurken, başkalarıyla fısıldaşmayın.
22. Sözü başkalarının ağzından kapmayın.
23. Duman makinesi olmayın.
24. Yerinde, duramayan bir olmaktan kaçının.
25. Aynı sözcükleri dilinize dolamaktan vazgeçin.
26. İnsanlara ne yapacaklarını öğretmek merakından vazgeçin.