
İNSAN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU, ANLAMI, ARAPÇA YAZILIŞI VE ÖNEMİ
İNSAN SURESİ DİNLE, İNSAN SURESİ EZBERLE
Medine döneminde inmiştir. 31 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “insan” kelimesinden almıştır. Aynı âyette geçen “ed-Dehr” kelimesinden dolayı Dehr sûresi diye de anılır. Dehr, zaman demektir. Sûrede başlıca, ahiret hayatıyla ilgili meseleler ve özellikle takva sahiplerinin cennette kavuşacakları çeşitli nimetler konu edilmektedir.
Bismillahirrahmanirrahîm
1- Hel etâ alâ-l-insâni hînun mine-d dehri lem yekun şey-en mezkûrâ
2- İnnâ halaknâ-l-insâne min nutfetin emşâcin nebtelîhi fece’alnâhu semî’an basîrâ(n)
3- İnnâ hedeynâhu-ssebîle immâ şâkiran ve-immâ kefûrâ
4- İnnâ a’tednâ lilkâfirîne selâsile ve aglâlen ve se’îrâ
5- İnne-l-ebrâra yeşrabûne min ke/sin kâne mizâcuhâ kâfûrâ
6- Aynen yeşrabu bihâ ‘ibâdu(A)llâhi yufeccirûnehâ tefcîrâ
7- Yûfûne bi-nnezri ve yehâfûne yevmen kâne şerruhu mustetîrâ(n)
8- Ve yut’imûne-tta’âme ‘alâ hubbihi miskînen ve yetîmen ve-esîrâ(n)
9- İnnemâ nut’imukum livechi(A)llâhi lâ nurîdu minkum cezâen velâ şukûrâ(n)
10- İnnâ nehâfu min rabbinâ yevmen ‘abûsen kamtarîrâ(n)
11- Fevekâhumu(A)llâhu şerra zâlike-lyevmi ve lakkâhum nadraten ve surûrâ(n)
12- Ve cezâhum bimâ saberû cenneten ve harîrâ(n)
13- Mutteki-îne fîhâ ‘alâ-l-erâ-ik(i)(s) lâ yeravne fîhâ şemsen velâ zemherîrâ(n)
14- Ve dâniyeten ‘aleyhim zilâluhâ ve zullilet kutûfuhâ tezlîlâ(n)
15- Ve yutâfu ‘aleyhim bi-âniyetin min fiddatin ve ekvâbin kânet kavârîrâ
16- Kavârîra min fiddatin kadderûhâ takdîrâ(n)
17- Ve yuskavne fîhâ ke/sen kâne mizâcuhâ zencebîlâ(n)
18- Aynen fîhâ tusemmâ selsebîlâ(n)
19- Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûne izâ raeytehum hasibtehum lu/lu-en menśûrâ(n)
20- Ve-izâ raeyte śemme raeyte na’îmen ve mulken kebîrâ(n)
21- Âliyehum śiyâbu sundusin hudrun ve-istebrak(un)(s) ve hullû esâvira min fiddatin ve sekâhum rabbuhum şerâben tahûrâ(n)
22- İnne hâzâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâ(n)
23- İnnâ nahnu nezzelnâ ‘aleyke-lkur-âne tenzîlâ(n)
24- Fasbir lihukmi rabbike velâ tuti’ minhum âśimen ev kefûrâ(n)
25- Vezkuri-sme rabbike bukraten ve asîlâ(n)
26- Ve mine-lleyli fescud lehu ve sebbihhu leylen tavîlâ(n)
27- İnne hâulâ-i yuhibbûne-l’âcilete ve yezerûne verâehum yevmen śekîlâ(n)
28- Nahnu halaknâhum ve şedednâ esrahum(s) ve-izâ şi/nâ beddelnâ emśâlehum tebdîlâ(n)
29- İnne hâzihi tezkira(tun)(s) femen şâe-ttehaze ilâ rabbihi sebîlâ(n)
30- Vemâ teşâûne illâ en yeşâallâh(u)(c) inna(A)llâhe kâne alîmen hakîmâ(n)
31- Yudhilu men yeşâu fî rahmetih(i)(c) ve-zzâlimîne e’adde lehum ‘azâben elîmâ(n)
İNSAN SURESİ MEALİ (ANLAMI)
1- İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.
2- Şüphesiz biz insanı, karışım halindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.
3- Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kateder.
4- Şüphesiz biz, kafirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.
5- İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler.
6- Bir pınar ki Allah'ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar.
7- O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı kuşatmış bir günden korkarlar.
8- Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
9- (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) "Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz."
10- "Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız."
11- Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir.
12- Sabretmelerine karşılık da onları cennet ve ipek(ten giysiler) ile mükafatlandırır.
13- Orada koltuklar üzerine kurulmuş olarak bulunurlar. Orada ne güneş (yakıcı sıcak) görürler, ne de dondurucu soğuk.
14- Üzerlerine cennetin gölgeleri sarkmış, cennetin meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır.
15- Etraflarında gümüş kaplar, şeffaf kadehler dolaştırılır.
16- Gümüşten billur kaplar ki, onları (ihtiyaca göre) ölçüp düzenlemişlerdir.
17- Orada kendilerine, katkısı zencefil olan içecekle dolu bir kaseden içirilir.
18- Orada bir pınar ki ona "selsebil" adı verilir.
19- Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır.
20- Orada, görünce (sonsuz)nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.
21- Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir.
22- Onlara şöyle denecektir: "Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür."
23- Şüphe yok ki, Kur'an'ı sana elbette biz indirdik biz.
24- O halde, Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkâra ve hiçbir nanköre itaat etme.
25- Sabah akşam Rabbinin adını an.
26- Gecenin bir kısmında ona secde et; geceleyin de onu uzun uzadıya tespih et.
27- Şunlar (inanmayanlar) dünyayı tercih ediyorlar ve çetin bir günü arkalarına atıyorlar.
28- Onları biz yarattık ve eklemlerini (birbirine) biz bağladık. Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz.
29- İşte bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar.
30- Allah'ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
31- O, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimlere ise elem dolu bir azap hazırlamıştır.
İNSAN SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـٔاً مَذْ كُوراً ﴿١
اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعاً بَص۪يراً ﴿٢
اِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّب۪يلَ اِمَّا شَاكِراً وَاِمَّا كَـفُوراً ﴿٣
اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْكَافِر۪ينَ سَلَاسِلَا۬ وَاَغْلَالاً وَسَع۪يراً ﴿٤
اِنَّ الْاَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِنْ كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُوراًۚ ﴿٥
عَيْناً يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللّٰهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْج۪يراً ﴿٦
يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْماً كَانَ شَرُّهُ مُسْتَط۪يراً ﴿٧
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّه۪ مِسْك۪يناً وَيَت۪يماً وَاَس۪يراً ﴿٨
اِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللّٰهِ لَا نُر۪يدُ مِنْكُمْ جَزَٓاءً وَلَا شُكُوراً ﴿٩
اِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْماً عَبُوساً قَمْطَر۪يراً ﴿١٠
فَوَقٰيهُمُ اللّٰهُ شَرَّ ذٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقّٰيهُمْ نَضْرَةً وَسُرُوراًۚ ﴿١١
وَجَزٰيهُمْ بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَر۪يراًۙ ﴿١٢
مُتَّكِـ۪ٔينَ ف۪يهَا عَلَى الْاَرَٓائِكِۚ لَا يَرَوْنَ ف۪يهَا شَمْساً وَلَا زَمْهَر۪يراًۚ ﴿١٣
وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْل۪يلاً ﴿١٤
وَيُطَافُ عَلَيْهِمْ بِاٰنِيَةٍ مِنْ فِضَّةٍ وَاَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَار۪يرَاۙ ﴿١٥
قَوَار۪يرَ مِنْ فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْد۪يراً ﴿١٦
وَيُسْقَوْنَ ف۪يهَا كَأْساً كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَب۪يلاًۚ ﴿١٧
عَيْناً ف۪يهَا تُسَمّٰى سَلْسَب۪يلاً ﴿١٨
وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۚ اِذَا رَاَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤ۬اً مَنْثُوراً ﴿١٩
وَاِذَا رَاَيْتَ ثَمَّ رَاَيْتَ نَع۪يماً وَمُلْكاً كَب۪يراً ﴿٢٠
عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَاِسْتَبْرَقٌۘ وَحُلُّٓوا اَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍۚ وَسَقٰيهُمْ رَبُّهُمْ شَرَاباً طَهُوراً ﴿٢١
اِنَّ هٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَٓاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُوراً۟ ﴿٢٢
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْاٰنَ تَنْز۪يلاًۚ ﴿٢٣
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ اٰثِماً اَوْ كَـفُوراًۚ ﴿٢٤
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَاَص۪يلاًۚ ﴿٢٥
وَمِنَ الَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلاً طَو۪يلاً ﴿٢٦
اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَٓاءَهُمْ يَوْماً ثَق۪يلاً ﴿٢٧
نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَٓا اَسْرَهُمْۚ وَاِذَا شِئْنَا بَدَّلْـنَٓا اَمْثَالَهُمْ تَبْد۪يلاً ﴿٢٨
اِنَّ هٰذِه۪ تَذْكِرَةٌۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ سَب۪يلاً ﴿٢٩
وَمَا تَشَٓاؤُ۫نَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَل۪يماً حَك۪يماًۗ ﴿٣٠
يُدْخِلُ مَنْ يَشَٓاءُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ وَالظَّالِم۪ينَ اَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً اَل۪يماً ﴿٣١
İNSAN SURESİ NUZÜLÜ
Mushaftaki sıralamada yetmiş altıncı, iniş sırasına göre doksan sekizinci sûre olup müfessirlerin çoğunluğu sûrenin tamamının Medine’de indiğini söylemişlerdir. İbn Âşûr ise Medine’de Rahmân sûresinden sonra, Talâk sûresinden önce indiğine dair rivayeti vermekle birlikte üslûp ve içeriğini dikkate alarak sûrenin Mekke’de indiğini söyleyen rivayetleri tercih eder. Bir kısmının Mekke’de bir kısmının Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (Şevkânî, V, 397; İbn Âşûr, XXIX, 370).
İNSAN SURESİ'NİN KONUSU
Sûrede insanın yaratılış aşamaları, yükümlülükleri, âhirette insanlar için hazırlanmış olan nimetler ve cezalar, bunlarla karşılaşacak insanların cennet ve cehennem hayatları çok canlı ve çarpıcı bir üslûpla anlatılmakta; ayrıca Kur’an’ın Allah katından indirildiği, bir öğüt ve nasihat olduğu bildirilmekte, insanın hür ve sorumlu olması ile Allah’ın irade ve yaratma sıfatları arasındaki ince ve dengeli ilişkiye dikkat çekilmektedir.
İNSAN SURESİ DİNLE