Günümüzde gelişen yaşam biçimi, tüketim alışkanlıkları ve değişen çevresel koşullar ile birlikte alerjik durumlar ve hastalıklar hızla artmaktadır. Genelde zengin hastalığı veya modern zamanın hastalığı olarak görülen allerji; uzun süreli olması, sıhhati bozması ve bazen de ölüm gibi ciddi durumlara sebep olabilmesi nedeniyle önemli bir hastalıktır.
M.Ö.2643 yılında Eski Mısır’ın kurucusu Firavun Menses’in arı sokması sonucu ani ölümü ile tarihte ilk kayıt edilmiş alerjik reaksiyon görülmüştür. Daha sonra da 1906’da, bağışıklık sistemi içindeki herhangi bir değişmiş reaksiyonu tanımlamak üzere ilk defa allerji terimi kullanıldı.
Allerji; bağışıklık sistemimizin normalde vücuda zararlı olmayan maddelere karşı aşırı yanıt vermesidir. Allerjiye sebep olan maddelere de allerjen denir.
Normalde bildiğimiz gibi bağışıklık hücrelerimiz bizi zararlı madde ve mikroplara karşı korur. Vücudumuzu her türlü tehlikeye karşı savunur. Allerjide ise bağışıklık hücrelerimiz aslında vücudumuza zararlı olmayan maddelere zararlıymış gibi davranır ve allerjiye sebep olan maddeyi yok etmeye çalışır. Bu durumu şuna benzetebiliriz. Mesela sevmediğiniz hatta nefret ettiğiniz bir insan düşünün. Bu kişi ile ilk tanıştığınızda sıkıntı yoktur ama gittikçe nefret edersiniz. Başta normal olan davranışları zamanla sizi rahatsız etmeye başlar. Bir noktadan sonra bu kişi ne söylerse söylesin veya ne yaparsa yapsın sizi giderek daha çok rahatsız eder. Siz de bu kişiye karşı nefretle tepki verirsiniz. Size normal ve zararsız bir merhaba bile dese bu sizi çıldırtır. Siz de ortalığı yakıp yıkarsınız. Aslında geriye dönüp baktığınızda size basit ve zararsız bir merhaba demiştir. Allerjide de böyledir. Normalde allerjiye sebep olmayan zararsız maddeler allerjik insanların vücuduna girip bağışıklık hücrelerini uyarmaya başlar. Allerjen madde ile ilk karşılaşmada hiçbir şey yoktur. Zamanla bağışıklık hücreleri allerjen maddeye karşı tepki oluşturmaya başlar ve hafif reaksiyonlar oluşur. Ancak zamanla bu maddelere karşı aşırı tepki verme durumu yani duyarlılık artar. Artık allerjen maddeler ne zaman vücuda girerse abartılı tepkiler verir ve sonuçta çok ciddi reaksiyonlara sebep olur. Allerjen maddelerle her temasta verilen anormal aşırı tepkinin şiddeti artar. Hatta hayati tehlike yaratacak boyutlara kadar ulaşabilir.
Allerjinin oluşabilmesi için 3 şey gereklidir. Birincisi allerjik bir bünye, ikincisi allerjiye sebep olacak bir madde yani allerjen. Sonuncusu ise tekrarlayan maruziyet. Bu 3 ü gerçekleştiğinde allerji ortaya çıkar.
İlk madde olan allerjik bünyeye sahip olma; bu duruma atopi denir. Yani allerjiye yatkın olma hali. Atopi kısmen genetik yani ırsi olan bir durumdur. Yapılan araştırmalara göre ebeveynlerden birinin alerjik bir hastalığı varsa çocuğun alerjik olma ihtimali yüzde 30. Eğer hem anne hem baba allerjik bir hastalığa sahipse çocuğun allerjik olma ihtimali yüzde 70-80 lerdedir. Yani anne veya babanız allerjikse sizin de allerjik olmanız diğer insanlara göre daha olası. Ayrıca çevresel etmenlerin de atopi ye yani alerjiye yatkınlığa destek olduğu düşünülüyor. Örneğin aynı genetiğe sahip tek yumurta ikizlerinin aynı maddelere karşı allerji geliştirme oranları ancak yüzde 25-50 lerde bulunmuş. Bu durumun farklı çevresel etkenlerle karşı karşıya kalmaları sonucu oluştuğu tahmin edilmekte.
İkinci maddemiz allerjen maddeler Yapılan çalışmalarda bir maddeye ne kadar çok maruz kalırsak o kadar çok allerji kreaksiyon geçirme ihtimalimizin olduğunu göstermiştir. En çok allerjiye sebep olan maddeler ev tozu akarları, polenler, küf mantarları, hayvan allerjenleri, böcek allerjenleri (arı vb) besin ve ilaç allerjenleridir. Ancak aklınıza gelebilecek her türlü madde allerjiye sebep olabilecek bir allerjen olabilir. Sizin o madde ile henüz karşılaşmamış olmanız sizde o maddeye karşı allerji olmadığını göstermez. Bu nedenle özellikle allerijik bir bünyeniz varsa allerjen olma ihtimali olan maddelerden mümkün olduğunca uzak kalmak veya maruziyeti azaltmak önemlidir.
Burada evtozu akarlarına biraz değinmek istiyorum. Ev akarları insan derisi ile beslenen mikroskopik canlılar. İnsan derisi de sürekli kendini yenilediği için üstten yaşlanan deri tabakası dökülür. Bu nedenle ev akarları insanların olduğu yerlerde çokça bulunurlar. Dolayısıyla evlerin düzenli temizlenmesi ev akarlarını azaltmak yani maruziyeti azaltmak açısından önemli. Yapılan çalışmalarda ev tozu akarı çok olan ve az olan evlerde büyüyen çocuklar takip edilmiş. Sonuçta akar fazla olan evlerdeki çocuklar daha fazla allerjik astım oldukları görülmüş. Ancak bu durum kedi ve köpek yani hayvan allerjenleri ile yapılan çalışmalarda görülmemiştir. Yani evinde hayvan beslenen ve beslenmeyen çocuklar benzer oranlarda allerjik astım görülmüş.
Son maddemizden de bahsedelim allerjenlere tekrarlayan maruziyet. Allerjen maddelere ne kadar çok maruz kalırsak allerji geliştirme ihtimalimizde o kadar artar. Ayrıca aynı maddeye her tekrarlayan maruziyette insan vücudu giderek daha fazla tepki vermeye başlar. Tipik olarak her allerjik reaksiyon bir öncekinden daha şiddetlidir. Mesela ilk arı soktuğunda hiç bişey olmaz ikincide arının soktuğu bölgede hafif kızarıklık ve şişme olur. 3. de tüm kolu şişer ve kızarır 4. de tüm vücudu şişer ve kızarır 5. de ise hem tüm vücudu şişer ve kızarır hem de nefes darlığı yaparak hayati tehlike oluşturur. Bu nedenle bir şeye karşı allerjimizin olduğunu biliyorsak kesinlikle o etkenden uzak durmalıyız. Çünkü sıradaki allerjik reaksiyonun ne kadar şiddetli geçeceğini bilemeyiz.
Alerji genel itibari ile her organda böyle gerçekleşir. Yine de allerji organdan organa farklı şikayetlere sebep olduğu için farklı hastalıklara sebep olur.
Yukardan aşağıya başlarsak allerji gözü tutarsa alerjik konjiktivit denir ve daha çok gözde yanma batma kızarma ve sulanma gibi belirtilere sebep olur.
Burunu tutarsa alerjik rinit denir. Mevsimsel veya yıl boyu sürekli olabilir. Daha çok burun akıntısı, tıkanıklığı, kaşıntısı ve hapşırma gibi şikayetlere sebep olur.
Eğer akciğerlerde olursa alerjik astım olur. Burda da allerjenle maruziyetten sonra ataklar şeklinde gelen nefes darlığı ve öksürük gibi bulgular görülebilir.
Eğer deride olursa buna da atopik dermatit yani atopik egzema denir. Deride yanma kızarıklık kaşıntı gibi şikayetlere sebep olabilir.
Ne kadar bu hastalıkları ayrı ayrı söylemiş olsak da bu allerjik hastalıklar birlikte görülebilir. Hatta bir allerjik hastalığı olanın diğer allerjik hastalığa sahip olma oranı artar. Mesela alerji bir çocukta şu şekilde ilerleyebilir. 3 yaşından önce alerjik egzeması olan bir çocukta zamanla alerjik rinit sonrada allerjik astım gelişebilir.
Son olarak da hangi durumlarda alerjiden şüphelenmeliyiz ve bir hekime başvurmalıyız bundan bahsedelim.
Burun da akıntı ve hapşırma, deride kaşıntı ve kızarıklık , normal dönemlerin arasında ara ara gelen nefes darlığı ve öksürük gibi şikayetler varsa; bu şikayetler belirli bir zaman diliminde örneğin her sene bahar aylarında oluyorsa veya siz bir yere gidince mesela arkadışınızın hayvan beslediği eve, belirli bir yere örneğin yatak odanıza girdiğinizde oluyorsa veya aynı davranışları yapınca örneğin elinize krem sürdüğünüzde bu şikayetler oluyorsa bir allerjik hastalığınız olabilir. Kısa sürede uygun bir hekime randevu almanız iyi olur.