Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat

    AİLE VE TERBİYE İLE İLGİLİ BAZI AYET VE HADİSLER

    Kur’an ayetlerini ve hadisleri incelediğimizde, terbiyecileri kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye nasıl davet ettiğini; kendilerini, gereken huşularda kusur işlediklerinde nasıl korkutup sakındırdığını çok açık biçimde görmemiz mümkündür.

     “Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Mutlu gelecek, günahlardan sakınanların olacaktır.” Taha 132

     “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun…” Tahrim 6

     “Emzirmeyi tamamlamak isteyen için analar çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Onların normal ölçülerde yiyecek ve giyeceklerini sağlamak da çocuk kendisi için doğurulanın (babanın) borcudur. Hiç kimse gücünü aşan bir şeyle yükümlü kılınamaz. Ne ana çocuğu yüzünden zarara uğratılsın ne de çocuk kendisi için doğurulan çocuğundan dolayı zarar görsün…” Bakara 233

     “Ey Peygamber! Mümin kadınlar Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacakları, hırsızlık yapmayacakları, zina etmeyecekleri, çocuklarını öldürmeyecekleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira düzüp getirmeyecekleri, dine ve akla uygun hiç bir konuda sana karşı gelmeyecekleri hususunda sana biat etmeye geldiklerinde onların biatlarını kabul et…” Mümtehine 12

     “Rabbin,sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama!İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.” İsra 23

     Bunun gibi yararlanacak birtakım ayetler daha vardır.

     Aynı konuyla ilgili hadisler:

     “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobandır ve güttüğü sürüden sorumludur.” Buhari, Müslim

     "Bir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha üstün bir miras bırakamaz" Tirmizi

     “Çocuklarınıza ve aile halkına hayır ve iyilik öğretin, onları edepli yetiştirin.” Abdurrezzak

     “Çocuklarınız yedi yaşına girince namaz ile emredin. On yaşına girince (kılmadıkları takdirde) bu sebeple (ölçülü şekilde) dövün ve yataklarını ayırın.” Ebû Davud

     “Çocuklarınız arasında adaleti gözetin, çocuklarınız arasında adil davranın, çocuklarınız arasında adaletten ayrılmayın.” Ahmed b. Hanbel

     Bu konuda da daha nice yararlanılacak Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) uygulamaları mevcuttur.

    AİLEDE DİN EĞİTİMİ

    Henüz iman etmemiş kişilere dinin dayatılması yanlıştır. Fakat iman etmiş, Müslüman birisi dinin emirlerine uymakla mükelleftir. Aksi takdirde Kur'an'da defalarca belirtildiği üzere Allah'ın gazabına cehennem azabına maruz kalır.

Dinde zorlama yoktur deyip keyfime göre inanırım, ibadet yaparım diyen gaflete düşer. Öyle olsa idi bu kadar uyarı ve tembih niye olsun?

    “Ümmetine ve yakınlarına namazı emret. Kendin de o namaza sımsıkı sarıl veya namazı emretmede dirençli ve dayanıklı ol...” (20 Taha 132)

    “Ey iman edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun ki onun yakıtı insanlar ve tutuşturulmaya yarayan taşlar veya taştan yapılmış tüm putlardır...” (66 tahrim 6)

    Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Hz. Ali’nin oğlu Hasan bir gün sadaka hurmalarından birini alıp ağzına koymuştu. Bunu gören Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) “tuh tuh at onu bizim sadaka yemediğimizi bilmiyormusun? buyurdu. (Müslim, Zekat 161’de) “Bize sadaka helal değildir, bilmiyor musun? şeklindedir. (Buhari, Zekat 60, Müslim, Zekat 161)

    Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in üvey oğlu Ebu Seleme Abdullah ibni Abdulesedin oğlu Ebu Hafs Ömer şöyle dedi. Ben Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in himayesinde yetişen bir çocuktum. Yemek yerken elim yemek tabağının her yanında dolaşıyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Ey çocuk besmele çek sağ elinle ve önünden ye!” Ben de bundan sonra devamlı bu şekilde yemeğe devam ettim. (Buhari, Et’ıme 2, Müslim, Eşribe 108)

    İbni Ömer (Allah Onlardan razı olsun)’dan rivayet edilmiştir. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’dan işittim, şöyle buyurdu: “Hepiniz çobansınız, hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır, sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetçi efendisinin malının çobanıdır, onları muhafazadan sorumludur. O halde hepiniz çobansınız, eliniz ve idareniz altındakilerden sorumlusunuz.” (Buhari, Cuma 11, Müslim, İmara 20)

    Amr ibni Şuayb babasından o da dedesi Abdullah ibn Amr (Allah Ondan razı olsun)’dan Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur. “Yedi yaşına gelen çocuklarınıza namaz kılmayı emrediniz. On yaşına geldiklerinde kılmazlarsa kendilerini dövmek v.b. şekillerle cezalandırınız. Oğlan ve kız bir yatakta yatıyorlarsa yataklarını da yedi yaşında ayırınız.” (Ebu Davud, Salat 26)

    Ebu Süreyya Sebre ibni Ma’bed el Cüheni (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Yedi yaşına gelen çocuğa namaz kılmayı öğretiniz. On yaşına vardıklarında kılmazlarsa dayak v.b. şekillerle cezalandırınız.” (Ebu Davud, Salat 23)


 Öne Çıkanlar

 

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi