Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat


CİHAN DEVLETİ OSMANLI

OSMANLI PADİŞAHLARI


Dünya tarihinde görülmüş en uzun süreli hanedanlıklardan biri olan Osmanlı, dünya tarihi ve coğrafyasını şekillendirmiş, yetiştirdiği büyük komutan, devlet adamı, sanatçı ve bilim adamlarıyla emsalsiz bir başarıya imza atmıştır.

Osmanlı unutulmadı, unutulması da mümkün değil. Kurdukları imparatorluk, yüz yıldır paramparça olmuş durumda. Nice kitapların sayfalarına hükmeden alfabeleri yasaklandı, muhteşem tuğraları kitabelerden söküldü, bu devleti 600 yıl yöneten hanedan geri dönmemecesine yurt dışına sürüldü. Üstelik arkalarından lanetlenerek.

Bugünkü nesiller atalarının neler yaptığını bilip tanıdıkça kendilerinin neden onlar gibi olamadığını sorgulayacak ve daha iyisini yapmak için elinden gelenin daha fazlasını yapacaktır.

Bir avuç insanın dünya tarihini 600 yıl boyunca şekillendirecek bir cihan devletinin mimarları haline nasıl geldikleri ve bu düzeni dünyanın en zor coğrafyalarından birinde kurup asırlar boyu nasıl devam ettirdikleri her zaman araştırılıp ders çıkarılması gereken bir konu olacaktır.


6. MEHMED VAHDETTİN KISA HAYATI

ALTINCI MEHMED VAHDETTİN KAÇINCI PADİŞAH?

DOĞUM TARİHİ, SALTANATI, ÖLÜMÜ


36. Osmanlı Padişahı

Babası: Sultan Abdülmecid

Annesi: Gülistu Kadın Efendi

Doğumu: İstanbul, 1861

Ölümü: San Remo, 1926

Saltanatı: 1918-1922

Abdülmecid'in Gülistu Sultan'dan doğan oğludur. 58 yaşında padişah olduğu sırada Gerek müttefikleri, gerekse Osmanlı ordusu yeniliyordu. Eylül ayındaysa Filistin-Suriye cephesinde çöküş başladı. Nablus'tan başlayan çekilme, Şam'da durmadı, Halep ve sonra Adana'ya kadar devam etti. Bu sırada komutanlar bir an önce ateşkes yapılması için İstanbul'u sıkıştırıyorlar, hiç olmazsa Anadolu'nun kurtarılmasını talep ediyorlardı. 2 Ekim'de Şam, 8 Ekim'de Beyrut, 6 Ekim'de Halep, 4 Kasım'daysa Musul kaybedildi. (Medine'deki direniş, Fahreddin Paşa tarafından Ocak 1918'e kadar sürdürülecektir.) Müttefiklerin teslim olmasından sonra Osmanlı Devleti de ateşkes istedi ve 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandı. İtilaf donanması Çanakkale Boğazı'ndan geçerek 13 Kasım'da İstanbul'a girdi. 7. maddeye gerekirse Anadolu'da gerekli gördükleri yerleri de işgal edebileceklerdi. Bu durumda Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığı fiilen sona ermiş oluyordu. Kazım Karabekir Paşa İstanbul'a dönünce bir an önce Anadolu'ya giderek Milli Mücadele 'nin başlatılması fikrindeydi. Bunun için de eski Kafkas ordusunun dağıtılmaması ve silahların teslim edilmemesi gerekiyordu. Vahdettin'in 9. Ordu Kıtaları Müfettişi olarak Mustafa Kemal Paşa'yı seçip ataması, Anadolu'ya gönderilmesini onaylaması, Sevr dayatmasını bütün baskılara rağmen imzalamayı reddetmesi ve Anadolu hareketini el altından destekleyi zaman kazanmaya çalışması onun değerli yanları olarak zikredilmelidir. Ancak resmi tarihte "hain" olarak nitelendirilmesi tamamen siyasî bir yaftadır. Nitekim TBMM'de Nisan 1920 tarihli konuşmasında Mustafa Kemal Paşa da Milli Mücadele aleyhine yayınlanan fetvanın padişaha zorla imzalatıldığından kuşkusu olmadığını söyler ve "Biz de olsak farklı olarak ne yapabilirdik?" diyerek onu haklı çıkartır. Zaferden sonra 1 Kasım 1922'de saltanat lağvedildi ve Vahdettin'in üzerinde sadece Hilafet unvanı kaldı. 16 gün sonra İngiltere'ye ait Malaya vapuruyla önce Malta'ya, sonra Italya'nın San Remo şehrine gitti ve orada vefat etti.


 Öne Çıkanlar

 

Benzer Sayfalar



Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi